Patlamaya Hazır Bomba: Anevrizma!

"Anevrizma, beyindeki bir atardamarın balonlaşması, anormal bir şekilde genişlemesi olarak tanımlanabilir"

Anevrizma ya da halkın bildiği adıyla balonlaşma hastaların çoğu baş ağrısı oluştuğunda bunu yorgunluk, stres, mevsim değişikliği ya da migrene bağlarlar ve bir ağrı kesici ile geçirmeye çalışırlar. Baş ağrısı biraz önce bahsedilen nedenlerle olabileceği gibi beyindeki anevrizmanın yeni baloncuğun bir belirtisi olabilir.

Özellikle ani başlayan kusmanın eşlik ettiği hafif bir baş ağrısından çok, şiddetli ve şuuru bulandıran baş ağrısına kadar çeşitli düzeylerde baş ağrısı anevrizmanın, yani beyindeki bir baloncuğun nedeni olabilir.Bazı hastalar, başımda bomba patladı şeklinde de tarif edebilirler.

Anevrizma, beyindeki bir atardamarın balonlaşması, anormal bir şekilde genişlemesi olarak tanımlanabilir. Bu genişleme torbacık şeklinde veya fuziform şeklinde olabilir.

Beyindeki anevrizmaların çok büyük bölümü torbacık şeklinde ve doğumsaldır. Anevrizmaların çapları 5-15 mm boyutlarındadır. 15 mm'den büyük dev anevrizmalar da olabilir. Doğuştan olmayan, sonradan oluşan anevrizmalar nadirdir. Hastada ortaya çıkan saniyeler ve dakikalar içinde şiddetlenen ve hastanın akibetini değiştiren baş ağrısı karakteristik nitelik taşır. Ayrıca bilinç değişikliği ensede ağrı ve kusma da eşlik edebilir.

Nasıl teşhis edilir?

Böyle bir durumda bilgisayarlı tomografi çekilir ve beynin subaraknoid adı verilen boşluklarında kan görülür.  Eğer beyin omurilik sıvısı lomber ponksiyon olarak adlandırılan girişimle alınırsa bunun kanlı olduğu görülür. Subaraknoid kanamanın (SAK) en önemli nedeni anevrizma yırtılmasıdır.

Anevrizmalar bilgisayarlı beyin tomografisi veya beyin MR'da görüntülenebilir. Ancak kanamalı bir hastada bilgisayarlı tomografi, MR, MR anjio ve lomber ponksiyonlar her zaman kesin bilgi vermeyebilir. Beyin damarlarının ilaçla doldurularak yapılan DSA (Digital Subtraksiyon Anjiografi) ile yeni anjiografik tarama ile anevrizmanın sayı ve şeklini görmek ve tedaviyi planlamak mümkündür.

Subaraknoid kanamalı (SAK) hastaların çoğu uyanık ve aktif halde iken ortaya çıkar. Hastalar ağır kaldırma, şiddetli öksürme-aksırma, cinsel aktivasyon veya defekasyon (büyük tuvaleti yapma) gibi kan basıncını ani olarak yükselten koşullardan söz ederler. Başına bir şey vurulmuş gibi aniden ortaya çıkan ve enseye yayılan ağrı oluşur. Bu seviyeden komaya kadar çeşitli seviyelerde nörolojik bulgular oluşabilir. Baş ağrısı ile birlikte bulantı ve kusma mevcuttur. Epilepsi de görülebilir.

Beyin ile kemik arasında üç zar vardır. Beyin üstündeki zarla, ortadaki zar arasından damarlar geçer. Anevrizma da bu aralıktadır ve yırtılma sonucu en içteki Pramater dediğimiz zarla, Aracnoid zar dediğimiz orta zar arasına kan dolar. Bu boşluğa bir subaraknoid mesafe alan denir.

Bu alanda beyin omurilik sıvısı (BOS) dolaştığından kan direkt olarak BOS içinde yayılır. Subaraknoid kanama tıpta karşılaşılan en dramatik durumlardan biridir. Bu tür kanamalar tüm beyin damar hastalıklarının ortalama yüzde 5'ini oluşturur. Anevrizma yırtılmasından önce uyarıcı sızma olarak da adlandırılabilecek kanama öncesi saatlerde veya günlerde baş ağrısı, bulantı, kusma, huzursuzluk olur.

Bu durum küçük bir kanamanın işaretidir. Ancak çoğu zaman bunun üzerinde durulmaz ve hemen ardından ağır subaraknoid kanama gelişir. Ama uyarıcı sızma her vakada görülmeyebilir. Anevrizmada yırtılma sonucu kanama ani olarak da ortaya çıkabilir.

Subaraknoid kanama 20 yaşından önce nadirdir. 40-50 yaş arası sıklaşır. 50-60 yaş arası doruğa çıkar. Görülme sıklığı ortalama 10 bin kişide 1 kişi civarındadır. Hastalık cinsiyet farkı gözetmez. SAK ilkbahar ve sonbaharda daha sıktır. Anevrizma yırtılmaları sonucu kanama, SAK nedenlerinin yüzde 80'ini oluşturur.
Diğer nedenleri

SAK'ın diğer nedenleri arasında; atardamar, toplardamar yumakları (AVM=Arteriovenöz Malformasyon) gibi damarsal bozukluklar, hipertansiyon, beyindeki damarların sertleşmesi gibi bozukluklar, kan kanseri vascülit gibi sistemik hastalıklar, bayin tümörleri, menenjit gibi rahatsızlıklar yer alır. Ayrıca nedeni saptanamayan SAK da görülebilir.

Anevrizma yırtılması sonucu oluşan SAK ölüme kadar gidebilir. SAK'da ilk gün içinde ölüm oranı yüzde 20-25'e kadar ulaşmaktadır. Bir hafta sonunda ise yüzde 50'nin üzerine çıkar.
Tedavisi

Tedavide cerrahi ve embolizasyon dediğimiz yöntemler kullanılır. Hastanın durumuna göre anevrizmanın cinsine, sayısına göre erken cerrahi geç cerrahi veya anevrizmanın endovasküler girişimlerle tedavisi yapılmaktadır. Ancak en ideali anevrizmanın kanama olmadan saptanması çok önemlidir.

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi

Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği
 

İlgili Sağlık Konuları