Konuşma Gecikmesinin Sebepleri

Dil ve konuşma gecikmesi herhangi bir nedene bağlı olmaksızın da ortaya çıkabilir.

Cinsiyet, bir risk faktörü olarak bilinmektedir. Erkeklerde kızlara oranla dil ve konuşma gecikmesi görülme riski üç kat fazladır. Ayrıca, ailede konuşma gecikmesi yaşamış bireylerin olması bu riski arttırır. Bir diğer risk faktörü ise düşük doğum ağırlığı ve erken doğum olarak belirlenmiştir.
 
Dil gecikmesi gözlendiğinde kendiliğinden geçmesini beklemek erken müdahalenin katkılarını önleyebilir. Dil gecikmesi yaşayan çocuklar okul çağında da dil bozuklukları yaşama riskine sahiptir. Araştırmalar, dil ve konuşma gecikmesinin uzun dönemde akademik performansı etkilediğini göstermektedir.
 
Dil ve konuşma gecikmesi yaşandığında Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı'nın yapacağı kapsamlı bir değerlendirme çok önemlidir. Bu değerlendirmede hem işitsel algının (konuşulanları anlama) hem de sözel ifadenin (konuşarak kendini ifade etme) yaş aralığı olarak nerede olduğu belirlenir. Örneğin 2 yaşında bir çocuk işitsel algı olarak 1,5-2 yaş performansına sahipken sözel ifadesi 1 yaş gibi olabilir. Yani, konuşulanları anladığı halde kendi konuşması yaşından beklenenin altında olabilir. Bu durumda aile bilgilendirilerek çocuklarının gelişimini nasıl destekleyecekleri anlatılır ve ailenin de katılımı ile terapi başlatılır.
 
Dil ve konuşma terapisi alan çocuklar ile terapi almayan çocuklar karşılaştırıldığında kelime dağarcığında, konuşma anlaşılabilirliğinde ve sosyalleşme becerilerinde artışın yanında ebeveynlerin endişelerinin azalması gibi farklar belirlenmiştir. Yapılan araştırmalara göre, 2 yaşında konuşma geriliği olan çocuklar 3 veya 4 yaşına geldiklerinde hala yaşıtlarının performansını yakalamamış olabilirler. Erken müdahale sayesinde ise (3 yaş öncesi başlayan tedavi) çocuğun gelişimini desteklemek ve mümkündür. Erken müdahalenin hem dil ve konuşma hem de eşlik edebilen başka bozukluklar için faydalı olduğu belirlenmiştir.

İlgili Sağlık Konuları