Engelsiz Değilsiniz Engel Sizsiniz

"Acaba ben nerede yanlış yaptım ya da yapıyorum?" sorusunu sizlerde soruyorsanız işte Ayna Eğitim Ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nin Psikodramatist Aysen Zorer'ın cevabı...

Ben sen değilim.

Ben sen olamam

Ben senin istediğin bir kişi olarak gelmedim bu dünyaya.

Sen ben değilsin

Sen ben olamazsın

Sen benim istediğim bir kişi olarak gelmedin bu dünyaya.

İletişim; kişiler arasında olan duygu ve düşünce alışverişini dile getiren bir terimdir. İletişim halindeyken amacımız, karşı tarafa kendimizi en iyi şekilde duyurmaktır.Kendi görüşlerimizin anlaşılması ve kabul edilmesi için mücadele verirken, karşı tarafın ne söylediğini anlamak pek mümkün olmaz. Kendimizi duyurduğumuz, taleplerimiz kabul gördüğü ve her şey istediğimiz gibi olduğu sürece sorun yoktur. Ancak karşımızdaki kişi bizi yönlendirici ve içtenlikten yoksun olarak algılarsa; bu durum onun için tehdit edici, tedirgin edici olabilir ve kendini korumasız, değersiz hissedip ya savunucu iletişime geçer ya da iletişimini keser.

Böylesi bir reddedilme ile karşı karşıya kaldığımız zamanlarda ilk işimiz karşı tarafı suçlamak olur.

Karşı tarafı suçlayarak iletişmde yaşadığımız sorunları çözmemiz mümkün değil.. Bu tür yaklaşımlar sorunu çözümlemek yerine sorun yaratma şekline dönüşebilir ve kişiler arasındaki iletişime engel teşkil eder.

O zaman . kendimize şu soruyu sormamız gerekir.

Acaba ben nerede yanlış yaptım ya da yapıyorum?

Engelsiz iletişimin oluşabilmesi, iletişime ilişkin "gerçekçi" düşünce alışkanlıkları geliştirmeye bağlıdır. İnsan ilişkilerinde karşımıza çıkan en önemli engel; iletişimde yaşadığımız sorunların nedenlerinin dışımızda olduğu şeklinde geliştirdiğimiz düşünce ve yorumlarımızdır . Davranış ve duygularımızın nedenlerini kendi dışımızda aramak aslında bizim duygu ve davranışlarımızın kendi kontrolümüzde olmadığı anlamına gelir.

Engelsiz iletişimde amaç, karşı tarafa kendini en uygun şekilde duyurmak olduğu kadar karşı tarafı en uygun şekilde anlamak olmalıdır. Sağlıklı iletişim kurmanın ilk yolu, karşımızdaki insanı dinleyebilmektir. İyi bir dinleyici olmak iyi bir konuşmacı olmaktan daha zordur. Havadan, sudan konuşmaları herkesle yapabiliriz ancak değer verdiğimiz bir konuyu konuşmak, bir sırrımızı anlatmak için iyi dinleyici olduğunu bildiğimiz kişileri seçeriz.

İletişim süreci dinlemeyle başlar. Bilgi edinme ancak etkin dinleme yapılırsa mümkün olabilir. Beden dilimiz karşımızdakini dinlemeye hazır olduğumuzu göstermelidir. Sağlıklı iletişim sürecinin dinlemeyi izleyen aşaması; anlamadır. Gelen iletiyi anlayabilmek; "karşı açıdan" görebilmek, karşımızdaki kişinin bize ilettiği düşünce ve bu düşüncenin duygusal alt yapısını ortaya çıkarmaktır. Bu esnada yüreklendirici olunmalı ve içtenliğe dikkat edilmelidir.

Gelen iletiyi anlamanın en iyi yolu, soru sormaktır. Soru sormak, soruşturma yapmak değil, karşımızdaki kişiyi anlama gayreti içinde olduğumuz gösteren bir davranıştır.

Kapalı uçlu sorulardan kaçınmak gerekir. Açık uçlu sorular sorarak, eşit ortamda eşit güç dengesi ile karşılıklı konuşarak sorunu açığa kavuşturabiliriz. Karşımızdaki kişinin konuşmasına müdahale etmeden zaman zaman anlaşıldığına dair geribildirim vermekte yarar vardır.

Etkin dinlemede dinleyen, eğer bir sorun varsa soruna çözüm sunmaz. Burada karşımızdaki kişinin sorunlarına duyarlı olurken (empati), kendi sorunumuz olmasına izin vermemeliyiz. Sorunun sorumluluğu karşı tarafta kalmalıdır. Karşımızdaki kişinin duygu, düşünce ve değerleri, kendimizinkinden farklı olsa bile saygı duyulmalı ve kabul gösterilmelidir. Onu kendi çözümünü bulacağına inanarak teşvik etmeliyiz. Sorunları olan kişi; tüm duygu ve düşüncelerinin kabul gördüğünü , anlaşıldığını anladıktan sonra rahatlayıp sorunu için düşünmeye başlayacaktır.

Etkin dinlemeyle kişiler arasında yakın ve anlamlı ilişkiler kurulur. Dinlendiğini gören kişi de KENDİNE DEĞER ve ÖNEM VERME DUYGUSU gelişir. Anlaşılmaktan mutlu olan bireyin KENDİNE SAYGISI artar.