Hidroksiklorokin: Koronavirüs tedavisiyle ilgili araştırma neden tartışma yarattı?

Sıtma hastalığına karşı etkili olan hidroksiklorokin ilacı, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelerde koronavirüs kaynaklı Covid-19'un tedavisinde de kullanılıyor.

Sıtma hastalığına karşı etkili olan hidroksiklorokin ilacı, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelerde koronavirüs kaynaklı Covid-19'un tedavisinde de kullanılıyor.

Ancak, geçen hafta içerisinde bilimsel yayın the Lancet'te yayımlanan bir araştırma, klorokin ve hidroksiklorokinin ilaçlarının faydası ve riskleriyle ilgili yeni bir tartışma yarattı.

Sıtma ilaçları klorokin ve hidroksiklorokinin Covid-19 tedavisindeki etkilerine dair bugüne kadar yapılmış en kapsamlı bilimsel çalışma olan araştırmada, tedavisinde bu ilaçların kullanıldığı hastaların kalbinde ritim bozukluğu görülme sıklığının ve ölüm oranının kullanılmayanlara kıyasla çok daha yüksek olduğu belirtildi.

Araştırma kapsamında, denek grubu oluşturmadan, altı kıtada 100 bine yakın Covid-19 hastasının hastanedeki tedavi süreçleri ve sağlık raporları incelendi.

Araştırmanın yayımlanmasının ardından Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Pazartesi günü yaptığı açıklamayla, ilaçla ilgili elde edilen bulguların bilim insanları tarafından incelenmesi için koronavirüs tedavisi ile araştırmalardan geçici olarak çıkartma kararı aldığını bildirdi.

Sağlık Bakanlığı, araştırmanın ardından Türkiye'de ilacın koronavirüs tedavisinde kullanılmasına etkileri olup olmayacağı yönündeki soruları yanıtlamadı.



Yapılan araştırmanın bulguları neler?

Sonuçları The Lancet adlı bilimsel yayında yayımlanan çalışma, sıtma ilacı olarak bilinen klorokin ve hidroksiklorokinin Covid-19 tedavisindeki etkisine dair bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma olma niteliği taşıyor.

Araştırma kapsamında, altı kıtada 671 hastaneye 20 Aralık 2019 ile 14 Nisan 2020 tarihleri arasında yatırılan ve koronavirüs test sonucu pozitif çıkmasının ardından tedavi gören 96 bin 32 hastanın dosyası incelendi.

Araştırma için denek gruplar oluşturulmadı ve tedavi süreçlerine de herhangi bir müdahale yapılmadı. Aksine, belli bir dönemde hastaneye yatırılan Covid-19 hastalarının sağlık raporları ve tedavi süreçleri mercek altına alındı.

Araştırma kapsamında, Covid-19 tedavisinde antibiyotikle ya da antibiyotiksiz klorokin veya hidroksiklorokin verilen hastalar ile bu iki ilacın kullanılmadığı hastaların sağlık durumları analiz edildi.

Solunum cihazı desteği almak zorunda kalan ve tedavisinde remdesivir ilacı kullanılan hastalar, araştırma kapsamına dahil edildi.

Araştırmaya göre, hidroksiklorokin ya da klorokin kullanan hastaların yüzde 13'ünün hastanede hayatını kaybettiği, bu ilacın kullanılmadığı hastalarda ise ölüm oranın yüzde 9'da kaldığı görüldü.

Klorokin verilen hastaların yüzde 16'sı, hidroksiklorokin verilenlerin ise yüzde 22'si hastanede yaşamını yitirdi. Klorokini antibiyotikle birlikte alanlarda ölüm oranı yüzde 22'ye; hidroksiklorokini antibiyotikle alanlarda ise bu oran yüzde 24'e yükseliyor.

Tedavisinde bu ilaçların kullanıldığı hastalarda ritim bozukluğunun diğerlerine kıyasla birkaç kat daha fazla görüldüğü de tespit edildi.



Bilim insanları araştırmanın bulguları hakkında ne dedi?

Konuyla ilgili görüşlerine başvurulan bilim insanları, araştırmayla ilgili farklı değerlendirmeler yaptı.

Görüşlerini açıklayan bilim insanlarının bir bölümü araştırmanın bu ilaçların Covid-19 tedavisinde kullanımını sona erdirmesi gerektiğini belirtirken, bazıları ise bunun ampirik bir çalışma olduğunu ve bir kanıya varılması için daha fazla klinik araştırmanın yapılması gerektiğini söylüyor.

Araştırmayı gerçekleştiren bilim insanlarından birisi olan Harvard Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mandeep Mehra, Washington Post'a yaptığı açıklamada, sıtma ilaçlarının Covid-19 tedavisinde kullanılmasının "çaresizlik karşısında her türlü önlemin alınmasından" kaynaklandığını söyledi.

