Prematüre doğum riskinin özellikle çoğul gebeliklerde ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Yurdakök, ikiz bebeklerde genellikle önemli bir sorun görülmezken, üçüz bebeklerin çoğu kez gebeliğin 32. haftasında doğduğunu ve rahim içindeki fetus sayısı arttıkça bu sürenin daha da kısaldığını belirtti.
Prof. Yurdakök, özellikle tüp bebek uygulamalarında çoğul gebelik riskine dikkat çekti. Prof. Dr. Yurdakök, oldukça bulaşıcı olan RSV’nin (Respiratuar Sinsityal Virüs) ekim-nisan ayları arasında salgınlar yaparak solunum yollarında enfeksiyona yol açabildiğini, RSV enfeksiyonlarının çok küçük (gebelik yaşları 32 haftanın altında olanlarda) ve özellikle uzun süre solunum cihazlarına bağlı kalmış kronik akciğer hastalığı gelişmiş bebeklerde hastaneye yatırılmayı gerektirecek, bazen de ölümle sonuçlanacak ciddiyette problemlere neden olabileceğine dikkat çekti. Ayrıca her yıl RSV enfeksiyonlarının sık görüldüğü aylarda, ayda bir kez koruyucu bağışıklamanın hastalıktan korunmada önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’de her yıl doğan 1.3 milyon bebekten yaklaşık yüzde 10’unun prematüre olduğunu belirtiliyor. Prematüre bebekler, solunum yetersizliği, sindirim sisteminin gelişmemiş olması, dolaşım yetersizliği ve bağışıklık sisteminin yetersizliğinden kaynaklanan riskler altında. Uzun dönemde görme, işitme, hareket, dikkat dağınıklığı ve okul sürecinde öğrenme güçlükleriyle karşılaşabilmekteler.