Toplumumuzda konuşulmaktan sıkça kaçınılan, utanç duyulan konuların başında gelen cinsellik yaşamımızın başından sonuna kadar her zaman bize eşlik eder.
Bizleri leyleklerin getirdiğine inandırarak büyüten ebeveynlerimiz, doğduğumuz andan yaşlanıp bir köşeye çekildiğimiz ana kadar hayatımızın parçası olan bu konuya toplum olarak uzaktan baktığımızın bir göstergesidir. Hem değer yargılarımız hem de yetiştirilme tarzımız nedeniyle cinsellik saklanılması gereken bir durummuş gibi davranılır.
Hâlbuki cinsellik kendini bilen her bireye öğretilmesi gereken ilklerden olmalıdır. İnsanoğlu bebeklik döneminde cinsel kimliğini öğrenmeye ve diğer cinsin nasıl olduğunu algılamaya çalışır. Bebeklikten ergenliğe, yaşlılığımıza kadar yaşamın her anında cinsellik mevcuttur. İşte bu nedenden dolayı cinsellik eğitimi daha küçük yaşlarda başlamalı ve utanılacak bir olgu olmadığı benimsetilmelidir.