Doğal afetlerin çocuklarda duygusal olarak korku, kaygı, öfke, suçluluk, üzüntü gibi hislere neden olabildiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hande Tanal, "Deprem sonrası çocuklarda; dikkat eksikliği, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, odaklanamama gözlenebilir. Parmak emme, bebeksi davranışlar, tırnak yeme gibi davranışlar gözlenebilir. Organik bir nedeni olmayan baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Ekran başında izlenen bazı görüntüler çocukları olumsuz etkileyebilir. Çocuğun korku ve endişesini artırabilir. Bu nedenle çocuklarla deprem hakkında konuşulmalı ancak deprem ile ilgili içeriği denetlenemeyen haberlere ve görüntülere maruz kalmaya engel olunmalıdır. Onlara açık ve net bilgiler vererek güven ortamı oluşturulmalıdır" dedi.
Medicana Sağlık Grubu'ndan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hande Tanal, "Deprem sonrası çocuklarda; dikkat eksikliği, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, odaklanamama gözlenebilir. Parmak emme, bebeksi davranışlar, tırnak yeme gibi davranışlar gözlenebilir. Organik bir nedeni olmayan baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Davranışsal olarak gelişimlerinde gerileme, insanlardan uzaklaşma, kendini izole etme görülebilir. Deprem çocuklarda güvende olmadığını hissettirerek kaygıya yol açar ve belirsizlik içinde hissettirir. Çocukların etkilenme düzeyi yaşına, gelişimine, ailesi ile olan ilişkilerine göre değişiklik gösterebilir. Özellikle okul öncesi çocuklar soyut düşünemedikleri için depremi zihinlerinde anlamlandıramazlar ve deprem belirsiz bir kavram olduğu için çocuklarda yoğun endişe, kaygı ve güvensizlik yaratabilir" diye konuştu.
KAYGILARINI İFADE ETMELERİNE İZİN VERİLMELİ
Ebeveynlerin bu süreçle nasıl başa çıktıkları da çocuklarının duygu durumları için çok önemli olduğunu aktaran Dr. Tanal, "Tıpkı ölüm ve diğer doğal felaketlerde olduğu gibi depremle ilgili çocuğa yapılacak açıklama da çocuğun yaşına ve gelişimsel seviyesine uygun olmadır. Bu süreçte çocuklar en çok güvende olduklarını hissetmek isterler. Güvende ve korunuyor olduğunu hissetmek çocukların bu süreçle başa çıkmasını kolaylaştırır. Çocukların deprem ile ilgili sorular sormalarına, kaygılarını ifade etmelerine izin verilmelidir. Çocuklara her konuda açık ve somut olmak; yaşına uygun ve gerçek cevaplar vermek çok önemlidir. Çocuklar yaşanan olayı anlamlandırmada, duygularını ifade etmekte zorluk yaşayabilirler. Yaşanan olumsuzluklardan kendilerini sorumlu tutabilirler. Aileler deprem anı dışındaki korkularına, tepkilerine, yas biçimlerine dikkat etmelidirler. Çocuklar, yetişkinlerin özellikle ebeveynlerinin davranışlarını model alarak içselleştirir ve ona göre davranış biçimleri geliştirirler" ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARA HİÇBİR ŞEY YANSITMAMAK DOĞRU DEĞİL
Çocukların deprem ile ilgili konuşmalara, haberlere ve görüntülere maruz kalmamalarına dikkat etmek gerektiğini belirten Dr. Tanal, "Deprem kaynaklı kaybetme korkusu ve kaygılar çocuklar kendini güvende hissettikçe azalır. Deprem ile ilgili gerçekleri çocuklardan saklamak, onlara hiçbir şey yansıtmamak da doğru değildir. Çocukların duygusal gelişimine uygun ve anlayabilecekleri şekilde olanlar aktarılmalıdır. Yaşananlarla ilgili çözümler ve baş etme yolları da sunulmalıdır. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım edildiği, herkesin bir dayanışma içinde olduğu, ailece kendilerinin de depremden etkilenenlere yardım ettiklerini bilmek çocukların kaygılarını azaltmaya yardımcı olur. Ekran başında izlenen bazı görüntüler çocukları olumsuz etkileyebilir. Çocuğun korku ve endişesini artırabilir. Bu nedenle çocuklarla deprem hakkında konuşulmalı ancak deprem ile ilgili içeriği denetlenemeyen haberlere ve görüntülere maruz kalmaya engel olunmalıdır. Onlara açık ve net bilgiler vererek güven ortamı oluşturulmalıdır" dedi.