Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, gıda zehirlenmelerinde kusma ve ishal şikayetlerinin başlamasını takiben 24 saat içinde kesinlikle bulantı ve ishali önleyici ilaç kullanılmaması gerektiğini, bu tablonun vücudun toksinlere karşı verdiği tepki olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Tayar, yazılı açıklamasında, mikroorganizmaların, gerekli rutubet, besin öğesi, sıcaklık ve zaman koşulları oluştuğunda hızla ürediğini belirtti.
Mikroorganizma arttıkça enfeksiyon ve hastalık riskinin de arttığını vurgulayan Tayar, şöyle devam etti:
"Gıda zehirlenmesi, genellikle hafif seyirli ve kısa süreli olmasına karşın, zehirlenmeye sebep olan gıda ve kişiye özgü bazı faktörler, zehirlenmenin sebep olduğu hastalığın daha ağır seyretmesine, hatta ölümcül olmasına yol açabilir. Gıda zehirlenmesine herkes yakalanabilir ancak bağışıklık sistemi zayıf kişiler, hamileler, bebekler, çocuklar ve yaşlılar daha duyarlıdır."
"Bulantı ve ishali önleyici ilaç kullanılmamalı"
Tayar, gıda zehirlenmesi belirtileri gösteren bir kişinin başkaları için yiyecek hazırlamaması gerektiğini ifade ederek şunları aktardı:
"Gıda zehirlenmelerinin çoğunda 24-48 saat içinde zehirlenmeden kaynaklanan belirtiler hafifler ya da ortadan kalkar. Kusma ve ishal şikayetlerinin başlamasını takiben 24 saat içinde kesinlikle bulantı ve ishali önleyici ilaç kullanılmaması gerekir. Bu tablo, vücudun toksinlere karşı verdiği tepkidir. İshal ve kusmayı artıracak diye hiçbir şey yememek ve içmemek de büyük yanlıştır. En iyi ishal tedavisi dinlenmek ve bol miktarda sıvı tüketmektir. İshal geçene kadar yoğurt, haşlanmış pirinç veya pirinç lapası, yağsız yayla çorbası, haşlanmış patates gibi besinler tüketilmelidir. Bağırsak hareketliliğini artıran kayısı, incir, üzüm, erik, karpuz, çiğ sebze gibi posalı gıdalar tüketilmemelidir. Belirtiler hafiflemiyorsa ve şiddetleniyorsa, dışkıda kan görülüyorsa, ishal yetişkinlerde 5, çocuklarda 2 günden uzun sürdüyse, baş dönmesi, ateş varsa bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır."
"Çiğ ve hazır gıdalar için farklı kesme tahtaları kullanın"
Gıda zehirlenmelerine karşı alınabilecek tedbirlere değinen Tayar, önerilerini şöyle sıraladı:
"Her türlü gıda maddesini satın alırken etiket bilgisini okuyun, üretim, son kullanma tarihi ve saklama koşullarına dikkat edin. Soğuk gıdaları alışverişin sonunda alın. Satın aldığınızda eve dönüş süresini olabildiğince kısa tutun ve alışverişten döner dönmez buzdolabına yerleştirin. Donmuş gıdalar, buzdolabında veya mikrodalga fırında çözülmelidir. Çiğ yiyecekler, oda sıcaklığında ne kadar uzun süre bırakılırsa bakteriler, o kadar çabuk çoğalır ve zehirler oluşabilir. Zararlı bakterileri öldürmek için eti doğru şekilde çözüp pişirdiğinizden emin olun. Çiğ ve hazır gıdalar için farklı kesme tahtaları kullanın. Aynı kesme tahtası kullanılıyorsa, yeniden kullanılmadan önce sıcak sabunlu su ile iyice yıkayın. Çiğ et sularının diğer gıdalarla temas etmesine engel olun. Kaynağından emin olamadığınız suyu tüketmeyin. Pişirme uyguladığınız gıdanın merkez sıcaklığı 75 dereceye ulaşmazsa mikroorganizmalar üremeye devam edebilir. Pişirip, daha sonra tüketilecek yemekleri oda sıcaklığında asla 2 saatten uzun süre bırakmayın. Havanın çok sıcak olduğu durumlarda bu süre, 1 saat olmalı. Bir kereden fazla tekrar ısıtma işlemi yapmayın. Çiğ olarak tüketilen meyve ve sebzeleri sirkeli suda 15 dakika beklettikten sonra akan bol su ile yıkayın. Çiğ ve pişmiş gıdaları birbirine temas etmeyecek şekilde muhafaza edin."
Prof. Dr. Tayar, mutfakta kullanılan bez ve süngerlerin mikropların bir yerden bir yere taşınmasında etkili olduğunu, bunların her kullanım sonrası çamaşır suyu ile dezenfekte edilmesi gerektiğini kaydetti.