Roma'da meydanlar ve restoranlar boş, el jeli ve yüz maskesi zor bulunuyor

Avrupa'da en büyük koronavirüs krizinin yaşandığı İtalya'da, hem korkunun hem de virüsle mücadele amacıyla alınan tedbirlerin etkisi başkent Roma sokaklarında da gözle görülür hale gelmeye başladı.

148 ölüm ve 3 bin 858 vaka ile Avrupa'da en büyük koronavirüs krizinin yaşandığı İtalya'da, hem korkunun hem de virüsle mücadele amacıyla alınan tedbirlerin etkisi başkent Roma sokaklarında da gözle görülür hale gelmeye başladı.

Roma'nın içinde bulunduğu Lazio bölgesinde henüz koronavirüs bağlantılı ölüm kaydedilmese de ve vaka sayısı 44 ile kuzey bölgelere kıyasla düşük olsa da, ülkenin geneline yayılan tedirginlik başkentte de hissediliyor.

Roma'da henüz ciddi bir panik havasından söz etmek doğru olmasa da, normal şartlarda yaz-kış dolu olan turistik meydanların sakinliği, restoranlardaki boş masa oranlarının yüksekliği çarpıcı. Eczanelerin çoğunun vitrinlerinde el jeli ve yüz maskelerinin tükendiği yazıyor.

Aralarında kentin ünlü opera evi Teatro dell'Opera'nın da yer aldığı kurumlar, kültür-sanat etkinliklerini iptal etmeye başlıyor.

Roma kent merkezinde yaptığım yürüyüşte, normalde turist kafilelerinin arasından geçmekte zorlandığım sokaklarda, meydanlarda huzursuz bir durgunlukla karşılaşıyorum.

Roma merkezine ulaşmak için bindiğim metrodan, antik amfitiyatro Kolezyum'un bulunduğu Colosseo durağında iniyorum. Kentin en yoğun metro duraklarından olan ve normal şartlarda günün her saati turistlerle dolan durakta ürpertici bir boşluk hakim.

Metrodan çıktığımda ise Kolezyum'un girişinde çok uzun olmasa da yine de bir sıra oluştuğunu görmek durumun henüz çok da dramatik olmadığını düşündürüyor. Fakat kafamı yukarı kaldırdığımda, Kolezyum'a tepeden bakan parmaklıkların aşırı ferah olduğunu fark ediyorum.

Normalde böyle güneşli bir günde bu parmaklıkların önünde, yanınızdaki yabancılarla dirsek dirseğe fotoğraf çektirebilmek icin sıra beklemeniz veya kalabalığın arasından sıyrılıp kendinize yer açmayı becermeniz gerekir. Bugünse mekan sizin.

Bir sonraki durağım Aşk Çeşmesi (Fontana di Trevi). Çeşmenin bulunduğu küçük meydan, haftanın her günü tıklım tıklım olması nedeniyle normal zamanlarda geçmeyi tercih etmediğim bir yer. Sıradan bir günde etrafındaki sokaklarda bile yürümenin güç olduğu, turistlerin para atma ritüeli ve fotoğraf çektirebilecek bir parça boş alan için birbiriyle savaştığı çeşmenin etrafı da bugün olağanüstü biçimde sakin.

Aşk Çeşmesi yakınlarındaki İspanyol Merdivenleri'nde de benzer bir manzarayla karşılaşıyorum. Merdivenlere oturmak yasaklandığından beri bu yasağı uygulamak için burada devriye gezen polis memurlarının sayısı, merdivenlerdeki tek tük turistin arasında iyice göze batıyor.

Pantheon'a geldiğimde de hem meydandaki, hem de bu meydanda masa sahibi restoranlardaki "boşluğu" fotoğraflamaya başlıyorum. Öğle yemeği saati olmasının da etkisiyle meydandaki restoranlardan birinden bir garson beni orada yemeye ikna etmeye çalışıyor. Koronavirüs krizinden nasıl etkilendiklerini soruyorum. Son birkaç günde yüzde 70-80 civarında iş kaybına uğradıklarını, yandaki otelin de aynı sorundan muzdarip olduğunu anlatıyor.

Roma ve içinde yer aldığı Lazio bölgesinin Turizm İşletmecileri Derneği, Mart ayı için yapılan rezervasyon iptallerinin yüzde 90'a vardığını açıklamıştı.

Otel ve restoran sahipleri ve çalışanları da özellikle gelecek ayki Paskalya döneminde krizin hala atlatılamamış olması halinde zararlarının büyük olacağını söylüyor.

Pantheon'un bulunduğu meydanda başka bir restoranın çalışanına da aynı soruyu sorduğumda cevabı "Bu bir trajedi" oluyor. Turist sayısının azalması nedeniyle yüzde 75 oranında iş kaybına uğradıklarını söylüyor. Yaklaşık 5 gündür bu durumun sürdüğünü belirterek "Ve düzelme sinyali de yok" diye ekliyor.

Kentin normal zamanlarda en canlı mahallelerinden Trastevere'de de bir caddede yürüyen 5-10 kişiden biri öksürünce, virüs korkusunun "öksürük radarlarını" hassaslaştırdığı insanlar hızla dönüp öksürüğün sahibine bakıyor. Gözlerinde dehşet ve merakla, öksürüğün sahibini, teşhis koymaya çalışır gibi süzüyorlar.

Girdiğim büyük bir mağazada, muhtemelen oda kokusunun alerjimi tetiklemesi yüzünden hapşırıyorum. Bir mağaza görevlisinin gayet olağan bir şekilde İtalyancada "çok yaşa" anlamında kullanılan "sağlık" dileklerini iletmesi karşısında duygulandığımı şaşırarak fark ediyorum. Bana korku ve suçlama dolu bakışlarla bakmak yerine iyi dileklerini iletmesi, müthiş bir insani dayanışma jestiyle karşılaşmışım gibi bir etki yapıyor üzerimde. Minnettarlığa yakın bir içtenlikle, bu küçük, ama böyle kasvetli koşullarda önemi daha da artan insani yakınlığı için teşekkür ediyorum.

İlgili Sağlık Konuları