Türkiye Osteoporoz Derneği'nin osteoporoz konusundaki farkındalık çalışmaları kapsamında İzmir'de gerçekleştirilen etkinlikte, Türkiye Osteoporoz Derneği Bilim Kurulu Üyeleri tarafından osteoporozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğu ve erken tanının önemi vurgulanarak ücretsiz kemik taramaları yapıldı. Türkiye Osteoporoz Derneği, 50 yaşını aşan her üç kadından birinin karşı karşıya olduğu 'osteoporoz' konusundaki farkındalık çalışmalarına devam ediyor. Biyoteknoloji şirketi Amgen'ın katkılarıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle İzmir'de bir alışveriş merkezinde etkinlik düzenlendi. Burada kurulan stantta, osteoporozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğu ve erken tanının önemine dikkat çekilerek ücretsiz kemik taramaları yapıldı. Konunun uzmanları, dünyada yılda 9 milyon kişinin osteoporoza bağlı gelişen kırıklara maruz kaldığını vurgulayarak, bu sayının gelecek yıllarda giderek artacağının öngörüldüğüne işaret etti.
"Osteoporoz 200 milyon kadını etkiliyor"
Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, "Tüm dünyada üç kadından birini ve 50 yaş üzerindeki beş erkekten birini etkileyen global bir sorun olarak tanımlanmakta olan osteoporoz, 200 milyon kadını etkilemektedir. 60-70 yaşlarındaki kadınların üçte biri, 80 yaşlarındaki kadınların üçte ikisi bu hastalıktan etkilenmekte. 50 yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık yüzde 30'unda en az bir vertebral kırık bulunmakta. Dünyada her yıl 1.5 milyon kalça kırığı oluşmakta ve bu rakamların yaşlanan popülasyon nedeniyle artması beklenmektedir. 2050 yılına kadar her sene global olarak 21.3 milyon kalça kırığı olacağı öngörüldüğü için osteoporoz açısından risk altında olan kişilerin mutlaka hekim tarafından değerlendirilmeleri ve korunmaya yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir" dedi.
"Kırıklar oluşmadan tedavi edilebilir bir hastalık"
Türkiye Osteoporoz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Kirazlı da, osteoporoz hakkında şu bilgilendirmede bulundu: "Osteoporoz hastalığı, kemik kalitesinde bozulma ve kemik miktarında azalma ile birlikte olan, kısaca kemiğin gücünün azaldığı ve buna bağlı olarak da kırıklarda artışla karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır. Osteoporoz, erken tanınabilir ve erken tanındığında kırıklar oluşmadan tedavi edilebilir bir hastalıktır. Biz de Türkiye Osteoporoz Derneği Bilimsel Kurulu olarak osteoporoz hastalığı ile ilgili farkındalığı artırmak amacıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü aktivitesini düzenlemek istedik. Burada ultrason cihazıyla ses dalgaları kullanılarak hiçbir radyasyon verilmeksizin ziyaretçilerimizin osteoporoz riski olup olmadığını belirliyoruz. Bu tarama sonucunda riski olanları onları burada yaptığımız basit tarama sonrasında ilgili birimlere yönlendiriyoruz" diye konuştu.
"Kemik dansitometrisi çektirmeliyiz"
Osteoporoz riskine karşı alınabilecek önlemlerden bahseden Prof. Dr. Kirazlı, özellikle 17 yaş öncesi beslenmenin çok önemli olduğunu, kalsiyum bakımından zengin gıdaların alınması gerektiğini belirtti. Kirazlı, sözlerini şöyle sürdürdü: "50 yaş sonrası beslenmede günde bir bardak süt, bir bardak yoğurt ve peynir öneriyoruz. Büyük yeşil yapraklı sebzeler, ceviz, badem, kuru incir, kayısı, tarhana ve tahinde de yüksek oranda kalsiyum var. Kalsiyumun beslenme ile sağlanması önemli. D vitaminin ise mutlaka ağızdan ilaç olarak alınması gerekiyor. Sağlıklı beslenelim, fiziksel olarak aktif olalım, özellikle 50 yaş sonrasında riskin arttığını bilelim. Menopoz döneminde risk altındaysak, kortizon kullanıyorsak, anne ve babamız kırık yaşadıysa risk altındayızdır. Daha erken dönemde kemik dansitometrisi çektirmeliyiz. Hiçbir sağlık sorunumuz olmasa, ailemiz çok sağlıklı olsa bile 65 yaş üstü tüm kadınların, 70 yaş üstü erkeklerin kemik dansitometrisi çekilmek üzere hastanelerin ilgili birimlerine başvurmaları gerekiyor."
Guinness Rekorlar Kitabı'na girdiler Kirazlı ayrıca, Türkiye Osteoporoz Derneği olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdiklerini ifade ederek, "Bugünkü etkinliğimizi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü adına yaptık ancak dernek olarak osteoporoz konusunda farkındalığı artırmak için yıl boyunca bu etkinliklerimizi tekrarlıyoruz. Anneler Günü'nde 'Anneler Kırılmasın' adıyla bir aktivite gerçekleştirdik ve o etkinliğimizde 24 saat içerisinde en fazla kişiyi tarayarak dernek olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdik" dedi. Korunmak kolay ve ucuz, tedavi zahmetli ve pahalı Osteoporoz hastalığı, kemik kütlesinde azalma ve kemik dokusunun mikromimari yapısında bozulmaya bağlı olarak kemik kırılganlığında artış olarak tanımlanıyor. Kalça kırığından sonraki bir yıl içinde; ölüm yüzde 24, kalıcı sakatlık yüzde 30, bağımsız yürüyememek yüzde 40, bir günlük yaşam aktivitesini bağımsız yapamamak yüzde 80'lere varan oranlarda görülüyor. Osteoporotik omurga kırığı oluşan kadınların yüzde 20'sinde izleyen ilk yılda tekrar omurga kırığı gelişiyor. Dolayısıyla osteoporoz, hastaların yaşam kalitelerini de olumsuz etkiliyor. Hastalıktan korunmak kolay ve ucuz iken; hastalığa yakalandıktan sonraki tedavi ise uzun, zahmetli ve pahalı. Osteoporozdan korunma ve tedavide erken tanının önemine dikkat çeken uzmanlar, erken tanıya yönelik olarak topuk bölgesinden ses dalgalarıyla yapılan ultrasonografik inceleme ile ücretsiz olarak, osteoporoz riski altındaki bireylerin kesin tanı ve tedavi uygulamaları için hastanelere yönlendirilmesi açısından bilgilendirme yaptı. Daha önceki ultrasonografik taramalar ile Guinness Rekorlar Kitabı'na geçen ekip, 2020 yılında Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında koruyucu hekimlik çalışmalarını da hızlandırmış oldu.