İlerleyici Bir Hastalık: PARKİNSON

Nöroloji Uzmanı Dr. Esra Mıhçıoğlu, Dünya Parkinson Hastalığı Günü'nde Parkinson hastalığının yayılma biçimlerini ve korunma yöntemlerini anlattı.

Normal olarak insan beyninde belli bölgelerde dopamin üreten beyin hücreleri bulunur. Parkinson Hastalığında beyinde önemli bir kimyasal madde olan bu dopamin üretimi durur veya azalır. Bu kimyasal madde vücudun hareket etmesine yardımcı olur. Dopamin insanların akıcı ve birbiri ile uyumlu hareketler yapmalarını sağlar. Dopamin üreten hücrelerin %60 ila %80'i kayba uğradığında yeterli miktarda dopamin üretilemez ve Parkinson Hastalığı'nın motor belirtileri ortaya çıkar.

Parkinson hastalarının büyük çoğunluğu genetik kökenli değildir. Birçok araştırma ebeveyn veya kardeş gibi birinci derecede yakınlarında Parkinson hastalığı bulunan bireylerin diğer insanlara göre dört ile 9 kat daha fazla Parkinson geliştirme riskine sahip olduklarını göstermektedir.

Parkinson hastalığı klinikte dört ana özellikle tanımlanır;

İstirahat halinde görülen titreme
Hareketlerin yavaşlaması
Katılık
Denge bozukluğu

Diğer sık rastlanılan belirtiler ise; ayakları sürüyerek yürüme, ilerleyen yıllarda el yazısında küçülme, bazı yiyeceklerin kokusunu alamama, maske yüz, uyku bozuklukları, kabızlık, terleme, unutkanlık ve kas ağrısı gibi yakınmalardır.

"Parkinson genç yetişkinlerde de görülebilmektedir"

Genç yetişkinlerde de görülebilmekle beraber daha çok ileri yaşta ortaya çıkar. Tüm dünyada ve her populasyonda görülür. Dünya üzerinde halen beş milyon hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde gerçekleştirilen çalışmalarından birkaçına göre hastalığın sıklığı diğer ülkelerle benzerlik göstermektedir ve tahminen 110 000 hasta olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kadınlardan biraz daha yüksektir. Hastalığın mevcut bulguları, yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri vardır. Parkinson ilerleyici bir hastalıktır ve dolayısıyla zaman ilerledikçe semptomlar kötüleşebilir.

"Parkinson Hastaları'nın doğru tedavi ile uzun yıllar normal bir yaşam sürmeleri mümkün"

Doğru tedavi ve takip sayesinde, çoğu hasta normal hayatını uzun yıllar boyunca sürdürebilmektedir. Bu nedenle hastalığın ilk belirtileri ve semptomları saptanır saptanmaz tıbbi görüş almak önemlidir. Böylece tedavi seçeneklerini en iyi şekilde değerlendirmek mümkün olur. Parkinson hastalığı tanısı genellikle nöroloji uzmanları tarafından dikkatli bir sorgulama ve muayene ile konulabilir. Zaman zaman Parkinson belirtileri bir başka hekim tarafından da fark edilebilir ve bu durumda bir nöroloji uzmanına yönlendirilir. Parkinson hastalığı tanısında özel bir kan testi veya inceleme yoktur. Erken tedavi ile hastalığın gidişatını yavaşlatmak mümkün hale gelir. Genellikle oldukça yavaş bir seyir ve yıllar içinde belirtilerde çok az artış olabilir. Bunun yanında hastalığın daha hızlı ilerleyebildiği hastalar da gözlemlenmektedir.

"Önce hasta kendini toplum içinde iyi hissetmeli"

Hastalığın ortadan tamamen kaldırılmasına veya önlenmesine yönelik bir tedavi henüz olmamasına rağmen şu anda Parkinson hastalığının belirtilerini kontrol almaya yönelik tedaviler mümkündür. Parkinson hastalığı tedavisinde ana prensip, hastanın toplum içinde kendini iyi hissetmesi ve günlük yaşam aktivitelerini yardıma ihtiyaç duymadan ve zorlanmadan gerçekleştirebiliyor olmasıdır. Cerrahi tedavi ilk tercih yolu olmamakla beraber hastalık düzeltilemiyorsa ya da ilaç kullanımı ile ilişkili yan etkiler ortaya çıkmış ise uygulanabilir.