Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Yavuz Selim Çınar, organ bağışında yaşanan en büyük sorunlardan birinin "beyin ölümü" ve "bitkisel hayat" kavramlarının karıştırılması olduğunu bildirdi.
Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Çınar, Bursa'nın organ bağışında Türkiye ortalamalarının çok üzerinde bir orana sahip olduğunu, ancak hala organ bekleyen binlerce insanın bulunduğuna dikkati çekti.
Halkın organ bağışı konusunda tereddütleri olduğunu aktaran Yavuz Selim Çınar, şunları kaydetti:
"En büyük tereddütlerden biri de 'beyin ölümü' kavramını tam olarak anlayamamak. Biz koordinatörler olarak vefat eden hasta yakınlarıyla konuştuğumuzda bize gelen soruların başında 'bitkisel hayat' geliyor. İnsanlarımız 'beyin ölümü' ile 'bitkisel hayatı' karıştırıyorlar. Aslında bunlar birbirinden çok farklı kavramlar, çünkü bitkisel hayat dediğimiz zaman halen bir hayat söz konusu. Konuşurken de 'hayat' diyoruz. Bitkisel hayatta beyinde bir hasar var ama hasar kişinin hayatını devam ettirmesine bir engel değil. Bir takım yardımcı tıbbi malzemelerle hayatına devam edebilir. Solunum cihazı, yatak bağımlı olabilir ve yoğun bakımda tedavilerine devam edebilirler. Bu insanlar iyi bakımla, uzun yıllar bitkisel hayatta yaşamlarına devam edebilirler."
Hem dünyada, hem Türkiye'de yıllarca bitkisel hayatta yaşayan hastalar bulunduğunu vurgulayan Çınar, "10 yıl komada kaldıktan sonra uyandı" gibi haberlerin hepsinin bitkisel hayatta olan vakalarla ilgili olduğunu bildirdi.
Yavuz Selim Çınar, beyin ölümünde böyle bir şeyin mümkün olmadığını vurgulayarak, "Burada ölüm söz konusu. Kişinin beyin ölümü yoğun bakımda gerçekleştiği için bir takım cihazlara bağlı olarak organların dolaşımını bir süre daha devam ettirebiliyoruz. Kalbi çalışmaya devam ediyor ama bir makine yardımıyla. Kişi son nefesini vermiş oluyor. Tekrar hayata dönmek, uyanmak, iyileşmek mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Ölüm gerçekleştikten sonra organ nakli koordinatörleri olarak hasta yakınlarıyla görüştüklerini belirten Çınar, aile kabul ederse organ bağışının gerçekleştiğini böylece koşuşturmacanın başladığını ve Sağlık Bakanlığının tüm birimlerinin seferber olduğunu anlattı.
Söz konusu kavramlar arasında farkın anlatılabilmesi halinde organ bağışı oranlarının da artacağını umduklarını bildiren Dr. Çınar, şunları kaydetti:
"Kişi vefat ettikten sonra organlarını bağışlarsa, organ nakli bekleyen hastalara hayat verme şansı doğuyor. Kendi ölümünden sonra hayatını kurtardığı insanlar bir ömür boyu hayır duası edecek.
Bu noktada beyin ölümü kavramını eğer halkımıza iyi anlatır ve bitkisel hayat arasındaki farkı anlamalarını sağlayabilirsek, organ bağışlarının çok daha artacağını umut ediyoruz."