Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, şah damarı tam tıkalı inme hastalarında, uyguladıkları hibrit yöntemle o damarı açtıklarını söyledi. Prof. Dr. Kalko, "Hastalar artık çaresiz değil, lokal anestezi altında hem açık ameliyat hem de boyun anjiyosu ile şah damarını açıyoruz" dedi.
İnmeye yönelik bilgi veren Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Halk arasında felç dediğimiz basit bir görme kaybından yatalak olmaya kadar giden bir süreçtir. Dünyada ölüm sebepleri arasında üçüncü sıradadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşam beklenti süresi artmıştır. Ortalama 80 yaş diyoruz ancak inme artık genç yaşlara kadar indi. Genelde inme hiçbir şikayet olmadan da gelebilir. Ama en çok pratikte geçici görme kaybı, konuşma bozukluğu, hafıza kaybı, baş dönmesi, kol ve bacakta güçsüzlük gibi şikayetlerle hasta bize başvuru yapabilir. Ancak maalesef bu semptomlar çoğu zaman geçici olduğu için hasta ve yakınları tarafından önemsenmez. Halbuki inme mutlaka haber verir ve birden gelir. İnmenin yüzde 80 sebebi beyne bir pıhtının atmasıdır. Yüzde 20 sebebi ise beyin kanaması, beyin tümörü ve beyin ameliyatları sonrası oluşan komplikasyonlardır. Bu yüzde 80 pıhtının, yüzde 60 sebebi boyundaki şah damarı kaynaklı ve yüzde 20 sebebi de kalp kaynaklı pıhtı atmasından kaynaklı pıhtılardır" dedi.
GEÇİCİ ATAKLARDA GENELDE HASAR TESPİT EDİLEMEZ
Prof. Kalko, inme geçiren hastalar da üç farklı durum olabileceğini de belirterek, "Birincisi hiçbir sekel kalmayabilir tamamen düzelebilir. İkincisi kısmi sekel kalabilir, engelli olabilir. Üçüncüsü tamamen yatağa bağımlı yatalak hastası olabilir. Tabii ki bunlar komplikasyonları en önemli ve en kötü sonucu maalesef ölümdür. İnme belirtileri ile doktora başvuran hastaya, beyin MR, beyin tomografisi gibi ileri tetkiklerde beyinde hasarlı doku bulunup bulunmadığı tespit edilir. Geçici ataklarda genelde hasar tespit edilemez. Bu durum tecrübesiz bir doktor tarafından atlanabilir. O yüzden çok iyi bir anamnezi alınmalı ve hasta detaylı muayene edilmelidir. İnmenin en çok görülme sebepleri bir pıhtı olduğu için, pıhtının kaynağı araştırılmalıdır. Biz bunu iki türlü yaparız. Boyuna basit bir şah damarı ultrasonu ve çok basit bir kalp grafisi ile kabaca yüzde 90 pıhtının kaynağını belirleriz" ifadelerini kullandı.
"İNMEDE 6 SAAT ÇOK ÖNEMLİ"
İnme geçiren bir insan için 6 saatini önemine de değinen Prof. Dr. Yusuf Kalko sözlerine şöyle devam etti:
"Akut yani saatler içerisinde hastaneye başvurulan hastalarda ilk 6 saat çok önemlidir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de akut safhada müdahale eden inme merkezleri mevcuttur. Bu hastaları hemen anjiyo alınıp beyindeki pıhtıları ilk 6 saatte temizleme imkanımız mevcuttur. Ancak 6 saati geçen ve şah damarı yüzde 100 tıkalı olan hastalarda, çok büyük sıkıntı mevcuttur. 6 saatten 2 aya kadar olan şah damarı yüzde 100 tıkalı olan hastalarda, beyinde eğer canlı doku varsa, bizim geliştirdiğimiz hibrit yöntemle şah damarları büyük bir başarıyla açılmakta ve hastaların inme rehabilitasyonu hızlı iyileşme ve sekel kalma olasılığı azalmaktadır. Bu hibrit yöntem özellikle subakut dönem de dünyada sadece kliniğimizde uygulanmaktadır. Lokal anestezi ile konuşa konuşa hem açık, hem kapalı ameliyatın aynı anda yapılmasını sağlayan bu teknik ile komplikasyon oranları oldukça düşüktür. Yüzde 2 ilave nörolojik risk mevcuttur. Bu tekniğin en büyük avantajı sadece anjiyo ile yapılamayacak, her türlü manipülasyonu cerrahinin kolaylığı ve başarısı ile yapılmasıdır. Bu teknikte boyundan anjiyo yapılmakta, emin olmadan beyine kan verilmemektedir. Hibrit yöntem mucizeler yaratıyor lafı boşa değildir. Yaptığımız bine yakın hastada edindiğimiz tecrübe ile bizim bu tedavimize ihtiyacı olan 100 binlerce hasta olduğu gerçeğini bize hatırlatmaktadır. Bizim ülkemizde bizi her yıl basit geçici görme kaybından, yatalak olmaya kadar giden 150 bin kişi inme geçirmektedir ve bunun 60 bini şah damarı kaynaklıdır. Bizim daha çok çalışmamız yaptıklarımızı daha çok anlatmamız herkese duyurmamız gerekmektedir" şeklinde konuştu
"İNME KADER DEĞİLDİR"
Sağlıklı kişilerin inmeden nasıl korunabileceği hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Hastaların ortak paydası hepsi yüksek tansiyon hastasıdır. Özellikle ileri yaş hastalarda, sağlıklı yaşam kolesterolden fakir beslenme, tansiyonla mücadele, sıkı diyet, eksersiz, şeker kontrolü, düzenli doktor kontrolü, gerekiyorsa düzenli ilaç alımı, çok önemlidir. Özellikle yıllık check-up ve burada özellikle altını çizerek belirtiyorum ki check-up programlarında mutlaka şah damarı ultrasonu uygulanmalıdır. Erken yakalanan şah damarı plakları ve darlıklarına tedavisi oluşabilecek ve inmeyi engelleyecektir. Ayrıca inme yaştan ziyade beyin de etkilenen bölgenin büyüklüğü, yeri daha önemli. Ancak inme eskiden beri yaşlılık hastalığı olarak bilinir ve normalde de öyledir. Ancak son zamanlarda genç yaşlarda inme sayısında ciddi bir artış mevcuttur. Tabii ki gencecik yaşta inme daha dramatiktir. İnsan hayatının en üretken olduğu Çağ'da engelli olmak, yatalak olmak ciddi bir dramdır. Genç yaşta inmenin en önemli sebepleri ailevi pıhtılaşma bozuklukları, damar iltihap hastalıkları, boyun damarının yırtılması ve beyin tümörü kanamalarıdır" dedi.
Prof. Kalko şöyle yanıt verdi, "İnmede genelde cinsiyet ayrımı yoktur. Ancak aile öyküsünde inme varsa, kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon varsa, bir de üstüne sigara içiyor, şeker hastasıysa, tansiyonunu kontrol etmiyorsa,diyetine dikkat etmiyorsa, sedanter yaşıyorsa, düzenli ilaç kullanmıyorsa ve kendini çok önemsemiyorsa inme riski taşır" ifadelerini kullandı.