Psikolog Enise Öziç, "Yas sürecinin sağlıklı atlatılabilmesi için kişi ne yas duygusunu yaşamaktan uzak kalmalıdır ne de kayıp olmasına rağmen olmamış gibi davranmalıdır" dedi.
Medical Park Samsun Tıp Merkezi'nden Psikolog Enise Öziç, "yas sürecinin sağlıklı atlatılabilmesi" hakkında bilgi verdi. Öziç, "Yas, kişilerin yaşadıkları kayıplar karşısında verdikleri psikolojik ve fizyolojik tepkiler bütünü olarak kısaca tanımlanabilir. Bu tepki uzaktan tanıdığımız bir insanın kaybında ortaya çıkabilmektedir ancak bir yakınımızın kaybı diğer kayıplara oranla psikolojik ve psikososyal alanlarda bizi çok daha fazla etkilediğinden daha zorlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır" ifadelerini kullandı.
Yas sürecinin kişinin yakınını kaybettiği andan başlayıp ortalama bir yıl gibi bir süre devam edebildiğini söyleyen Psikolog Enise Öziç, "Bu süre içinde yakınını kaybeden kişide ilk etapta hissizlik, inkar, kabullenememe, şaşkınlık, her an kaybettiği kişinin geleceği hissi ve sosyal yaşama adapte olamama gibi belirtiler oluşabilmektedir. Ardından gerçeklerle yüzleşmeye başlandıkça depresyon süreci başlamaktadır. Bu süreçte sürekli ağlama isteği, agresiflik, çabuk öfkelenme, hiçbir şeyden zevk alamama, her şeyin anlamını yitirdiği düşüncesi ve uykusuzluk, iştahsızlık gibi depresif belirtiler daha belirginleşebilmektedir. Depresif belirtilerin yaşandığı süreç ortalama birkaç hafta ile 6 ay arasında olmaktadır" diye konuştu.
Depresyon süreci atlatıldığında iyileşme sürecinin başladığını söyleyen Öziç, "Ancak iyileşme sürecinin başlamasının geciktiren birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi yas sürecinin sağlıklı atlatılamamasıdır. Örneğin özellikle yasın ilk birkaç ayında 'güçlü olmalıyım, ağlamamalıyım', 'onun ölümünün konuşulduğu bütün ortamlardan uzaklaşmalıyım', 'yakınımın ölümünü yok saymalıyım', 'içime atmalıyım, kimseyle paylaşmamalıyım' gibi gerçeğe uygun olmayan düşünce hataları ve sosyal paylaşımdan uzaklaşmaya çalışmaktır. Bu tür durumlar yas sürecinin uzamasına ve yaşam kalitesinde ciddi bozulmalara neden olabilmektedir" şeklinde konuştu.
Psikolog Enise Öziç, "Yas sürecinin sağlıklı atlatılabilmesi için kişi ne yas duygusunu yaşamaktan uzak kalmalıdır ne de kayıp olmasına rağmen olmamış gibi davranmalıdır. Bu nedenle zor olsa dahi kişi kendisine yas sürecini yaşaması için izin vermelidir. Çevresine ya da sevdiklerine hissettiği duyguları açmalı ve onların duygularını ve acısını paylaşabilmelerine izin vermelidir" açıklamasında bulundu.
Medical Park Samsun Tıp Merkezi'nden Psikolog Enise Öziç şunları kaydetti: "Unutulmamalıdır ki sosyal destek yas sürecinde çok faydalıdır. Bu nedenle yas yaşayan kişinin sevdikleri o kişiye destek olmak adına sadece onu dinlemeli ve acısını paylaşmalıdır. Onu anladıklarını, üzüldüklerini ve her zaman onun yanında olduklarını dile getirmeleri önemlidir. Bunun haricinde sessiz kalmaları bile yanında oldukları müddetçe bir destektir. Bu yüzden dinlerken çoğu zaman sessiz kalıyor olmak destek olamadıkları anlamına asla gelmemektedir, önemli olan o kişinin kendisini ve duygularını açabiliyor olmasıdır. Aksi halde 'Allah onun ömrünü sana versin', 'çok gençti yazık', 'çok çekmişti kurtuldu' gibi cümleler yası yaşayan kişiyi daha çok üzer ve onun sosyal ortamdan uzaklaşmasına sebep olabilmektedir. Sonuç olarak sağlıklı yas dönemi yaşandığında belirli bir zaman sonra kaybedilen kişi değerinden hiçbir şey kaybetmeyerek en özel anılar arasında yer alabilmektedir. Ancak tüm bunlara rağmen yas yaşayan kişi kendisini sosyal çevreye hiç açmıyor, 6 aydan uzun bir süredir kendisinde hala depresif belirtiler hissediyor, iş-sosyal uyum ve yaşama geri dönmeye odaklanamıyorsa bu durumda mutlaka bir uzmandan yardım alması gerekmektedir." - SAMSUN