Ortodonti Sadece Estetik Demek Değil

Dişlerdeki çarpıklığın ağız hijyeni ve çürüklerden tutun da sindirim sorunlarına kadar birçok olumsuz etkisi var.

Ortodontik tedavilerde sadece diş ve ağız estetiğinin hedeflenmediğini belirten Şifa Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Uzmanı Doç. Dr. Metin Nur, dişlerdeki çapraşıklığın ağız hijyeni ve çürüklerden tutun da sindirim sorunlarına kadar uzanan geniş bir etki alanı olduğunu söyledi.


Bir çok hasta, ortodontiyi ağız ve diş estetiğinde iyileşme sağlayan bir branş sanıyor. Oysa ortodontik rahatsızlıkların; ağız hijyeni, buna bağlı hastalıklar, diş çürükleri, sindirim sistemi sorunları, yüzde oluşan asimetriler gibi görsel estetiği de aşan çok ciddi etkileri var. Bu yanlış kanıya dikkat çeken Şifa Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Uzmanı Doç. Dr. Metin Nur, "Ortodonti dışarıdan bakıldığında dişlerdeki çapraşıklığı giderip kişiye daha estetik bir görünüm sağlıyor. Doğru dizilmiş sağlıklı dişler, kesinlikle görsel olarak da kişiye çok önemli avantajlar sağlıyor. Ancak ortodontinin etki alanı bu kadarı ile sınırlı değil. Çapraşık dişlerle ağız hijyenini sağlamak daha güç olduğundan, dişeti rahatsızlıkları ve çürükler daha kolay oluşur. Alt ve üst dişlerin birbiriyle tam uyumlu olmadığı durumlarda, çene eklemine veya tek bir dişe fazla yük gelebilir, bunun sonucunda da ağrılı ve tedavisi zor problemler oluşabilir. Yine böyle durumlarda çiğneme tam yapılamadığından dolayı sindirim sisteminde de bir takım problemler başlar. Bütün bu problemlerin düzeltilmesi, genel anlamda ortodontik tedavi olarak isimlendirdiğimiz uygulamalarla mümkün olabiliyor" diye konuştu.

Ortodontinin yaşı yok

Ortodontik tedavinin yalnız çocukluk döneminde değil, her yaşta uygulanabildiğini de hatırlatan Doç. Dr. Nur, "Dişleri ve onu çevreleyen diş eti ile kemik dokuları sağlıklı olan her yaştaki bireye, ortodontik tedavi uygulanabilir. Diş ve çene düzensizliklerinin derecesine bağlı olarak, aktif ortodontik tedavinin ortalama 6 ay ile 18 ay arasındaki sürede tamamlanabileceğini söyleyebiliriz. Ortognatik cerrahi destekli ortodontik tedaviler ve fonksiyonel çene ortopedisi gibi bir kaç aşamalı ortodontik tedavilerde ise bu süre biraz daha uzayabilmektedir. Ortodontik tedavinin tamamlanmasından sonra, başlangıçta mevcut olan çapraşıklıkların tekrarlamaması için tedbir olarak, pekiştirme adını verdiğimiz uygulamaları da yapmamız gerekiyor" dedi.

Çene sorunlarında buluğ çağı önemli

Dişlerdeki çapraşıklığın yanı sıra ortodontinin alanına giren bazı iskeletsel sorunlara da dikkat çeken Doç. Dr. Metin Nur, kimi hastalarda alt ve üst çene kemiklerinin bir biri ile uyumlu olmadığını söyledi. Alt çenenin geride kaldığı veya alt çenenin çok ileride olduğu durumlarla karşılaştıklarını anlatan Doç. Dr. Nur, "Halk arasında dişlek denilen olayda, alt çene normalden daha geride olduğu için üst dişler öne çıkıyor. Çenedeki bu tür rahatsızlıkları düzeltme operasyonlarında buluğ çağı önemli bir dönemdir. Bu dönemde, hızlı bir büyüme atılımı oluyor, boy çok hızlı uzuyor, çene kemiklerinde de kemiksel olarak artış meydana geliyor. İşte tam bu dönemde çeneyi önde tutarak, eklem bölgesinde bir kemik adaptasyonu olmasını bekliyoruz. Burada amaç en etkili tedaviyi en kısa zamanda yapmaktır. Bu dönem de Türkiye koşullarında erkek çocuklar için ortalama 12-14, kızlarda ise 10-12 yaşlarına denk geliyor" bilgisini verdi.

İlgili Sağlık Konuları