Sinir Dokusu Mühendisliği" Hastalara Umut Olacak

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) araştırmacıların yürüttüğü proje kapsamında, 3 boyutlu modelleme ve biyomühendislik yöntemleri kullanılarak, kafa travmaları, omurilik yaralanmaları, felç stroke, sinir hücreleri kayıpları ile alzaymır ve...

METİN GİRGİN - Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) araştırmacıların yürüttüğü proje kapsamında, 3 boyutlu modelleme ve biyomühendislik yöntemleri kullanılarak, kafa travmaları, omurilik yaralanmaları, felç stroke, sinir hücreleri kayıpları ile alzaymır ve şizofreni hastalıklarından doğan hasarların tedavi edilmesi hedefleniyor.

BAU Tıp Fakültesi Nöroşirurji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Soner Şahin, İstanbul SBÜ Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Op. Dr. Evren Yüvrük, Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Biyomühendislik Bölümü'nden Doç. Dr. Cem Bülent Üstündağ, Aşkıcan Hacıoğlu, Taylan Baran Yeşil, Fatih Çiftçi ve Reyhan Yanıkoğlu'nun yürüttüğü "Sinir Doku Mühendisliği ve Nöroşirurji'de Yenileyici Tıp Uygulamaları ve 3D Bioyazılım" projesiyle, sinir hücreleri kayıplarından doğan hasarların giderilmesi ve omurga eğriliğinin düzeltilmesi amaçlanıyor.

Kök hücre, 3 boyutlu modelleme ve biyomühendislik yöntemlerinin kullanılacağı projenin, beyin cerrahisi alanında kafa travmaları, omurilik yaralanmaları, felç stroke, sinir hücreleri kayıpları ile alzaymır ve şizofreni kaynaklı hasarların tedavisinde hastalara umut olabileceği belirtiliyor.

Üç boyutlu modellemeler ile oluşturulmuş biyomühendislik

Doç. Dr. Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beyin cerrahisinde inovasyon ve sinir dokusu mühendisliğinin gelecek 10 yıl içerisinde müthiş bir ivme ile tedavi algoritmalarının içerisine girebileceğini söyledi.

Bugünkü tıbbın sadece ilaçlar ile cerrahi müdahale üzerine olması ve sorunları çözülemeyen birçok tıbbi problemin bulunması nedeniyle artık daha inovatif tıp dallarına, özellikle "rejeneratif tıp" adı verilen dallara mutlaka ilgili gösterilmesi gerektiğini aktaran Şahin, şöyle devam etti:

"Çünkü birçok dejeneratif hastalık, örneğin alzaymır, şizofreni, beyin cerrahisinin önemli hastalıklarından gerek kafa travmaları gerekse omurilik yaralanmaları, hem kök hücrelerin hem de özellikle 3 boyutlu modellemeler ile oluşturulmuş biyomühendislik dallarının işin içerisine girmesi gerekiyor. Biz de bu anlamda ciddi bir ekip oluşturduk. Hastanemizdeki biyomedikal ve bilgi işlemdeki arkadaşlarımız gerekse bunun mühendislik ayağı olan Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki Doç. Dr. Cem Bülent Üstündağ'ın başkanlığındaki biyomühendislik bölümünden arkadaşlarla oluşturduğumuz projelerimiz var. Bunları hayata geçirmek istiyoruz."

Şahin, geliştirdikleri projede ana temanın, sinir doku mühendisliği ve inovatif beyin cerrahisi olacağını belirterek, "İnsanın doğasında var olan ortamının (Ekstrasellüler Matriks) 3 boyutlu modellemelerinden elde edilecek sinir hücre iskeletini, sinir doku mühendisliği ile 3 boyutlu modelleyeceğiz ve biyolojik materyaller oluşturarak bozulmuş alanlarda kullanacağız. Bu konu rejeneratif tıp başlığında olacak. Bunun çalışmalarını başlatıyoruz." dedi.

