Öyle ki; sabah kalkıldıktan sonra ilk adımlar atıldığı zaman ağrı hissi başlar ve bir müddet yürüdükten sonra ilk ağrının şiddeti azalır. Ancak akşama tekrar ağrı başlayabilir. Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uz. Dr. Feride Ekimler Süslü, neden olduğu ayak ağrısı ile yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren topuk dikeni ve tedavi yöntemleri.
Topuk dikeni, topuk ağrılarının en sık görülen sebebidir. Ağrının yeri genelde ayak tabanı ile ayak iç bölgesi arasıdır. Hastalar genellikle 40 yaşın üzerindedirler. Topuk dikeninin boyutu 4-6 mm kadar olabilir. Topuk dikeninin boyutu ve ortaya çıkardığı klinik bulgular arasında bir ilişki yoktur. Ağrının özelliği sabah kalkınca ilk adım atma sırasında ya da uzun süre oturma sonrası ilk basışta ortaya çıkan ağrı şeklindedir. Birkaç adım attıktan sonra ağrı şiddeti azalır. Fakat uzun süre ayakta durma ve yol yürüme ile günün sonuna doğru şikâyetlerde artma olur. Ağrı topuğun orta kısımda iç tarafa yakın bölgede daha yaygındır. Bazen ağrı alt bacağa doğru yayılabilir.
Topuk dikeni hastalığında en önemli sebep şişmanlıktır ancak normal kilosu olanlarda da görülebilir. Özellikle çocukluk ve gençlik yıllarında ayak sağlığına önem vermemiş ve genellikle doğru ayakkabı tercihi yapmamış kişilerde, uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işlerde çalışanlarda, ayağın yapısal bozukluğu olanlarda (düztabanlık, ayak tabanı yüksekliği) ve yürüme bozukluğu olan kişilerde ve bazı romatizmal hastalıklarda (ankilozan spondilit, reiter sendromu ve psöriatik artrit ) daha sık görülür.
Topuk dikeni tedavisinde çeşitli yöntemler vardır. Aşırı kilolu kişilerde öncelikle kilo verdirilmelidir. Kullanılan ayakkabılarda düzenleme yapılmalıdır. Özellikle yumuşak tabanlı topuk kısmı darbe emen ayakkabılar önerilmelidir. Ayakkabı ve ya evde kullanılan terliklerin içine yerleştirilen ağrılı bölgeye gelen kısmı delik olan topuk yastıkçığı/taban desteği kullanılması önerilir. Ayak tabanını esnetecek egzersizler önerilir ve gün içinde birkaç kez tekrarlanmalıdır. Ağrı kesiciler de tedaviye eklenebilir. Ayrıca ağrılı bölgeye her gün birkaç dakika yapılacak masajı da etkili olabilir. Eğer ağrı düzelmezse topuğa kortizon enjekte edilebilir. Kortizon ağrıyı gidermekte oldukça etkili olmakla birlikte uygulama şeklini aşırı ağrılı olması uygulama açısından güçlük çıkarmaktadır. Ayrıca kortizonun topuk yağ yastığında bozulmaya yol açma riski vardır.
Bir diğer tedavi şeklide şok dalga tedavisidir. Ekstrakorporal şok dalgaları (ESWT), vücut dışında üretildikten sonra bir uygulama başlığı ile vücudun istenilen bölgesine uygulanan basınç dalgalarının kullanıldığı bir fizik tedavi yöntemidir. Bu teknik uzun yıllar böbrek taşlarını kırmak amacı ile kullanılmıştır. Topuk dikeninde %85 kalıcı iyileşme sağlar. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı şansı o kadar iyidir. Tedavi 3-5 seans ve ortalama 20 dakika sürmektedir. Seanslar 1 hafta ara ile yapılır. Hamilelikte, kanserli hastalarda, hemofili gibi kan hastalığı olanlarda, kanama eğilimini arttıran ilaç kullananlarda, uygulama alanı üzerinde enfeksiyonu olanlarda ve kalp pili olan kişilerde uygulanmamalıdır. Şok dalga tedavisinin avantajı, cerrahi olmaksızın, anestezisiz, ilaçsız ve kısa sürede iyileşme sağlamasıdır. Tedaviden sonra topuk dikeni tekrarlama şansı düşüktür.
Tüm bu tedavi yöntemlerine rağmen hastanın şikâyetleri devam ederse hasta cerrahiye yönlendirilir.