Seçtiğiniz Yaşam Tarzı Yaşlanma Derecenizi Belirler!

Her yaşın ayrı bir güzelliği olsa da yaşlanmayı kimse istemez. Bunun için belki kozmetik ürünlerle belki de estetik operasyonlarla gençleşmek için paranızı harcıyorsunuz.

Yaşlanmanın hızı ve yoğunluğu kişinin yaşını gözetmeden herkeste farklı olmaktadır. Yaşlanma, insanın normal bedensel ve ruhsal işlevlerinin giderek azalması ve zarar görebilirliğinin artması olarak tanımlanmaktadır. Yaşlanmanın sonsuza dek önlenebilmesi tıbben mümkün değildir. Ancak kaliteli bir yaşam ile etkisini azaltmak ya da geciktirebilmek mümkündür.

Genetik yatkınlık, kötü şehirleşme, sağlıksız konutlar, stres, sosyoekonomik yetersizlikler gibi kontrol edilemeyen faktörler ile sürekli karşı karşıyayız. Bu durumların kötü etkilerini yok etmek kimi zaman imkansızdır. Bu durumda tek kurtuluş yolu ise bu etkenlerle başa çıkmanın yollarını öğrenmekten geçmektedir. Elektromanyetik kirlilikten, zararlı çevre faktörlerinden korunmak, doğru beslenmek, yeterince su içmek ve egzersiz yapmak; stresle başa çıkmayı öğrenmek ve uyku düzeni sağlamak başlıca korunma yöntemleridir.

Yaşlanmayı artıran nedenleri şöyle sıralayabiliriz;

  •  Hücrelerin oksidatif stres denen vücutta oluşan serbest oksijen radikallerice hasara uğraması ve vücudun bunu koruyan anti-oksidan sisteminin yetersizliği 
  •  Kromozomlarda bulunan DNA’nın hasar görmesi
  •  Genetik miras veya genlerdeki değişiklikler
  •  Hücrede bulunan mitokondrium isimli organın hasar görmesi
  •  Vücutta bunlunan yağların hasar görmesi
  •  Proteinlerin glikozillenmesi
  •  Hormonal bozukluklar
  •  Beslenme bozuklukları
  •  Hücrede otofaji denen hücreyi tamir eden mekanizmanın bozulması

Yapılan çalışmalarda görülmektedir ki; beslenme düzeni ve tarzının yaşlanma ve sağ kalım üzerinde birincil ve çok önemli rol oynadığı artık kesinleşmiştir. Kafein ve alkolden olabildiğince uzak durulmalı, su, yeşil çay, meyve çayları ve taze meyve suları tercih edilmelidir.

Unutulmaması gereken bedenin yıpranmasını azaltıcı etkisi olduğuna inandığımız bazı eser elementlerin ve antioksidanların öncelikle gıdalardan(günde en az 4-5 porsiyon taze sebze meyve) alınmaya çalışılması, yetersiz kalınan durumlardan bir uzman tarafından düzenlenen destek tedavilerine başvurulması gereğidir.

Sportif aktivite kas kütlesinin azalmasını engellemek, kemik yapıyı uyarmak ve kalp damar sağlığını korumak bazında en büyük önemi taşır. Dikkat edilmesi gereken egzersiz süresi ve yoğunluğudur. Sağlıklı yaşamın son gelişmeleri ışığında egzersiz süresinin hiçbir zaman 60 dakika üzerinde olmaması, 30 dakikanın aerobik aktiviteye yönelik (koşu, bisiklet, kürek, cross trainer, step, dans) egzersizlerden oluşması, diğer 30 dk. bölümün karın ve bütün vücut adalelerinin çalışmasına yönelik hazırlanan bir ağırlık programı ile geçirilmesi gereğidir.

Özellikle altını çizmek isteriz ki 60 dakika üzerindeki sportif aktiviteler ile istenen sonuçlara ulaşmak mümkün değildir. Diğer önemli konu da spordan önce ve sonra mutlaka esneme hareketlerinin yapılmasıdır, ancak böylece kas kalitenizi arttırabilirsiniz.

İlgili Sağlık Konuları