Domuz Gribinde İkinci Raunt!

Domuz gribi (Influenza A H1N1), son 40 yılın en önemli salgını olarak kabul ediliyor. Salgın, Meksika ve ABD'de görülen olgularla 24 Nisan 2009'da başladı ve üç ay içinde 100'ü aşkın ülkede 100 binin üzerinde olgu saptandı.

500 kişi hayatını kaybetti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaz aylarına rağmen yeni olgular görülmekte; ülkemizde 100 dolayında olgu saptandı fakat ölüm olmadı.

Meksika’da başlayan influenza salgını domuz gribi olarak bilinse de, sadece domuzlar değil, kuşlar ve insanlar arasında taşınarak virüsün değişim göstermesi sonucu ortaya çıktı ve domuz gribi yerine “Influenza A H1N1” olarak adlandırılmasına karar verildi.

Hasta Olan Herkes Ölüyor mu?

Toplumda hastalıkla ilgili genel kanılardan birisi, hastalanan herkesin öldüğü yolundadır. Oysa, ölüm oranı binde birin altında; yani salgın beklendiğinden daha az ölümcül seyrediyor. Kuş gribinde ise bu oran, dünya genelinde yaklaşık yüzde 60 olarak bildiriliyor. Kuş gribi nedeniyle 2006’da ülkemizde saptanan 12 olgudan dördü kaybedilmişti, ölüm oranı yüzde 30’du.

Domuz gribi enfeksiyonuna yakalananların yüzde 80’i, 50 yaş altındadır. Daha çok genç yaştakileri etkilediği bildirilmiştir; ancak ileri yaşlarda ölüm oranı daha yüksektir.

Bulaşma Yolları

Domuz gribi virüsünün insandan insana damlacık yoluyla bulaştığı kanıtlanmıştır. Pandemi düzeyleri 1 ila 6 arasında değerlendirilir (Pandemi: Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasıdır). Pandemi 4, insandan insana yayılım olduğunu gösterir. Kişiler arasında solunum yoluyla bulaşma olduğu ilk olgulardan üç gün sonra saptandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 29 Nisan 2009 itibariyle pandemi düzeyini 5’e çıkardı. Pandemi 5, bir DSÖ bölgesinde iki ya da daha fazla ülkede insandan insana geçişin bildirilmesine dayanıyor. Son olarak da pandemi düzeyi en üst noktaya, yani 6 düzeyine çıkarıldı. Pandemi 6, farklı DSÖ bölgelerinde insandan insana geçişin olabileceği ikiden çok sayıda ülkenin bulunması anlamına geliyor.

Kişisel Önlemler Neler?

A H1N1, mevsimsel veya klasik gribin yayılımı gibidir. İnsandan insana hapşırma ve öksürmeyle saçılan damlacıklar yoluyla yayılır. Ayrıca el teması da önemli. Hasta olan kişiler belirtiler görülmeden bir gün önce ve hastalık boyunca enfeksiyonu yayabilirler. Virüs, cansız yüzeylerde (masa, kapı kolu gibi) yaklaşık iki saat canlı kalabilir. Bu nedenle el yıkamak çok önemli.

Genel sağlık önlemlerine dikkat etmek gerekir, uykusuz kalınmamalı, fiziksel aktivite sağlanmalı, günlük stres kontrol edilmeli, bol sıvı ve besleyici gıdalar alınmalıdır. Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır. Cansız yüzeylerin çamaşır suyuyla silinmesi yeterlidir.

Belirtilere Dikkat!

Belirtileri mevsimsel gribe benzer, ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrıları, baş ağrısı, titreme ve yorgunluk ön plandadır. Bazı kişilerde ishal ve kusma görülür. Zatüreye bağlı ciddi hastalıklar ve ölümler olabilir.

Tedavisi Var mı?

Tedavide klasik gripte olduğu gibi oseltamivir veya zanamivir kullanılır. Bu ilaçlar belirtiler görüldükten sonra ilk iki günde kullanılmalıdır. Ayrıca belirtilere yönelik ilaçlardan da yararlanılabilir. Influenza A H1N1’e karşı henüz aşı yok. Ancak en erken eylül ve ekim aylarında geliştirilebileceği bildiriliyor.

Termal Kameralar Ne Kadar Yararlı?

Olguların saptanabilmesi için sınır geçişlerinde uygun kontroller önemli bir adım. Bu amaçla havalimanlarına termal kameralar yerleştirildi. Bu uygulamayla, vücut sıcaklığı 38 derecenin üzerindeki hastaların saptanması hedefleniyor. Termal kameralar tüm ülkelerde uygulanan bir yöntem değil. Henüz etkisi ve yararları üzerine bilimsel yayınlar da yok, ancak DSÖ yararlı olabileceğini belirtiyor. Ülkemizdeki uygulamanın değerlendirilmesi termal kameraların rolünün anlaşılmasına ışık tutabilir.

Seyahat Ederken Nelere Dikkat Etmeli?

DSÖ’nün seyahat kısıtlaması ve sınırların kapatılması yönünde bir önerisi bulunmuyor. Ancak hasta olanların seyahat etmemeleri ve hızlıca sağlık kuruluşuna başvurmaları öneriliyor.

Yiyeceklerle Bulaşır mı?

Uygun hazırlanmış domuz etini yemekle bulaşma olmaz. Ayrıca domuzlardan bulaşı kesin olarak gösterilmediğinden domuz itlafının gereksiz olduğu da bildiriliyor.

Bulaştırmamak İçin Ne Yapmalı?

  • Öksürürken ve hapşırırken ağız ve burun kapatılmalıdır. Kullanılan mendiller hemen çöpe atılmalıdır.
  • Eller sabunlu suyla yıkanmalı, su ve sabuna ulaşılamazsa alkollü temizleyiciler kullanılmalıdır. El hijyenine uyulması en önemli önlemlerden biri olarak öne çıkmaktadır.
  • Eller ağız ve buruna götürülmemelidir, virüs bu yolla yayılabilir.
  • Hastalardan uzak durulmalıdır.
  • Hastalanınca vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır.
  • Hastalanınca okula ve işe gidilmemesi önerilir.

Korkulan Senaryo

Influenza A H1N1 beklenenin ötesinde çok hızlı yayılan bir virüs ama ölüm oranı düşük. Kuş gribi olarak bilinen Influenza A H5N1 ise yavaş yayılan ama ölüm oranı yüksek bir virüs. Influenza virüslerinin, insanlar, kuşlar ve domuzlarda enfeksiyon yaptıkları ve bu arada mutasyona uğradıkları biliniyor. Korkulan senaryo, yeni mutasyon sonucunda yayılma hızını H1N1’den ve öldürme özelliğini H5N1’den alan yeni bir virüs türünün ortaya çıkması. Olabilecek en kötü senaryo bu. Böyle bir durumda, çok sayıda insan etkilenecek ve kaybedilecek. Ancak bu durumun şimdilik sadece bir senaryo olduğunu da belirtmeliyiz.

Sonbaharda Salgından Korkuluyor Bazı ülkelerde sonbaharda okulların açılmasının doğru olmayacağı dile getirildi ancak henüz karara varılmadı.

Üç Ay Önce Tahmin Edemeyeceğimiz Gelişmeler

  • İlk kez pandemi 6 düzeyinde bir salgın
  • Yaz ayları olmasına rağmen salgının yayılması
  • Olgu sayısının 100 binin üzerine çıkması
  • Ölüm oranının binde birin altında olması.

Herkese Sağlık Dergisi

İlgili Sağlık Konuları