"Hücrelerin yaşayabilirliğini koruyacağız"

Doç. Dr. Şahin, sinir doku mühendisliği ve inovatif beyin cerrahisinin birkaç yıl içerisinde çok ilgi çeken konular arasına girdiğini, Türkiye'de özellikle kulak ve damar yapılarına benzer organizmalar oluşturmak üzere çalışmaların yapıldığını bildirdi.

"Artık hücreleri çok daha iyi tanıyabildiğimiz için onları ekstraaksiyel matriks dediğimiz doğal ortamında hücre kültürleriyle oluşturup, biyomateryaller ile problemli alanda kullanmak için bir çalışma başlatacağız." diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sinir dokuların problemleri ile alakalı hemen hemen her alanda, hücrelerin canlılığını sağlaması ve onun yaşayabilirliğini korumasında kullanılabilecek. Prof. Dr. Türker Kılıç öncülüğünde, anjiyogenezis ile ilgili çok ciddi çalışmalarımız oldu. Hem kök hücre hem de nöral hücrelerin olgunlaştırılması, yaşayabilir hale gelmesi ve kişi bazlı tedavilerdir. Aslında her hastalık var ama her organizma için hastalık ve tedavi yöntemleri farklılık arz ediyor. Biz de kişi için çok daha farklı modellemeler yapacağız, yani kişiye özgü tedaviden bahsediyoruz."

Herhangi bir çalışmanın uygulanabilmesi için birçok fazdan geçmesi gerektiğini ifade eden Şahin, şu anda hipotez olarak projeleri oturttuklarını, nisan ayında uluslararası bir toplantıda kabul edilen projeleri hakkında biyomühendislik departmanı tarafından sunum yapılacağını aktardı.

Şahin, alzaymır gibi dejeneratif beyin rahatsızlıkları ya da şizofreni gibi psikolojik rahatsızlıkların hasarlarının tedavisinde, bir ilacın biyomühendislikle elde edilmiş sistemlerle çok daha etkin dozda, fabrikasyonunun hızlı, kullanılan materyalin uzun ömürlü oluşu ve doz aralığını belirlemesi açısından çok değerli olacağı kanaati taşıdıklarını anlattı.

"Türk tıbbı, çok iyi düzeyde"

Omurga eğriliğinde (skolyoz) bu modellemeleri çeşitli materyallerle yaptıklarına dikkati çeken Şahin, "Bu, ameliyattan önceki hastanın kurgusunu yapmamızı sağlıyor. Biz ameliyatta nasıl bir planlama yapacağız, tam olarak 3 boyutlu bu görüntüyle nasıl bir planlama yapacağız ve hastaya ne kadar daha yararımız olur, onu kolaylaştırmış oluyor. Çekilen bir tomografinin 3 boyutlu görüntülerinin özel olarak ayrı bir modellemeyle başka bir yazılım aracılığıyla çevrilmesi ve tamamen organizmadaki dokunun benzerinin özel materyallerle baskısının yapılmasını sağlıyor." ifadelerini kullandı.

Şahin, proje hayata geçirildiğinde ciddi bir tedavi elde edileceğini anlatarak, "Çünkü organizmanın hali hazırda çok sayıda uyuyan hücreleri var. Eskiden yenilenmediği söylenen beyin hücrelerinin bile rejenerasyon kabiliyetinin olduğu veya diğerlerinin farklılaşıp o alana göç ederek bazı hastalıkları ortadan kaldırabileceğini birçok çalışma şu anda gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin beyin cerrahisinde Avrupa'da çok iyi bir yerde olduğunu vurgulayan Şahin, "Türk nöroşirürjisi bilimsel platformda, bilimsel yazı kalitesi ve uluslararası tanınırlık açısından çok üst düzeyde. Yurtdışından ülkemize ciddi oranda hasta geliyor çünkü gerçekten Türk tıbbı, hem donanım olarak hem de hekimlerimizin kapasitesi açısından çok iyi düzeyde. Ülkemizin özellikle 2023 projeksiyonunda, sağlık turizminin de ötesinde bu alanda bir üs haline gelmesinin çok değerli olacağı kanaatindeyim." şeklinde konuştu.