Bakanlık verilerine göre, devlet hastanelerinde sezaryen oranı yüzde 41 iken, özel hastanelerde yüzde 64, üniversite hastanelerinde ise yüzde 65'e çıktı. 2010 yılında ise ilk defa sezaryen olan gebe oranı yüzde 25.4 iken, mükerrer sezaryen oranı yüzde 19.8 olarak gerçekleşti.
AÇSAP Genel Müdürü Rıfat Köse, hemen hemen doğum yapan iki kadından birinin sezaryenle doğurduğuna işaret ederek, Sağlık Bakanlığı’nın, Türk Jinekoloji Derneği ile sezaryenle doğumu azaltma çalışmalarına başladığını vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın sezaryen yapılmasına karşı olmadığını ancak sezaryen kararının tıbbi endikasyona dayalı olması gerektiğini savunduğunu bildiren Rıfat Köse, “Tıbbi endikasyon dışı sezaryenlerin azaltılması konusunda, kamu-üniversite-özel sektör ve uzmanlık dernekleri ile işbirliği ve ortak yaklaşım sürdürülecektir. Doğum ve sezaryen ücretleri ile performans kriterleri belirlenecektir” diye konuştu. Köse, 2013 yılına kadar sezaryen oranının azaltılmasının öngörüldüğünü bildirirken, “2013 yılı haziran ayına kadar tüm hastane doğumlarındaki sezaryen oranının yüzde 35'e indirilmesi öngörülüyor” dedi. 2009 yılında Kayseri, Edirne ve Burdur’da sezaryenle doğum oranının diğer illere göre iki kat, Antalya, Isparta, Çanakkale, Tokat, Düzce, Osmaniye’de 1,5 kat, Samsun, Giresun, Ordu, Trabzon, Zonguldak, Karabük, Bartın, Eskişehir, Kocaeli, İstanbul, İzmir, Uşak, Denizli’de bir kat fazla olduğunu bildiren Köse, yapılan çalışmalar sonucunda geçen yıl riskli illerde sezaryenle doğumun azaldığını vurguladı. Köse, geçen yıl Kayseri’de sezaryenle doğumun diğer illere göre 1,5 kat fazla olduğunu, Ordu, Giresun, Rize, Kırşehir, Eskişehir, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Edirne, Çanakkale, İzmir, Uşak, Denizli, Muğla, Antalya, Osmaniye’de ise diğer illere göre bir kat fazla sezaryenle doğum gerçekleştirildiğini söyledi. Doktorların yüzde 78.6'sının sezaryen doğum oranının yüksek bulduğunu belirten Rıfat Köse, sezaryenin tercih edilmesinin doktorlara göre nedenleri arasında şunları sıraladı: Sezaryeni lüks-konforlu doğum algılayan gebe ve yakınlarının sezaryen istemi ve bu doğrultuda hekime baskıları, vajinal doğuma bağlı olası komplikasyonlardan hasta şikayetlerinin artması ve malpraktis davalarındaki artışın hekimlerde yarattığı stres, normal doğum takibinin uzun sürmesi, sezaryenin kısa sürmesi ve kolay yapılabilmesi yanı sıra hekimin ve gebenin vajinal doğum komplikasyonlarından kaçınma isteği.” Köse, doktorların üzerindeki baskıların azaltılmasının sezaryen oranının azaltılmasını sağlayacağına inanıldığını bildirirken, doktorlara göre sezaryeni azaltacak önlemleri şöyle sıraladı; Hekimi suçlu gören anlayışlara karşı, Sağlık Bakanlığının önlemler geliştirmesi, gebelerin doğum ve doğum şekilleri konusunda eğitimlerine ve normal doğumun özendirilmelerine yönelik çalışmalara öncelik verilmesi, ebelerin eğitimi ve doğumlarda aktif olarak sorumluluk almalarının sağlanması, doğum ücret ve puanlarının iyileştirilmesi yanı sıra diğer branşlarla aralarındaki puan ve ücret adaletsizliklerinin giderilmesi, bölgesel tam teşekküllü hastanelerde, personelin 24 saat vardiya usulü çalıştığı, donanımlı, modern doğum merkezlerinin kurulması ve özellikle mesai saatleri dışında doğumların buralara yönlendirilmesi ve ağrısız doğum uygulamalarının yaygınlaştırılması.