Başarısız Bel Fıtığı Ameliyatlarından Sonra Ne Olacak?

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ece Aydoğ, "bel ağrısı olan hastalarda cerrahi tedaviye karar vermeden önce mutlaka fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarının da içinde olduğu tedavi yaklaşımları denenmelidir" diyor.

Başarısız Bel Cerrahisi Sendromu Nedir?

Bel omurgasına yönelik yapılan ameliyatlardan sonra bel ve/veya bacak ağrısının geçmemesine bağlı olarak kişinin günlük yaşama dönmesini engelleyecek düzeyde fonksiyonel kayıplarının olmasıdır.

Nedenleri Nelerdir?

Yetersiz tanı, yanlış endikasyon, tedavinin yanlış planlanması, yetersiz cerrahi girişim, fıtığın nüks etmesi, disk iltihabı, skar dokusu, psikososyal nedenler sayılabilir. Ayrıca sigara, alkol kullanımı, ilaç bağımlılığı ve yetersiz egzersiz alışkanlığı da kolaylaştırıcı faktörlerdir. En sık nedeni yetersiz tanı ve yanlış endikasyondur. Bazen teknik ve anatomik olarak başarılı bel cerrahisi sonrası dahi gelişebilmektedir.

Bu Sendromun Görülme Sıklığı Nasıldır?

Dünyada bel cerrahisinin artmasına paralel olarak her geçen gün daha da artmaktadır. %10 ile 40 arasında değişmektedir. Genç, yani üretken çağda daha fazla ortaya çıkmaktadır.

Her Bel Ağrısı Cerrahi Olarak mı Tedavi Edilmelidir?

Hayır. Yeryüzünde yaşayan insanların % 90’ına yakını hayatının bir döneminde bel ağrısı çekmektedir ve bunların % 80-90’ını 6–8 haftada iyileşmektedir. Bel ağrısı yapan nedenlerin % 5’ini bel fıtığı oluşturmakta ve bunların da sadece % 1-5’inde cerrahiye ihtiyaç olmaktadır.

Egzersizin Rolü Nedir?

Bazı hastaların bel ağrısı nedeni ile çok büyük korkuları vardır. Bunlar ağrının aktivite ile ilişkili olduğunu ve egzersizin bele zarar vereceğini düşünürler. Böylece korku-kaçınma davranışına girerler ve hareket etmekten korkar hale gelirler.

Bu kişilerin bel ağrılarının ve özürlüklerinin daha fazla olduğu gösterilmiştir.
Düzenli egzersizin cerrahi sonuçlar üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Düzenli egzersiz yapmayan hastaların zamanla kas gücü ve dayanıklılığı azalmakta ve buna bağlı olarak fiziksel kondüsyonları düşmektedir.

Ayrıca yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu hasta grubu kronik ağrı davranışı içersinde ağrı korkusu ile hareket etmemekte ve bunun sonucu da esneklikleri ileri derecede azalmaktadır. Bunların sonucu olarak ağrıları daha da artmaktadır. Böyle bir kısır döngü içine giren hastanın iş hayatına dönebilmesi ve günlük yaşam aktivitelerini bağımsız olarak gerçekleştirebilmesi nerede ise imkansız hale gelmektedir. Bu durum ciddi ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Halbuki cerrahi öncesi ve sonrası yapılan düzenli egzersiz ağrıyı azaltmakta ve işe dönüşü kolaylaştırmaktadır.

Psikososyal Faktörlerin Etkisi Var mıdır?


Bazı çalışmalar bu hastaların yarısından fazlasında subklinik psikiyatrik rahatsızlıklar olduğunu söylemektedir. Bu nedenle cerrahi hata olmadan da hastalarda ağrı şikayetinin geçmeyebileceği de unutulmamalıdır. Bu nedenle bir hastanın bel cerrahisine alınmadan önce klinik ve radyolojik muayenelerine ilaveten psikolojik durumu da mutlaka değerlendirilmelidir.

Tedavi Nasıl Olmalıdır?


Öncelikle Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunun önlenmesi çok önemlidir. Bunun için doğru hasta seçimi ve doğru uygulanmış cerrahi çok önemlidir. Tedavide multidisipliner bir yaklaşım olmalıdır. İlk olarak fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları, ilaç tedavileri, psikolojik tedaviler ve diğer girişimsel olmayan tedavi yöntemleri denenmelidir.

Hastaların fiziksel aktiviteleri ve fonksiyonel kapasiteleri arttırılmalı, psikososyal durumları düzeltilmelidir. Bu dönemde verilen postür, kas kuvvetlendirme, esnekliği ve aerobik kapasityeyi arttırmaya yönelik egzersizlerle hastanın günlük yaşama adaptasyonu ve işe dönüşü kolaylaştırılmalıdır.

Eğer bu tedavi yöntemleri yeterli olmazsa enjeksiyon teknikleri uygulanmalıdır.
Sonuç olarak;  Başarısız Bel Cerrahisi Sendromu tedavisi zor bir durumdur. Bu nedenle cerrahi tedaviye karar vermeden önce hasta çok iyi değerlendirilmelidir. Omurga kökenli mekanik karakterde bel ağrısı olan hastalarda fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarının da içinde olduğu konservatif tedavi yaklaşımı cerrahi kararı vermeden önce mutlaka denenmelidir.
 

İlgili Sağlık Konuları