Göz hastalıklarının tedavisinde gelişen teknolojiler başarı oranını yükseltiyor

Medicana International İstanbul Hastanesi'nden göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Zeynep Alkın, doğuştan olan ya da yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan göz bozuklukları ve retina problemlerinin tedavisinde gelişen teknolojilerin yardımıyla başarılı sonuçlar alabildiklerini bildirdi.
Medicana'dan "Dünya Görme Günü" nedeniyle yapılan açıklamada konuya ilişkin değerlendirmeleri yer alan Alkın, göz hastalıklarındaki güncel tedavi ve teknolojilerden bahsetti.
Göz biliminde (oftalmoloji) yaşanan gelişmeleri anlatan Alkın, yenilikçi araştırmaların körlüğe yol açan retina hastalıklarına yeni çözümler getirdiğini bildirdi.
Alkın, genetik kodun keşfi, moleküler araçların geliştirilmesi ve hastalığın temelinin anlaşılmasının sadece hastalık yönetimine değil ömür boyu tedaviye de olanak sağlanabileceğinin habercisi olduğunu kaydederek, şu açıklamalarda bulundu:
"Onlarca yıllık araştırmalardan sonra geliştirilen gen tedavisi; doğuştan körlüğe yol açan (Leber Konjenital Amarozisi) genetik hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlamıştır. Bu hastalıkta elde edilecek başarılı sonuçlar, bir zamanlar tedavi edilemez olduğu düşünülen çok sayıda çaresiz görme bozukluğunun tedavisinin yolunu açmıştır. Buna paralel olarak hücre ve moleküler biyolojinin temel mekanizmalarına yönelik devam eden ilerlemeler ile çok potansiyelli kök hücrelerin tedavide kullanımı halen araştırma düzeyinde olmasına karşın, önümüzdeki on yılın bu açıdan muhtemelen tıp tarihinin en heyecan verici dönemi olacağını söyleyebiliriz."
Göz hastalıkları tedavisindeki yeni yöntemler
Prof. Dr. Zeynep Alkın, görmeyi geri dönüşümsüz olarak azaltan retina hastalıkları içinde yer alan diyabete bağlı retina bozukluklarının göz içine uygulanan antikor tedavileri ve implantların yanı sıra, eşik altı mikropuls lazer ve pattern taramalı lazer yöntemlerinin kullanılmasıyla da tedavi edilebildiğini anlattı.
Çoğu zaman yaşın ilerlemesine bağlı ortaya çıkan sarı nokta hastalığında erken tanı imkanının doğduğunu kaydeden Alkın, şu bilgileri verdi:
"Herhangi bir ilaç kullanmadan ve vücuda bir girişim işlemi yapılmadan retina damarlarındaki kırmızı kan hücrelerinin hareketini saptayarak, damarların ayrıntılı bir görüntüsünü elde etmeyi sağlayan optik koherens anjiografi yöntemiyle retina hastalıklarının ayırıcı tanısında büyük avantaj sağlanmıştır. Ayrıca göz içine uygulanan rekombinan DNA yöntemiyle geliştirilmiş protein içeren ilaç tedavileri de bu hastalıkta görme kaybının durdurulmasında önemli bir dönüm noktasıdır."
Zeynep Alkın, doğuştan olan ya da yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan göz bozuklukları ve retina problemlerinin tedavisinde gelişen teknolojilerin yardımıyla başarılı sonuçlar alabildiklerini vurguladı