Türkiye'deki 10 Hibrit Ameliyathaneden Biri Samsun'da

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı bünyesinde hibrit ameliyathane, hizmete girdi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı bünyesinde hibrit ameliyathane, hizmete girdi. Türkiye'deki 10 hibrit ameliyathaneden biri olan ameliyathanede, kesinin küçük olması, daha az kan kaybı, ameliyatların kısa sürmesi gibi avantajlar sağlanıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Kemal Demirağ, "Yeni ameliyathane, ameliyatlardaki riski azaltıp başarı oranını artırıyor" dedi.

Türkiye'deki 10 hibrit ameliyathaneden biri olarak hizmete başlayan ameliyathane ile ilgili bilgi veren OMÜ Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Demirağ, "Kalp damar cerrahları daha zor, daha sıkıntılı hastalarla ve daha yaşlı hastalarla karşılaşmaktadır. Bu gibi hastalara normal bildiğimiz alışılagelmiş konvansiyonel cerrahi yöntemler artık yetersiz kalmaktadır. Çünkü bu hastalar daha yüksek risk taşımaktadır. Bu hastalara daha az zarar vererek, daha hızlı ve daha çabuk bir şekilde tedavi etmek asıl amaç olarak edinilmektedir. Hibrit ameliyathane fikri de bu şekilde doğdu" dedi.

HİBRİT İLE AMELİYATLARIN SÜRESİ ÇOK KISALDI

Hibrit ameliyatlarında ameliyat sürelerinin çok kısaldığını belirten Prof. Dr. Demirağ, "Hibrit ameliyathane 2 ortamın bir ünite içerisinde olmasıdır. Bunlardan biri bildiğimiz konvansiyonel kalp damar cerrahi ameliyathanesidir. Bu da normal ameliyathane masası, anestezi cihazı gibi makineler oluyordu. Hibrit ameliyathanelerinde ise DSA dediğimiz anjiyo cihazları olmaktadır. Bu anjiyo cihazının normal anjiyo ünitelerindeki cihazlardan birçok farklılığı var. Birincisi normal anjio ünitelerindeki anjiyo cihazları sadece anjiyo yapılmasına yönelikken, bizim cihazlar aynı zamanda ameliyata da yöneliktir. Yani hastanın ameliyathane de yattığı masa hem radyoloji özellikli hem de aynı zamanda normal bir kalp ameliyatının yapılabileceği bütün özelliklere sahiptir. Normalde 8-9 saat sürecek ameliyatlarımız, belki 15-20 ünite kan kullanacağımız, oldukça riskli, hastaların belki önemli bir bölümünü kaybedeceğimiz ameliyatlar 1- 1,5 saat gibi kısa bir sürede yapılmaya başlanmış. 1-2 ünite kan transfüzyonu veya hiç kan transfüzyonu olmadan, hastaya bazen tam anestezi vermeden yapacağımız operasyonlar haline gelmiştir. Bu da tıpta oldukça önemli bir gelişmedir" diye konuştu.

HİBRİT AMELİYATHANEYE HASTA SAYIMIZ FAZLA ARTTI

Hibrit ameliyathanelerinin açılmasıyla hasta sayılarında çok fazla artışın olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demirağ, "Şu anda yaklaşık 3-4 aydır hasta alımı yapmaktayız. Hasta sayımız da giderek artmakta. Korkuyoruz ki, biz bu sayıya cevap veremeyeceğimiz duruma geleceğiz. Çünkü yaz aylarında normalde bizim hasta sayımızın azalması gerekirken, şu anda hasta artışı görünmektedir. Eylül- Ekim ayında belki bu sayıya cevap veremeyeceğiz. İkinci bir hibrit ameliyathaneye isteğine gidebiliriz. Çünkü hasta sayımızın bizim tahmin ettiğimizden daha fazla artış gösterdi. Bu ameliyathanelerin en büyük avantajlarından bir tanesi de travmaya bağlı olarak aortta bulunan hasarları çabuk bir şekilde onarılmasıdır. Herhangi bir trafik kazası, yaralanma, bıçaklanma, vurulma sonrasında aortun hasar aldığı veya aortun yırtıldığı durumlarda kasıktan küçük bir işlemle içeriye stendi koyuyoruz. Bu tür ameliyathaneler hastayı korumaktadır" diye konuştu.