Mehra, şimdi geri dönüp bakıldığında ilaçların sistemli bir test süreci yürütülmeden kullanılmasının "mantıksız" olduğunun görüldüğünü ifade ederek, "Keşke bu ilaçların hastalar için tehlikeli olabileceği bilgisine daha önce sahip olsaydık" dedi.

Sorbonne Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Christian Funck-Brentano ve Dr. Joe-Elie Salem, The Lancet'ta araştırmanın sonuçlarıyla ilgili yazdıkları makalede, bu ilaçların kalp ritminde bozulmaya ve kardiyotoksisitenin arttığına işaret ederek, hastalar için yarardan çok zarar getiriyor olabileceğini vurguladı.

Funck-Brentano ve Salem, "Bu ilaçların kalpte sorun yarattığı düşünülünce bu ilacın verildiği hastaların hastanedeki ölüm oranlarının yüksek olmasıyla ilaçlar arasında bağ kurmak cazip olabilir. Ancak araştırmada ölümler ile taşikardi arasındaki bağ araştırılmamış ve ölüm nedenleri hakkında da kesin yargılar yapılmamış" dedi.

Makalede, bu iki ilacın verildiği hastalarda ölüm oranlarının yüksek olmasının başka tıbbi nedenleri olabileceği belirtilerek, daha fazla araştırma ve klinik çalışmanın yapılması gerektiği ifade edildi.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) eski baş bilim insanı, Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Jesse Goodman da araştırmanın sonuçlarının "çok kaygı verici" olduğunu belirtti.

Ancak Goodman, bu araştırmanın kontrollü denek gruplarıyla yapılmadığını, ampirik bir çalışma olduğunu belirterek, söz konusu iki ilaç ile bazı sağlık sorunları arasında korelasyon bulunduğunu ortaya koyduğunu, bu durumun her zaman neden-sonuç ilişkisinin varlığına işaret etmeyeceğini vurguladı.



Araştırmanın ardından hangi kurum ve ülke nasıl tepki verdi?

Söz konusu araştırmaya ilk tepkiyi veren kurumlardan birisi WHO oldu. WHO, araştırmanın ardından ortaya çıkan güvenlik kaygıları nedeniyle ilacın klinik denemelerini "geçici olarak" durdurduğunu açıkladı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Güvenlik verileri güvenlik gözlem kurulu tarafından gözden geçirilene dek hidroksiklorokin denemeleri geçici olarak durduruldu. Deneyin diğer unsurları devam ediyor" dedi.

Hidroksiklorokinin Covid-19 tedavisinde kullanıldığı ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor.

Türkiye'de Covid-19 salgını döneminde hastaneye başvuran kişilere şikayetleri, medikal geçmişleri, kan değerleri, tetkik sonuçları ve görüntülemede elde edilen bulgulara göre, PCR test sonucu beklenmeden ampirik tedavi başlatılıyor.

Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, ampirik tedavi kapsamında ilk etapta hidroksiklorokin sülfat tedavisine başlanması gerektiği belirtiliyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin erken dönemde hem şüpheli hem de pozitif vakaların tamamında hidroksiklorokin ilacını kullanarak diğer ülkelerden ayrıştığını söylüyor.

BBC Türkçe'nin yayımlanan araştırmanın hidroksiklorokin ilacının kullanımına etkisine ilişkin sorusuna Sağlık Bakanlığı yanıt vermedi.

Hidroksiklorokin kullanımının gündemde olduğu bir diğer ülke de ABD. Başkan Donald Trump, basın toplantılarında sık sık hidroksiklorokin ilacını övmüş ve kamu sağlığı yetkililerinin kalp sorunlarına yol açabileceğini söylemesine karşın, ilacı kullandığını açıklamıştı.

Ancak Beyaz Saray'ın koronavirüsle mücadele ekibinin en önemli isimlerinden Dr. Deborah Brix, günlük bilgilendirme toplantısında gazetecilerin ilaçla ilgili soruları üzerine, bu ilacın riskleri konusunda FDA'in başından bu yana açık uyarılar yaptığını ancak araştırmanın hastaların kronik hastalıkları gibi ölüm oranını etkileyebilecek bazı unsurları içermediğini vurguladı.

Brix, hidroksiklorokin ilacıyla ilgili bazı başka klinik araştırmaların devam ettiğini söyledi.

Covid-19 tedavisinde bu ilacı kullanan ve bu ilacı 55 ülkeye ihraç eden Hindistan'ın Tıbbi Araştırma Konseyi, ilacın önemli yan etkilere yol açtığına dair herhangi bir bulgu olmadığını belirterek, tedavi sürecinde kullanılmaya devam edilmesini tavsiye etti.

Avustralya ise ilacın Covid-19 tedavisinde kullanımına ilişkin denemeleri gözden geçireceğini açıkladı.


İlgili Sağlık Konuları