Kadınların hastalıklarının tanısında o zamandan bu yana uzunca bir yol katedilmiş olmasına rağmen, hâlâ bazı durumlarda o günlere dönülebilmektedir. Kadınlarda görülen belirtiler hâlâ hatalı bir biçimde iş sorunları, aşırı dolu takvimler, aile ve ev bakımı gibi günlük yaşamın getirdiği zorluklara bağlanabilmektedir.
Bir hastalığa doğru tanının koyulabilmesi hastanın aktardıkları, test sonuçları ve hekimin gözlemleri gibi birçok faktöre bağlıdır. Hastalar kendilerinde görülen belirtileri net bir biçimde tarif etmeli ve hekimler de bunları doğru olarak yorumlayabilmelidirler. Dil engelleri, kültürel farklılıklar, tıbbî bilgiler ve hastanın kişiliği bir şikayetin tanımlanma şeklini etkileyebildiğinden, zaman zaman bu noktada sorunlar yaşanabilmektedir. Bir hastalığın belirtileri herkeste aynı olmayabilir. Belirtiler sönük, belirsiz veya atipik olabilir. Bazen de başka hastalıkları taklit edebilir veya başka hastalıkların arkasına gizlenebilirler. Buna bir de tek bir belirti veya semptoma atfedilebilen potansiyel tanıların sayısını eklersek, doğru tanıya nasıl olup da varılabildiğini anlamak zorlaşır. Hastalığın belirtilerinin doğru tanıyla birleştirilmesi karmaşık bir işlem olabilmektedir. Bu, kısmen sanat, kısmen de bilimdir. Hekimler çoğunlukla doğru tanıyı koyarlar, ancak bazen de tamamen yanlış bir yola sapabilirler. Tıbbî sistemdeki bir hata veya muhakemedeki bir kusur gibi birden fazla faktörün kombinasyonu sonucunda hekim erken veya tamamen yanlış bir tanı koyabilir. Bu da çok ciddi sonuçlar doğurabilir. İşte hastalık belirtilerinin yanlış yorumlandığı ve dolayısıyla yanlış tanının koyulduğu üç durum: Belirtiler: Baş dönmesi, ayakta kontrol kaybı (ayağın tutmaması) ve kusma İlk tanı: Labirintitis, ciddi seviyede vertigoya (baş dönmesi) neden olan bir iç kulak rahatsızlığı. Doğru tanı: İnme, beyne bir kan pıhtısının gitmesi. İskemik atak ya da çoğunlukla anıldığı şekliyle inme, pıhtının beynin neresini etkilediğine bağlı olarak farklı belirtiler ortaya çıkarabilir ve sonuç itibariyle kas kontrolünü, konuşma yeteneğini, görme yeteneğini veya vücut dengesini etkileyebilir. İnmeye yanlış tanı koyulması ölümle sonuçlanabilir, zira inme geçirmek kişiyi bir başka inme için riskli duruma sokar ve erken tanı sayesinde uygulanan pıhtı parçalama tedavisi yan etkileri azaltabilir. Belirtiler: Sürekli yorgunluk, kilo alma, letarji (uyuşukluk), düzensiz adet kanaması, soğuk hassasiyeti, saç dökülmesi ve tırnakların kolayca kırılması. İlk Tanı: Perimenopoz ve depresyon. Doğru Tanı: Hipotiroid, tiroid bezinin yeterli tiroid hormonu üretememesi, az çalışması. Hipotiroidin yanlış tanısı kalp hastalığına, yüksek LDL (kötü) kolesterolüne, kısırlığa, doğum arazları ve depresyona neden olabilir. Hipotiroid hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz. Belirtiler: Sezaryenle doğum sonrası yüksek tansiyon, bacaklarda şişme ve göğsün sıkışması/ağrıması. İlk Tanı: Hamilelik sonrasında ortaya çıkan yüksek tansiyon. Doğru Tanı: Aortik disseksiyon, kalpten çıkan en büyük kan damarının duvarlarındaki zayıflamanın, kanın yanlış kanalize olmasına neden olarak, yüksek basınç ve stres sonucunda yırtılması. Aortik disseksiyona koyulan yanlış tanı, birden fazla organ yetmezliğine, inmeye, hemoraj (kanama) ve ölüme neden olabilir. Dr. Mehmet Öz