HALİL FİDAN - Şanlıurfa'da, tedavi gördüğü hastanede HIV'li kan verilen ve bu nedenle 9 yıldır zor günler geçiren 11 yaşındaki Y.Ç, bir umut sağlığına kavuşacağı günün hayalini kuruyor.
Henüz 1,5 yaşındayken, 2008 yılında üzerine çaydanlık devrilen ve vücudunun sol bölümünde yanıklar oluşan, bu nedenle hastanede tedavi gördüğü sırada verilen kanda HIV virüsü tespit edilen Y.Ç, tüm olumsuzluklara rağmen çocukluğunu doyasıya yaşamaya çalışıyor.
Evlerinin yakınında bulunan okulda 6'ncı sınıfa devam eden, arkadaşları ve kardeşiyle oynayarak vakit geçiren Y.Ç, doktorlardan gelecek "mucize haberi" bekliyor.
Sürekli Ankara'da hastaneye giden ve burada hasta çocuklardan etkilendiğini belirten Y.Ç, bu nedenle büyüdüğünde doktor olup hastalara şifa dağıtmayı amaçlıyor.
Y.Ç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tedavi için her defasında babasıyla hastaneye gitmek zorunda olduğunu ve bu nedenle üzüldüğünü söyledi.
Okulda arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirdiğini ifade eden Y.Ç, şöyle devam etti:
"Köyde okula gidiyorum sınıfımı, arkadaşlarımı, öğretmenlerimi çok seviyorum, derslerim de iyi. Buradan mezun olduktan sonra Şanlıurfa'da liseye gitmeyi planlıyorum, sonuna kadar okumak istiyorum. Büyüyünce de doktor olmak istiyorum, hastaneye gittiğimde hasta çocukları görüyorum çok üzülüyorum. Bu yüzden büyüyünce doktor olacağım ve çocukları iyileştireceğim."
Eve geldiğinde kardeşleriyle oynadığını ve ödevlerini yaptığını, akşamları ise televizyon izlediğini anlatan Y.Ç, sürekli hastaneye gitmeden yaşamayı arzuladığını ifade etti.
"Sürekli dua ediyoruz"
Baba Mehmet Ç. ise uzun süre zor günler geçirdiklerini belirterek tedavisi devam eden oğlunun sağlık durumunun iyi olduğunu ve bu durumun kendilerini sevindirdiğini dile getirdi.
Olayın gerçekleştiği dönemde şok yaşadıklarını anlatan acılı baba, hastalığın ismini o zamana kadar hiç duymadığını bu nedenle de ne yapacağını bilemediğini aktardı.
Çocuğunun okula gitmesine çok sevindiğini ve onu sonuna kadar okutmak istediğini vurgulayan Mehmet Ç,, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 9 yıldır oğlum için takip ediliyoruz. Belli aralıklarla Ankara'ya gidiyoruz şu anda çocuğumun bir sıkıntısı görünmüyor ancak ileride ne olacağını bilememek bizi kahrediyor. Allah'tan umut kesilmez biz de güzel haberleri bekliyoruz ama sürekli içimde acaba ne olacak diye bir korku var. Allah'a ve kadere inanıyoruz o yüzden elimizden bir şey gelmiyor, sürekli dua ediyoruz. Onun dışında 9 çocuğum var ama onun yeri ayrı. Bu olaydan sonra, hasta çocukları görünce içim parçalanmaya başladı. Ben de sağlık ocağında çalışıyorum ve çok etkileniyorum."
1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle televizyonlarda buna benzer hastaları gördüğünü ifade eden Mehmet Ç, sadece o güne özel hatırlanmak istemediklerini kaydetti.
Olay
Şanlıurfa'da kırsal bir mahallede inşaat işçiliği yapan Mehmet Ç'nin oğlu Y.Ç'nin üzerine 2008'de çaydanlık devrilmesi sonucu vücudunun sol bölümünde yanıklar oluşmuştu. Tedavi gördüğü hastanede kendisine verilen kanda HIV virüsü tespit edilen çocuk, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bir süre tedavi gördükten sonra taburcu edilmişti.
Y.Ç'ye HIV'li kan verilmesine neden olduğu iddia edilen hemşire A.B'ye Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 5 aylık hapis cezası para cezasına çevrilmişti.
Çocuğun ailesinin Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinde, "İdarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu" gerekçesiyle açtığı maddi ve manevi tazminat davası geçen yıl sonuçlanırken, mahkeme maddi tazminat yönünden davalı idarenin ağır hizmet kusuru nedeniyle yaşam hakkı ve kişisel bütünlüğü zarar gören aileye, Sağlık Bakanlığının 1 milyon 393 bin lira tazminat ödemesine hükmetmişti.
Yol ve tedavi masrafları karşılanan Y.Ç'nin tedavilerine Ankara'da devam ediliyor.