Obezite Lenfoma Riskini Artırıyor"

Lösemi Lenfoma Miyemom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan: "Obezlerde, lenfomanın da arasında olduğu kanserlerin görülme riski yüksek"

Lösemi Lenfoma Miyemom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, kanser gelişiminde sigarının kötülüklerin "anası", obezitenin ise "babası" olduğunu belirterek, "Obezlerde, hem lenfomanın da arasında olduğu kanserlerin görülme riski yüksek hem de bu kişilerde diğer hastalara göre tedavi daha sorunlu ve daha az başarılı" dedi.

Bir otelde düzenlen basın toplantısında, hastalığın gelişimi, tedavi yöntemleri ve görülme sıklığına ilişkin son verileri açıklayan Özcan, bağışıklık sisteminin parçalarından biri olan lenfatik sistemden köken alan kanserler olan lenfomanın, ABD ve İngiltere verilerine göre, tüm dünyada görülme sıklığının hızla arttığını belirtti.

Bunun kötü bir haber olmasına karşın tedavi başarısının da her sene artış göstermesinin sevindirici olduğunu ifade eden Özcan, lenfomaya bağlı ölümlerin giderek azaldığını vurguladı. Lenfoma sayısının artışında en önemli risk faktörlerinden birinin yaşlılık olduğunu dile getiren Özcan, 70 yaşın üzerindekilerde hastalık olasılığının yükseldiğine dikkati çekti.

Özcan, hastalığın tedavisinde yeni tedavilerin, yeni ilaçların kullanılmasının söz konusu olduğunu, ancak bunun da ciddi maliyet getirdiğini, ülkelerin buna hazırlıklı olması gerektirdiği değerlendirmesinde bulundu. Lenfoma tanısı konulurken çok hassas olunması gerektiğinin de altını çizen Özcan, şunları kaydetti:

"Tanı, bu konuda çok tecrübeli yerlerde konulmamışsa, lenfoma tanısında hatalar görülebiliyor. Elimizdeki rakamlara göre, Türkiye'de lenfoma uzmanı olan patoloji merkezlerinin dışındaki yerlerde tanı konulduktan sonra büyük merkezlerde yeniden değerlendirilen hastaların yaklaşık yarısında teşhis değişebiliyor. Bunların yüzde 10'unda bu değişim çok ciddi.

Bu değişiklik dört şekilde olabiliyor. Daha sert bir lenfoma tipine ya da daha hafif tipine göre değişebiliyor. Bunun yanı sıra lenfoma dışı başka bir kansere veya en vahimi ise kanser tedavisi gerektirmeyen bir hastalığa yönelik olabiliyor."

"Sigara bütün kötülüklerin anası, obezite de babası"

Özcan, lenfomada genetik faktörlerin, çevresel koşulların etkili olduğunu belirterek, "Kendi doğamız ve içinde yaşadığımız doğamız etkilidir." dedi.

Bunun yanı sıra obezitenin birçok kanser türünde ve farklı hastalıkların gelişmesinden sorumlu olduğunun altını çizen Özcan, "sigaranın bütün kötülüklerin anası, obezitenin de babası olduğu"nu vurguladı.

Özcan, obezite ile ilgili bütün çalışmaların, bu kişilerde hastalık riskinin arttığını, tedavi başarısının azaldığını ortaya koyduğuna dikkati çekerek, "Obezlerde, hem lenfomanın da arasında olduğu kanserlerin görülme riski yüksek hem de bu kişilerde diğer hastalara göre tedavi daha sorunlu ve daha az başarılı." bilgisini verdi.

Dernek Kurucu üyesi ve eski lenfoma hastası Başak Erdem de lenfoma ile egzersiz arasındaki ilişki hakkında bilgi verdi. Egzersizin, hastalar üzerindeki etkisinin çeşitli araştırmalarla ortaya konduğunu dile getiren Erdem, yeterli fiziksel aktivitenin tedavi başarısında olumlu etki yaptığına dikkati çekti. Erdem, şöyle devam etti:

"Egzersizin ne kadar ve nasıl yapılacağı, hastalığın durumuna, kişinin yaşamında spora ne kadar yer verdiğine, tedaviye verdiği fiziksel ve duygusal tepkinin durumuna göre hekimi ile karar verebileceği bir şey. Egzersizin şiddetinin ne olacağında, hastalığın dönemi ve düzeyi de etkili oluyor. İngiliz bilim insanlarına göre, haftada beş gün 30 dakika yürüyüş yapılması uygun bulunuyor. Kişinin sağlık durumunun iyilik haline göre, buna başka fiziksel aktiviteler de eklenebilir. İlk olarak hafta üç gün 20 dakikalık yürüyüşle başlanarak, daha sonra bu belirtildiği süre ve sayıya göre artırılabilir.

Kanada'da 745 hasta ve 818 sağlıklı insan üzerinde uzun dönemli araştırmada, fiziksel aktivitenin lenfoma riskini yüzde 25-30 oranında düşürdüğü belirlendi. Yine Kanada'da 122 hasta üzerinde yapılan çalışmada da egzersiz yapanlarda hastalıksız kalım süresinin daha fazla olduğu bildirildi."

Obezitenin, birçok kanser gelişiminde olduğu gibi lenfomada da önemli bir etken olduğuna dikkati çeken Erdem, "İsveç'te yapılan bir araştırma, şişmanların lenfomaya yakalanma riskinin daha fazla olduğunu ve tedavilerinin daha zor geçtiğini gösterdi." dedi. Erdem, İngiltere'de 9 bin 162 hastayla yapılan araştırmada da özellikle orta yaşlı kadınlarda fazla kilolu olmanın lenfoma gelişme riskini arttırdığının belirlendiğini söyledi.

Son beş yıl içinde 6 akıllı ilaca onay verildi

Dernek Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak da mevcut tedavilerin yanı sıra son yıllarda kök hücre nakil tedavilerinin daha başarılı uygulanması ve hedefe yönelik tedavilerin hayata geçirilmesiyle birlikte hastalarda sağ kalım oranlarında ciddi artışların söz konusu olduğunu vurguladı.

Hemotolojik kanserlerde onay verilen ilaç sayısının yüksek olduğuna dikkati çeken Toprak, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nce son beş yıl içinde 6 akıllı ilaca onay verildiğini söyledi. Toprak, bu alanda devrim yaratan ilaç tedavisinden de çok başarılı sonuçlar elde edildiğine işaret etti.

Dernek Saymanı ve eski lenfoma hastası Selma Ulusoy ise hastaların bilimsel sonuçları kanıtlanmış ilaçlar yerine bitkisel adı altında çeşitli ürünlerin kullanılmasının doğru olmadığını ifade etti.

Bu konuda uzman ve alanında hekimlere danışılması gerektiğinin altını çizen Ulusoy, kimi kişilerin hastaların duygularını sömürerek bu ürünlerin kullanılması için hastaları ikna ettiğini söyledi. Ulusoy, "Kanser hastaları olarak, hastalığın otla, çöple düzeltilemeyeceğini düşünmemiz gerekiyor. Hekim tavsiyesi olmadan bu tür alternatif ürünlere hayatımızda yer vermememiz gerekiyor." uyarısında bulundu.

İlgili Sağlık Konuları