UZMANLAR akciğer içindeki hava keselerinin kalınlaşması ile kendisini gösteren ve bir akciğer hastalığı olan idiyopatik pulmoner fibrozise dikkat çekti. İstanbul'da gerçekleştirilen Akciğer Hastalıkları ve Yoğun Bakım Günleri Tanı ve Tedavide Son Gelişmeler Sempozyumu'nda konuşan uzmanlar, özellikle de gündüz ortaya çıkan kuru öksürük ve nefes darlığının önemli bir belirti olduğunu söyledi.
NEFES DARLIĞI VE KURU ÖKSÜRÜĞE DİKKAT
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Genel Sekreteri, Prof. Dr. Gamze Kırkıl, öncelikle egzersiz sırasında, ilerleyen dönemlerde de istirahat sırasında bile nefes darlığı ile kendini gösteren idiyopatik pulmoner fibrozisin kuru öksürük ile de belirti verdiğini açıkladı ve şunları söyledi: "Hastalar bize gündüzleri ortaya çıkan bir öksürükten bahsediyor. Daha da ilerlerse sağ kalp yetmezliği belirtileri ortaya çıkabiliyor. Ellerinde ayaklarında şişmeler olabiliyor. Uzun süre oksijensiz kalan hastaların parmak uçlarında ağrısız şişkinlikler gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Bu gibi semptomlarla karşılabiliyoruz. Özellikle 50 yaşından büyük erkek hastalar, sigara içiyorlarsa ve öksürük, nefes darlığı gibi sıkıntılar ile başvuru yapıyorlarsa idiyopatik pulmoner fibroz tanısını akılda tutmak gerekiyor."
AKCİĞER TOMOGRAFİSİ 4 KESİN BULGU VERİYOR
Prof. Dr. Kırkıl, bu hastalığın tanısını koymak için akciğer tomografisi çok önemli olduğunu vurgulayarak, tomografiyle 4 kesin bulgunun tespit edildiğini söyledi. Kırkıl "Eğer bunları karşılıyorsa hasta başka hiç bir tetkik yapmaksızın radyolojik olarak idiyopatik pulmoner fibroz diyebiliyoruz. Ama bunu derken de bazı hastalıkları dışlamamız gerekiyor. Örneğin bir hastanın alerjisi varsa ve hayvancılıkla uğraşıyorsa buna bağlı da radyolojik değişiklikler olabilir. ya da bir romatizmal hastalığı varsa yine benzer bulgular olabiliyor. Dolayısıyla öncelikle bunları eliyoruz. Radyoloji de kesin olarak idiyopatik pulmoner fibrozis diyorsa hastaya tanısını koyup bu şekilde tedavisine başlayabiliyoruz. Eğer radyolojik tanı koyulamayacak gibi ise yani kesin bulgular yoksa o zaman da akciğer biyopsisi yapmak gerekiyor" dedi.
"TÜRKİYE'DE 13 BİN HASTA VAR"
İdiyopatik pulmoner fibrozisin Türkiye'de 100 binde 18 gibi görülme sıklığına sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Kırkıl, ülkemizde yaklaşık 13 bin hastanın olduğunu söyledi ve şöyle dedi: "Özellikle 50 yaş üstünde ve erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülen ve sigara içen bireylerde daha çok karşılaşılan bir hastalık. Aslında nedeni bilinmeyen bir hastalık fakat risk faktörleri var. Sigara, reflü, bazı viral enfeksiyonlar, tekstil ve metal işlerinde çalışan bazı insanlarda daha sık görülebiliyor. Her ne kadar nedeni belli değil desek de hastalığı bazı risk faktörlerinin tetiklediğini biliyoruz."
"HASTALIĞIN TEK KESİN TEDAVİSİ AKCİĞER NAKLİ"
Hastalığın tek ve kesin tedavisinin akciğer nakli olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kırkıl, "Bizim kullanacağımız ilaçlar hastalığı sadece durdurabiliyor. Yoksa akciğerlerde var olan kalınlaşmayı geri döndürmemiz mümkün değil. Şu an kalınlaşmayı gidermek için kullanılan 2 tane molekül var ama bunlar hastalığın ilerlemesini durduruyor. Kesinlikle hastanın tamamen iyileşmeyeceğini öncelikle hastaya söylemek gerekiyor. Onun dışında oksijen tedavisi verebiliyoruz, rehabilitasyon programlarına alabiliyoruz. Hem zatürre hem de grip için aşı olunmasını mutlaka öneriyoruz. Ancak kesin tedavisi tanı koyulur koyulmaz akciğer nakli olunması" dedi.
CHICAGO ÜNİVERSİTESİ'NDEN DE BİLİM İNSANLARI KATILDI
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, The University of Chicago işbirliği ile İstanbul'da Akciğer Hastalıkları ve Yoğun Bakım Günleri Tanı ve Tedavide Son Gelişmeler Sempozyumu düzenlendi. ASYOD Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Çetinkaya sempozyuma hem Türk uzmanların hem de Chicago Üniversitesi'nden göğüs hastalıkları uzmanlarının katıldığını belirtti ve şunları söyledi: "Yeni tedavi yöntemlerinin ve yeni cihazların tartışıldığı bir toplantı oldu. 220 kişinin katılımcı olduğu sempozyumda 23 uzman doktor da görev aldı. Emboli, pıhtılaşma sorununa yönelik tedaviler, damarsal hastalıklara yönelik tedaviler konuşuldu. Yeni ilaçlar ve ilaçların etkililiği, yan etkileri tartışıldı. Bir diğer oturumda ise akciğer hastalıklarında bütün tedavilere rağmen rahatlamayan, yakınmaları devam eden olgularda bronkoskopi dediğimiz, endoskopik tedavi yöntemlerini ve hastadaki endikasyonlarını, başarı oranlarını tartıştık." - İstanbul