Kanserle Savaşı Topyekun Mücadele Ederek Kazanabiliriz"

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak, toplumdaki sağlıklı bireylerin de kanserle mücadelede yapabilecekleri olduğunu belirterek, "Kanserle savaşı ancak tüm toplum topyekun mücadele ederek kazanabiliriz." dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Yavuz Anacak, toplumdaki sağlıklı bireylerin de kanserle mücadelede yapabilecekleri olduğunu belirterek, "Kanserle savaşı ancak tüm toplum topyekun mücadele ederek kazanabiliriz." dedi.

Dernekten yapılan açıklamaya göre, 4 Şubat Dünya Kanser Günü, kanserle savaşan yüzlerce kurum, kuruluş, dernek ve örgütün bir araya gelerek, Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) tarafından "kanserle ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak", "kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak" ve "doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek" amacıyla oluşturuldu.

Her yıl 4 Şubat'ta, UICC'nin belirlediği ortak bir slogan çerçevesinde dünya genelinde örgüt üyesi tüm kurum ve kuruluşlar tarafından çok çeşitli etkinlikler yapılıyor. Bu yıl 4 Şubat Dünya Kanser Günü'nün sloganı "I am….and I will….", "ben buyum ve bunları yapacağım" olarak belirlendi.

Prof. Dr. Yavuz Anacak, açıklamada yer alan değerlendirmesinde, kanserin 20. yüzyılda önde gelen ölüm nedenleri olan enfeksiyonların ve daha sonra da kardiyovasküler hastalıkların kontrol altına alınması ve buna bağlı olarak da yaşamın uzaması sonucunda giderek daha sık ortaya çıkan bir hastalık haline geldiğine değindi.

İnsanların 20. yüzyıl ortalarına dek verem, sıtma, zatürre gibi enfeksiyonlar nedeniyle yaşamını kaybederken, aşılama ve antibiyotiklerin yaygın kullanımının enfeksiyondan ölümleri ciddi oranda azalttığını anlatan Anacak, şunları kaydetti:

"Sonraki yıllarda kalp krizi, kalp yetmezliği, beyin kanaması ve inme ile ölüme neden olan kardiyovasküler hastalıklar ölüm nedenleri arasında ilk sıraya yerleşti. Kardiyovasküler hastalıklara karşı toplumda farkındalığın artması ve gelişen tedavi yöntemleri günümüzde kardiyovasküler hastalıklardan ölümlerin de kontrol altına alınmaya başladığını gösteriyor. Bu durumda 21. yüzyılda kanserin daha da sık rastlanan bir hastalık olması ve daha önemli bir toplumsal sağlık sorunu haline gelmesi bekleniyor. Ortalama yaşamın uzamasının yanı sıra hızlı endüstrileşme ve kentleşmenin getirdiği kimyasal kirlilikteki artış, alkol ve tütün ürünlerinin kullanımı, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, obezite gibi faktörler de diğer pek çok hastalıkta olduğu gibi kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor."

Anacak, kanserle savaşanların bir taraftan kanser tanısı konan hastaları iyileştirmek için çabalarken, diğer taraftan da kansere neden olan faktörleri yok ederek sağlıklı insanların kansere yakalanma olasılığını azaltmaya çalıştığına işaret etti.

Kanser savaşçılarının sloganının, toplumdaki tüm bireylerin kanserle mücadelede kararlılıkla yapabileceği bir şey olduğunu belirttiğini ve toplumun tüm kesimlerini kanserle mücadele için harekete geçmeye davet ettiğini aktaran Anacak, "Toplumdaki sağlıklı bireylerin de kanserle mücadelede yapabilecekleri var, örneğin 'ben bir öğretmenim ve öğrencilerimi kanser riskleri konusunda eğiteceğim', 'ben bir tiryakiyim ve sigarayı bırakacağım', 'ben bir anneyim ve çocuklarımı sağlıklı besleyeceğim', 'ben bir emekliyim ve aktif bir yaşam süreceğim' ya da 'ben bir gencim ve bol bol spor yapacağım' demeli. Kanserle savaşı ancak tüm toplum topyekun mücadele ederek kazanabiliriz. Biz bir bütünüz ve kanseri birlikte yeneceğiz."

Risk faktörleri azaltarak kanserden korunmak mümkün

Anacak, risk faktörlerini azaltarak kanserden büyük ölçüde korunmanın mümkün olmasına rağmen her yıl dünyada 14 milyon, Türkiye'de 180 bin kişiye kanser tanısı konulduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Pek çok insan için kanser tanısı neredeyse ölüm ile eş anlamlı olarak görülüyor, ancak umutsuzluğa yer yok. Erken tanı ve iyi bir tedavi ile bugün tüm kanserlerin yüzde 60-70'ini tedavi edebiliyoruz. Radyoterapi, kemoterapi, cerrahi ve yeni gelişen immünoterapi yöntemleri birlikte kullanıldığında artık başarı şansı çok daha yüksek, elbette burada hastalara da görev düşüyor. Hastalarımız mücadeleye inanmalı, 'ben bir kanser hastasıyım ve hastalığımı yeneceğim' demeli."

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği, 4 Şubat'ta kansere karşı farkındalık yaratmak için İzmir ve İstanbul'da etkinlikler düzenleyecek.

İzmir'de Folkart Towers binalarının tepesindeki dev ekranlarda Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği tarafından "4 Şubat Dünya Kanser Günü" mesajları yayınlanacak ve dernek üyeleri İzmir'de Folkart kulelerinin altında ve İstanbul'da turuncu renkle ışıklandırılmış 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün altında mesajlarını aktararak, kanser konusunda vatandaşları bilgilendirecek.