Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ömer Toprak, kronik böbrek hastalıklarında, hasta ile yakınlarına yönelik eğitimlerle diyalize başlama ve organ nakline ihtiyaç duyulacak dönemin önemli ölçüde ertelenebildiğini söyledi.
Toprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ve dünyada kronik böbrek rahatsızlığının oldukça fazla olduğunu belirterek, hastalara ilaç tedavisinden çok eğitim verdiğini, eğitime düzenli katılan hastaların tedavisinde önemli başarılar sağladıklarını bildirdi.
Tedavi için 81 ilden hastaların kendisine ulaştığını, hiçbir hastayı geri çevirmediklerini ifade eden Toprak, "Hasta ve hasta yakını eğitimi sonucunda hastaların diyalize başlama zamanları uzamış oluyor. Normalde 1 yılda veya 2 yılda diyalize girmesi gerekiyorsa bizim hastalarımız 7-8 yıl sonra diyalize giriyor. Bu çok uzun bir zaman dilimi demek. Aynı zamanda kullandıkları ilaç sayıları da azalıyor." diye konuştu.
"En önemli nokta, hastayı bilgilendirmek"
Kronik böbrek yetmezliğinin dünyadaki gibi Türkiye'de de büyük sorun olduğunu, bu çerçevede 9 yıldır hasta ve yakınlarına eğitim verdiklerini anlatan Toprak, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'de her 6-7 kişiden birinde kronik böbrek yetmezliği var. Bunların 80 bin kadarı son dönem böbrek yetmezliği seviyesinde olup diyalize girme zorunluluğu veya böbrek nakline ihtiyacı var. Bu oran çok yüksek, aynı zamanda her yıl 7-8 bin kişi bu rakamın üzerine ekleniyor. Bunun en büyük nedeni şeker ve tansiyon hastalığı. Bu hastalıklar hem Türkiye'de hem de dünyada artan bir hastalık. Bizim burada yapmamız gereken en önemli nokta, hastayı hastalıkları hakkında bilgilendirmek ve yaşam tarzı değişikliklerini hayata geçirebilmek. Eğer bunları başarabilirsek hastaların diyalize girme ile organ nakli ihtiyaç süresi uzuyor. Bizim burada yaptığımız 9 yıllık eğitimler sonrasında hastaların diyalize girme oranı 6 yıl gecikti. 6 yıl çok uzun bir süre."
"Hasta ve yakınlarını tedavinin parçası haline getiriyoruz"
Toprak, gereksiz tuz, şeker, ekmek, ağrı kesici, antibiyotik kullanımını hastalarından kestiklerini aktararak, "Egzersiz yapmaları gerektiği konusunda uyarılar yapıyoruz. Yani hastaları ve hasta yakınlarını tedavinin bir parçası haline getiriyoruz. Onları kendi annemiz babamız gibi sahipleniyoruz, sevgimizi koyuyoruz ortaya." değerlendirmesinde bulundu.
Toprak, kronik böbrek hastalığının tedavisinin bulunmadığını ancak organ nakli ile kesin çözüm sağlandığını vurgulayarak, "Kronik böbrek yetmezliğinde böbrekte hasar oluşuyor ve bu eninde sonunda ya diyalize ya da böbrek nakline ihtiyaç duyuluyor. Başka bir tedavi yöntemi yok. Bizim amacımız ise bu son döneme geçişi uzatabilmek." dedi.
-"Hastalardan bazılarını diyaliz cihazından kurtardık"
Toprak, hastaların sağlığına kavuşmasında ilaçların değil bilinçli yaşamalarının ve verilen eğitime göre hayatlarını değiştirmelerinin etkili olduğuna dikkati çekerek, şöyle dedi:
"Eğitimler sonucunda gördük ki, hastaların tansiyon oranları düzeliyor, kullandıkları ilaçlar azalıyor, sigara, alkol, ekmek, tuz, şeker tüketimi azalıyor. Hatta sıfıra indiren bile var. Bu yöntemde hiçbir şekilde maddi külfet yok, ekstra para yok. Şu an bine yakın hasta benim tarafımdan diyalizden çıkarılmış durumda. Ayrıca haftada 3 kez diyalize giriyorsa bunu haftada bire düşürdük. Benim dediklerim kronik böbrek yetmezliği yani, geri dönüşümü olmayan hastalarda oluyor. Mesela 2 yıllık hastalarımız var daha önce diyalize bağlı yaşarken şuan diyalize girmiyor. 9 yıl önceden diyalize girmesi beklenen hastalar var diyalize sokmuyoruz takibe devam ediyoruz."
Diyaliz ve organ nakli tedavisinin çok külfetli bir yöntem olduğuna da değinen Toprak, "Örneğin sadece bir hemodiyalizin 1 aylık masrafı 14 bin lira civarında. Bu bir hastanın devlete olan maliyeti. Doktor, hemşire, sağlık malzemesi, diyaliz cihazı, odası, personeli bütün bunlar bir maddiyat gerektiriyor. Diyaliz çok pahalı bir sistem." ifadelerini kullandı.
"2 yıl öncesine göre daha sağlıklıyım"
Kronik böbrek hastası Ferda Odacı, doktorunun eğitim çerçevesinde verdiği tavsiyelere uyduğunu ve sağlığının daha iyiye gittiğini söyledi. Odacı, "Ekmek yemiyorum, tuzu azaltım, bol bol su tüketiyorum, alkol ve sigaradan uzak duruyorum, spor yapıyorum. 2 yıl öncesine göre daha sağlıklıyım. Ayrıca böbrekle ilgili bilgiler edinmek için sürekli Ömer Bey'e danışıyorum. Ayrıca ilaç kullanımım azaldı" dedi.