Çağımızın Hastalığı "OTİZM"

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Reyhan Erol, 2 Nisan "Dünya Otizm Farkındalık Günü" sebebi ile otizm risklerini artıran faktörleri ve iletişim kurma yöntemlerini anlattı.

"Otizm, beyin gelişimini engelleyen bir hastalıktır"

İlişki kurma ve iletişim becerilerinin sağlıklı kazanılması hayatın bir gereğidir. İletişim kurmadaki günümüzde sıklığı artan sorunlar, otistik bozukluk çatısı altında toplanmaktadır. Üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişim kurma becerilerinin azaldığı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir hastalıktır. Asperger sendromu gibi hastalıklarda otizm spektrumu arasında yer alır.

Otizm kalıtsal kökenli bir rahatsızlıktır. Yani ailede görülmesi, ilerde ailedeki diğer bireylerde de görülme sıklığını artırır. Nadiren doğum sürecindeki sıkıntılardan dolayı da otizm sıklığının arttığı bildirilmektedir. Aşı uygulamalarının da otizm riskini artırdığı söylense de bilimsel veriler bu görüşü desteklememektedir.

"Otizmin erkeklerde görülme sıklığı artış gösteriyor"

Günümüzde otizm görülme sıklığı her bin çocukta birdir. Yeni çalışmalar bu sıklığın giderek artmakta olduğunu, 1/500 lere kadar oranın artığını göstermektedir. Down Sendromunun bile 1/700 oranında olduğunu düşünürsek, otistik bozukluğun yadsınamayacak boyutta fazla olduğunu kabul edebiliriz. Erkekler de görülme sıklığı, kız cinsiyete göre yaklaşık dört kat artmıştır.

"İlk bir yıldaki tanı ve tedavi tüm yaşamı etkiliyor"

Ebeveynler genellikle çocuklarının yaşamının ilk iki yılında belirtileri fark eder. Otistik çocukların çok azı erişkin olduktan sonra bağımsız yaşamakta, bunlardan bir kısmı bunda başarılı olabilmektedir. Erken çocukluk döneminde yapılan davranışsal tedaviler çocuğun hayata hazırlanmasını kolaylaştırmakta, kendine bakabilme yetisini arttırmaktadır. Tanı konduğu an tedaviye başlanmalıdır. Özellikle doğumdan itibaren başlanılan süreçte ilk bir yıl içerisinde tanı ne kadar erken konulursa, tedavi sonuçları da o denli iyi olur. Günümüzde 6 aylık bebekte bile otizm tanısı konabilmektedir. Bu süre yaşamın ilk altı ayı bile olabilir. Tedavide amaç; aile bireylerinin de tedaviye katılımı sağlanarak, bireyin iletişim becerilerini artırmaktır.

NE ZAMAN DOKTORA GİDELİM?

Doğum anından itibaren başlayan süreç çok önemlidir. Bebeğini üçüncü ayını tamamladığında göz takibi yok ise dikkat edilmelidir. İlk bir yılını tamamlayan çocuklarda ise nesneleri parmakla işaret etme becerisi takip edilmeli ve ebeveynlerine karşı ilgisi az ise, henüz sözcük kullanmıyorsa ve on sekizinci ayını tamamladıysa, sosyal çevre yerine tekrarlayan objelere ilgisi varsa, sürekli araba tekerini çevirmek, çalışır durumdaki çamaşır makinesini izlemek gibi davranışları tekrarlıyorsa uzman desteği alınması gerekmektedir.

Görme bozuklukları, işitme bozukluğu, cerabral palsi, uyaran eksikliği dediğimiz ebeveyn-çocuk iletişim eksikliği, genetik bir çok hastalıkta da benzer şikayetler görülebilir.