Elektronik sigara; batarya, buharlaştırıcı, likit tankı ve bazen bir coil gibi bileşenlerden oluşan bir cihazdır. Sigara içenler için alternatif bir üründür ve buharlaştırıcı kısmında ısıtılan likit, buharlaştırılır ve kullanıcının inhalasyonu ile buhar solunur. Bu buhar, kullanıcının nikotin almasını sağlar. Vatandaşların tükettiği bu elektronik sigaraların zararları merak konusu oldu. Peki, Vozol zararlı mı? Elektronik sigaralar, vozol zararlı mı? Puff mı daha zararlı sigara mı? İşte detaylar…
VOZOL ZARARLI MI?
Bu konuda Vozol'un açıklaması şu şekildedir: "Vozol'un içerisinde yer alan Nikotin bağımlılık yaptığı gibi, çok fazla aroma çekimi de vücutta zararlı olduğunu belirtmeliyiz. Ancak, tekrar tekrar belirtmemiz gerekir ki, burada ki amaç sigarayı bırakmak olmalı. Sigara alışkanlığı, el alışkanlığı gibi kötü alışkanlıklarımızı bırakma sürecinde kullanılabilecek Vozol puff ve diğer puff ve pod kit modelleri uzun süreli değil de, sadece sigarayı bırakana kadar olmalıdır. Sonrasında bu cihazları da bırakma amacı taşımalıyız."
ELEKTRONİK SİGARALAR, VOZOL ZARARLI MI?
Yeşilay'ın da konu hakkında açıklamaları bulunmakta ve elektronik sigaraların en az normal sigaralar kadar zararlı olduğu vurgulanmaktadır. Yeşilay'ın konu hakkında açıklamaları ise şu şekilde:
7000'DEN FAZLA ZARARLI MADDE İÇERİYOR
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Erol Sezer, sigara dumanının, tütün(sigara) ve katkı maddelerinin yanması sonucu 7000'den fazla maddeyi içerdiğini söylüyor. Sezer, elektronik sigara sıvısı buharının ise başta nikotin, propilen glikol, bitkisel gliserin, tat ve koku veren katkı maddeleri, tütüne(sigara) özgü nitrozaminler ve asetol olmak üzere pek çok tahriş edici ve kanser yapıcı özelliği bulunan madde içerdiğini dile getiriyor. Elektronik sigara sıvısında tat koku verici ve pekiştirici etkiyi güçlendirici maddelerin yaygın biçimde kullanıldığını vurgulayan Sezer, "En sık kullanılan maddeler diasetil (DA) ve asetilpropionil (AP). Diasetil, kakao, kahve, karamel, tereyağı, alkollü içecekler gibi gıda ürünlerinde de bulunuyor. Sindirim sistemi yoluyla alındığında zararsız kabul edilmesine karşın, solunarak akciğerden alındığında solunum fonksiyonlarını bozucu bir etkiye sahip. Bu maddenin, solunabilen toz ve parçacıklarının üretim aşamasında solunması durumunda tıkayıcı akciğer hastalığına yol açtığı görülüyor" diyor.
PATLAMIŞ MISIR HASTALIĞINA YOL AÇIYOR
Prof. Dr. Recep Erol Sezer, diasetil'in akciğerlerin küçük hava yollarında, bronşiyollerde daralma ve tıkanmalarla seyreden, geriye dönüşsüz bir akciğer hastalığı olan patlamış mısır akciğeri hastalığına yol açtığını söylüyor. Sezer, yeni bir çalışma ile ilgili şu bilgileri veriyor: "Elektronik sigara buharı akciğer hava keseciklerini koruyan makrofajların işlevlerini bozuyor ve onlara zarar veriyor. Fare çalışmaları ile elektronik sigara dumanının, kalp, akciğer ve mesane hücrelerinde DNA hasarı yaptığı ve akciğer hücrelerinde DNA tamir genlerine zarar verdiği görülüyor. Kültürle çoğaltılmış insan akciğer ve mesanesinde de aynı DNA hasarları görüldü. Tütüne(sigara) özgü nitrozaminler, kanser yapıcı maddeler olarak biliniyor. Elektronik sigara, nikotin nedeniyle, damar sertliğine yol açarak ve kriz oluşumunu kolaylaştırarak kalp hastalığı riskini yükseltiyor. Yakın dönem araştırmaları, nikotinli ve nikotinsiz elektronik sigaraların damarları döşeyen ve damar sağlığı ve işlevlerinde ana rol oynayan endotel tabakasına zarar verdiğini gösteriyor."
BAĞIMLILIK YAPICI ETKİSİ YÜKSEK
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erkan Ceylan, elektronik sigara ile her nefeste 0-36 mg/ml arasında nikotin alınırken, 30 puf çekildiğinde bir sigaradan alınan miktar kadar nikotine maruz kalındığını belirtiyor. Elektronik sigaranın, toksik ve kullanıcıya yüksek oranda nikotin vermek üzere planlanmış bir ürün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ceylan şöyle devam ediyor: "Elektronik sigaradaki nikotinin şekli ve dozunun bağımlılık yapıcı etkisi çok yüksek. Nikotin, adrenalin, sonrasında beyinde dopamin salınmasına neden oluyor. Sonuç olarak beyindeki ödül sisteminin aktive edilmesi ile zevk alınmasını sağlıyor. Bu kişiler elektronik sigaraya bağlı sağlık problemi yaşasalar da yüksek riskleri önemsemiyor ve kullanmaya devam ediyor. Elektronik sigara bir ilaç değil. Elektronik sigarayı ilaç firmaları ya da sağlık sektörü değil bizzat sigara firmaları üretip pazarlıyor. Bu firmaların amacı, daha fazla satmak ve yeni müşteriler bulmak. Bu da, daha fazla insanı bağımlı yapmaktan geçiyor. Elektronik sigara ile birlikte nikotin bağımlılığı yeniden arttı. Artık hiç sigara içmemiş gençler, daha güvenli olduğuna inanarak elektronik sigaraya başlıyor ve daha sonra sigaraya geçiyor. Elektronik sigara nikotin bağımlılığını ortadan kaldırmadığı gibi bağımlılık yapıcı bir ürün."
