ABD'nin Penn State Üniversitesinde 3B biyoyazıcılarla organ basımı konusunda çalışmalar yürüten Doç. Dr. İbrahim Tarık Özbolat, Sanko Üniversitesinde düzenlenen bir etkinliğe katılmak üzere geldiği Gaziantep'te, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 13 yıldır doku mühendisliği alanında araştırmalar yaptığını, şu anda da organ basımı alanında dünyanın sayılı laboratuvarlarından birini yönettiğini söyledi.
Mühendis ve kimyagerlerden cerrahlara, dişçilerden veterinerlere kadar pek çok alandan 20 kişilik ekibiyle 3B biyoyazıcılar ve kullanım alanlarıyla ilgili çalışmalar yürüttüğünü aktaran Özbolat, hücre, organ ve doku basımı işlemlerini yapan bu yazıcıların üretimini de yaptıklarını belirtti. Özbolat, şöyle devam etti:
"Biz şu anda laboratuvarımızda 12 çeşit doku yapıyoruz. Akciğer, deri, kemik, kıkırdak, pankreas, tümör modelleri, kalp, deri dokuları ya da ikisinin birlikte olduğu dokular yapıyoruz. Hepsinde hedeflenen nokta farklı. Örneğin akciğer modelinde daha çok akciğer hastalıklarının tedavilerinin çalışılabileceği doku modeli yapıp bunların denenmesini sağlıyoruz. Kanser tedavisinde de ilaçları, immün terapileri, hasta üzerinde denemeden önce nasıl sonuç vereceğini ürettiğimiz küçük dokular üzerinden görülebilir. Bu yapılan hataları asgariye indirecek bir teknoloji. Eczacılıkta, değişik ilaçların geliştirilmesi için pankreas modeli yapıyoruz. Tip1 ve Tip2 diyabet için üretilen ilaçlar, pankreastaki insülin üreten hücrelere nasıl etki edecek? Akciğer, pankreas gibi bazı organlarda test amaçlı dokular üretirken, transplant için organlar da üretmeye çalışıyoruz. Hastaya hiç geçmedik ama hayvan deneyleri yürütüyoruz."
Doç. Dr. Özbolat, yakında küçükbaş ve büyükbaş hayvan çalışmalarına başlayacaklarına dikkati çekerek biyoyazıcıları direkt olarak kliniğe sokmak istediklerini ifade etti.
"Deneyler devam ediyor"
Yaptıkları çalışmalarda direkt olarak canlının üzerine dokuyu basabildiklerini anlatan Özbolat, "İsviçre Osteoloji Vakfından yeni bir proje aldık. Bu vakıf kemik ve dişçilik alanındaki çalışmaları destekliyor. Altı kollu bir biyoyazıcıyla, biyo malzemeyi ki bunların içinde hücreler de olabilir veya başka malzemeler de olabilir, tarayıp oraya dokuyu yazıyor. Dokunun yazıldığı bölge 6-8 hafta arasında tamir oluyor. Şu an deneyler devam ediyor." dedi.
Özbolat, laboratuvar olarak 3B biyoyazıcılarla kıkırdak ve deri basımında önde olduklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Biyoyazıcılarla basılan, damarlaşma olmayan dokuların kliniğe geçişi yakın zamanda olabilecek. Belki 5 sene içinde. Örneğin, kulak ve burundaki, diz kapağındaki kıkırdak dokuları tamir edebilecek yamalar yapabileceğiz. Yaralanmalar, yanıklar, diyabette bağlı iyileşmeyen yaralar için deri basılabilecek ve kullanılabilecek. Deri, diğer organlara göre çok basit bir organ. Kalp, pankreas, karaciğer gibi fonksiyonel olarak karışık organların yapımı daha uzun belki önümüzdeki 20 yıllık dönemi alabilir. Bundan 10 yıl önce biz sadece hücre basabiliyorduk. 10 yıl sonra şimdi biz doku yapıyoruz. Belki 10 yıl sonra da damarlı, fonksiyonel olarak karışık organları da artık göreceğiz."