Zebra Balığıyla Nanoteknolojinin Etkileri Araştırılacak

İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde, kromozom sayısı, yetişme süresi gibi artılarıyla geleceğin tercih edilen deney hayvanı olarak da lanse edilen zebra balığıyla nanoteknolojinin etkileri araştırılacak.

İnönü Üniversitesinde 2014'te TÜBİTAK desteğiyle kurulan laboratuvarda üretilen zebra balıkları, deneylerde kullanılarak toksikoloji (zehir bilimi) alanında bilimsel çalışmalara katkıda bulunuyor.

Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Özmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zebra balığının diğer deney hayvanlarından faklı olarak yumurta aşamasından itibaren tüm gelişimlerinin mikroskopla izlenebildiğini söyledi.

Balığının 25 kromozoma sahip olduğunu anlatan Özmen, diğer memeli hayvanlarla yapılan testlere göre zebra balığının çok önemli avantajlarının bulunduğunu ifade etti.

Özmen, günlük üretilebilen balıkların, yumurtalarının şeffaf zarla çevrili olması dolayısıyla gelişimlerini anlık izlediklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Başka bir memeli hayvanda, fare, sıçan gibi hayvanlarda anne karnında gelişen embriyoda bunun izlenmesi olanaksızdır. Dolayısıyla zebra balığında bunu izlerken, aynı zamanda insan üzerinde, diğer canlılar üzerinde oluşabilecek olası bozukluklar, olası toksikolojileri inceleme şansımız oluyor. Bütün aşamalarını takip edebilme şansımız var. Bir embriyonun balık formuna girmeye başlaması yaklaşık 24 ile 48 saat zaman aralığını alıyor. 48. saatten sonra yavru embriyolar yüzmeye de başlıyor. Yaklaşık 72 saatten itibaren de artık serbest olarak kendileri yüzebiliyor. Bu sayede ortaya çıkabilecek bütün organ bozukluklarını ya da herhangi gelişimsel bozukluk, gelişim üzerinde herhangi baskılanma olduğunda bunları da tespit etmiş oluyoruz."

"Nanoteknolojinin olası etkileri bilinmiyor"


Çalışmalarının uluslararası düzeyde olduğunu bildiren Özmen, yurt dışında olduğu gibi yurt içinde de ortak paydaşlarla çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Sağlık alanındaki çalışmaları kapsamında Hacettepe Üniversitesi ile bir proje yürüttüklerini dile getiren Özmen, şöyle devam etti:

"Proje, ilaçların olası kas hastalıkları üzerinde genetik temelli etkilerini değerlendirmeye yönelik bir çalışma. Bunun yanı sıra nanopartiküller günlük hayatımızda çok önemli yer tutmaya başladı. Nanoteknoloji 21. yüzyılın önemli bir bilim alanı haline geldi. Nanoteknolojiyle gelişen birçok malzeme, özellikle günlük yaşamımızda diş macunlarından kozmetik ürünlere, çeşitli gıda maddelerine kadar pek çok alanda kullanılıyor. Ama bunların henüz olası etkileri bilinmiyor. Canlılar üzerinde ne tür bir risk oluşturacağı bilinmiyor. O açıdan çalışmalarımız, her boyutlu olarak insan sağlığına dayalı düzeyde çalışmalardır."

Hayvanları ilk kez akvaryum balıkları getirten firmalar vasıtasıyla temin ettiklerini bildiren Özmen, yaklaşık 5 yıldır ise kendi laboratuvarlarında üretim yaptıklarını kaydetti.

Özmen, kurdukları laboratuvarda günlük 500 balık üretebileceklerine değinerek, "Türkiye'de zebra balıkları deney hayvanı olarak pek bilinmez. Yeni yeni tanınıyorlar. Bununla ilgili eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Bu balıklar üzerinde çalışmalar yürütülürken de eğitim alınması gerekiyor. Türkiye'de bazı laboratuvarlarda yapılıyor ama çok dar kapsamlı." şeklinde konuştu.