GENÇLİK YILLARI BEYİN GELİŞİMİ İÇİN KRİTİK
Elektronik sigaranın pazarlanmaya başlamasıyla birlikte zehirlenmelerin arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Erkan Ceylan, "Elektronik sigara, içerdiği propilen glikol ile akciğer üzerinde önemli tahriş edici özelliğe sahip. Sigaraya oranla çok daha küçük partiküller üreten elektronik sigaranın akciğere ulaşma ve tahrip gücü daha fazla. Nikotinin öldürücü dozu 10-60 mg. 2010-2014 arasında zehirlenme olguları yüzde 0.3'ten yüzde 41'e yükseldi" diyor. Gençlik yıllarının beyin gelişimi için kritik bir dönem olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ceylan şöyle devam ediyor: "Elektronik sigara kullanan gençler, uzun süreli etkiler için risk altında. Elektronik sigara kullanımı sadece nikotin bağımlılığına yol açmakla kalmıyor aynı zamanda kokain ve metamfetamin gibi madde bağımlılığına da yatkın hale getirebiliyor. Nikotin, dikkat ve öğrenmeyi kontrol eden beyin devrelerinin gelişimini etkiliyor. Duygu durum bozuklukları ve dürtü kontrolüyle ilgili kalıcı problemler oluştururken kendine veya başkalarına zarar verebilecek bir dürtüyle savaşamaz hale geliyorlar. Sigara kullanımını artırma potansiyeli nedeniyle elektronik sigara kullanımının yaygınlaşması engellenmeli."
KISIRLIĞA NEDEN OLABİLİR
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Ulun Uluğ da, elektronik sigarayla sigaranın zararları arasında fark olmadığına dikkat çekerken, sigara kullanımının birçok sağlık sorununun yanı sıra üreme sağlığını da olumsuz etkilediğini dile getiriyor. Sigara içen kadınlarda infertilite (kısırlık) görülme oranının, içmeyenlere göre 10 kat fazla olduğuna dikkat çeken Uluğ, sigaranın kadınlarda yumurtalık fonksiyonlarında azalma, menopoza daha erken yaşta girme, düşük ve erken doğum riskinde artışa neden olduğunu belirtiyor. Uluğ, sigara içen kadınlarda sigara içmeyenlere göre doğurganlığın düşük, hamile kalma süresinin 3-12 ay daha uzun olduğunu belirtiyor. Uluğ, "Sigara, rahim ve yumurtalık kanserine neden olduğu gibi çocuk düşürme, sakat ve eksik doğum, erken menopoz gibi tehlikeler oluşturarak kısırlığa neden olabiliyor. Hamileliği sırasında sigara içen kadınların bebeklerinde eksik kilolu doğmanın yanı sıra zeka eksikliği de görülebiliyor" diyor.
DOĞAL YOLLARLA HAMİLE KALMAK ZORLAŞIYOR
Prof. Dr. Ulun Uluğ, sigarayla vücuda alınan nikotinin, yumurtalıklarda bulunan hücreleri olumsuz etkileyerek yumurtanın genetik anomalilere gereğinden fazla eğilimli olmasına sebep olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Uluğ sözlerini şöyle sürdürüyor: "Sigara kullanımı, doğal yollarla hamile kalmayı zorlaştırıyor ve düşüğe neden oluyor. Yapılan çalışmalarda, sigara içen kadınların yumurtalık kapasitesinde içmeyenlere göre önemli bir düşüş tespit edildiği görülüyor. Ayrıca idrar kesesinde mesane kanserine neden olabiliyor. Sigara kullanımı, erkeklerde de üreme fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesine neden oluyor."
HAMİLELİKTE İÇİLİRSE BEBEĞİN BÜYÜMESİNİ ENGELLER
Prof. Dr. Ulun Uluğ, hamilelikte sigara kullanımının pek çok sıkıntıyı da beraberinde getirdiğini söylüyor. Uluğ sözlerini şöyle tamamlıyor: "Hamilelikte içilen sigara, bebeğin büyümesini engeller, vücudun zararlı bakterilere karşı direncini düşürür. Düşük yapma veya erken doğuma sebebiyet verir, bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimini engeller. Hamilelikte içilen sigara, bebeğin akciğer kapasitesinin gelişmesini engelleyerek solunum yolu hastalıklarına neden olur. Hamilelikte sigara içen kadınların çocuklarının geç algılama sorunu yaşadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sigara kullanımı ayrıca plasentanın aşağıya rahim ağzına yakın ya da rahim ağzının tamamını örtecek şekilde yerleşmesi anlamına gelen plasenta previa riskini artırır. Ayrıca kemiklerden kalsiyum mobilize edildiğinden kemik kaybı artar, B12 vitamininin bağırsaktaki sentezi azalır."