Yeni Yılda Sağlıklı Cilt İçin Altın Kurallar!

Memorial Wellness Kozmetik Dermatoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Ayça Alan Atalay, yeni yıla girerken cilt sağlığı konusunda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

CİLT TİPİNİZE UYGUN ÜRÜNLERİ KULLANIN

Özellikle karma ve yağlı cilt tipine sahip kişiler, normal ve kuru cilt tiplerine uygun nemlendirici ve makyaj ürünlerini kullandıklarında, öncelikle kapalı ve açık komedonlar şeklinde başlayıp sonraki aşamada sivilcelere dönüşen can sıkıcı sonuçlarla karşılaşabilmektedir. Kuru ciltlere yönelik kozmetik ürünler cildin nem dengesini sağlayabilmek adına yağ içinde su emülsiyonları şeklinde hazırlanmaktadır. Karma ve yağlı cilde sahip kişiler daha çok su bazlı nemlendirici ve makyaj ürünlerini tercih etmelidir.

CİLDİN NEM DENGESİNİ DİKKAT EDİN

Pürüzsüz bir görünüm için cildin nem dengesine çok dikkat edilmelidir. Cildi aşırı kurutan temizleyiciler aşırı sebum salınımına yol açarak yine akneyi tetikleyebilmektedir. Ayrıca Hindistan cevizi, kakao yağı, lanolin gibi en bilinen komedojenik ajanları içeren ürünlerden kaçınmak özellikle karma ve yağlı cilde sahip kişilerin özellikle dikkat etmesi gereken noktalardan biridir. Kişinin cilt tipine uygun, gerekli testlerden geçirilmiş güvenilir dermokozmetik ürünlerin uzman bir dermatolog yardımıyla seçmesi faydalı olacaktır.

SAĞLIKLI BESLENİN VE BOL SU TÜKETİN

Cilt sağlığının korunması için yeterli miktarda su tüketmek çok önemlidir. Vücudun susuz kalması ilk olarak ciltte etkisini gösterip, kuruluk ve matlaşmaya neden olacaktır. Taze mevsim sebze ve meyvelerinin tercih edilmesi de cildi içeriden besleyecektir.

DOĞRU UYGULAMAYLA CANLI VE PÜRÜZSÜZ BİR CİLDE SAHİP OLUN

Güneş lekeleri, akne izleri, yaşlılık belirtileri ve daha pek çok cilt problemi, konusunda uzman dermatologlar tarafından doğru yöntemlerle pratik bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Cildi yenilemek, daha canlı, pürüzsüz ve sağlıklı bir görünüme sahip olmak için yapılabilecek uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:

Fraksiyonel lazer: Ciltte oluşturduğu ısı sütuncukları sayesinde kolajen ve elastin yapımını artırıp cildin üst tabakasını belirgin bir soyulmaya yol açmadan yenileyebilmektedir. 3'er haftalık aralıklarla 4-6 seans uygulandığında çok daha belirgin etki görülebilmektedir. Bu yöntem ciltteki ince çizgilerin de silinmesine yardımcı olmaktadır.

PRP: Kişinin kendi kanında bulunan trombosit denilen kök hücrelerin yardımıyla gerçekleştirilen bu tedaviyle daha canlı bir cilde kavuşabilmek mümkün olmaktadır. Kök hücrelerle gerçekleştirilen bu tedavi, hamile ve emzirme dönemindeki kadınlar dahil birçok kişide son derece güvenle uygulanabilmektedir. 2 veya 3'er haftalık aralıklarla 4 seans önerilmektedir.

Altın iğne radyofrekans: Cildi sıkılaştırıcı mikro iğneli radyofrekans uygulamasıdır. Yaklaşık 3,5 mm derinliğe girerek, doku içine radyofrekans ışını vererek uygulanan bu tedaviyle bağ dokusu desteklenmektedir. Kolajen lifler uyarılarak cildin yenilenmesi sağlanmaktadır. Akne izlerinde, gözenek küçültmede ve ince kırışıklıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu yöntemle kişinin doğal yapısına yapaylık katmadan, cilt düzeltilmektedir.

Işık dolgusu: Topikal olarak uygulanan birçok kremin maalesef esas kolajen yapımının uyarımı için gerekli dermis denilen cilt tabakasına ulaşması oldukça zor olmaktadır. Mezoterapi tekniğiyle orta cilt tabakasına hapsettiğimiz hyaluronik asit, A, C, E vitamini gibi antioksidan vitaminler ve bazı aminoasitler sayesinde ışıl ışıl, neme doymuş ve sağlıklı bir cilt elde edebilmek mümkün olmaktadır. 3'er haftalık aralıklarla 3 seans önerilmektedir.

TEDAVİ İÇİN EN UYGUN ZAMAN

Akne ve sivilce izi tedavisine başlamanın en ideal mevsimi kış aylarıdır. Sivilce izlerinin tedavisinde kullanılan yöntemler; fraksiyonel lazer, e-dermastamp, PRP, dolgu olarak gruplandırılabilmektedir. Oluşmuş derin sivilce izleri;

Ice-pick,
Rolling,
Boxcar skar, şeklinde sınıflandırılmaktadır.

Bunlardan tedavisi en zor olanı ice-pick denilen ağzı dar fakat derin sivilce izleridir. Boxcar ve rolling skarları subsizyon denilen yöntemle tedavi edilebilmektedir. Bu yöntemde deri altına iğnelerle çukur izlere katkıda bulunan fibröz lifleri de ortadan kaldırmaya yönelik olarak hyalüronik asit enjekte edilmektedir.

BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ ETKİYİ ARTIRIYOR

Fraksiyonel lazer ve e dermastamp uygulamalarının ikisi de kolajen ve elastin yapımını artırarak etki göstermektedir. Fraksiyonel lazer tedavisinde lazer ışınının yol açtığı ısı sütunları, e-dermastamp tedavisinde ise iğneciklerin ciltte açtığı mekanik kanalcıklar sayesinde belirgin kolajen ve elastin yapımı tetiklenmektedir. PRP içeriğindeki kök hücreler sayesinde özellikle fraksiyonel lazer ve e-dermastamp uygulamalarıyla kombine edildiğinde belirgin yenileyici etki göstermektedir. Postinflamatuar hiperpigmentasyon denilen, sivilce bölgesinde fazlaca melanin depolanmasına bağlı oluşan kahverengi veya siyah lekeleri, melanini parçalayan Q-switched Nd-YAG lazer tedavi edebilmektedir.