Erzurum Atatürk Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Aşı Üretme ve Antijen Hazırlama Koordinatörlüğü, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele için laboratuvar çalışmalarına başladı.
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı'nın talimatıyla üniversite bünyesinde kurulan laboratuvarda, üniversitenin sağlık alanındaki farklı bölümlerinden bir araya gelen 20 kişilik uzman ekip, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınına çare olabilmek için seferber oldu.
Üniversitenin Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selahattin Çelebi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mikrobiyoloji tetkiklerinin verilerini istedikleri zaman yapabilecek seviyede olduklarını söyledi.
Kovid-19'un birtakım özelliklerini bildiklerini ifade eden Çelebi, "Burada Kovid-19 ve bütün virüslerin RNA ve DNA çalışmalarını yani üreme özelliklerine ve moleküler seviyelerine göre çalışmalarımızı yapıyoruz. Sadece Kovid-19 değil, bütün bakteri ve virüslerin çalışmalarını yapıyoruz." dedi.
"Plazma aktarımı konusunda valilikten izin istedik"
Çelebi, Türkiye'de görülen ilk koronavirüs vakasının ardından böyle bir çalışma yapmaya başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Rektörümüzün talebiyle böyle bir çalışma yapmak istedik ve bunu karşılayacak altyapımız da var. Aşı ve antijen üretme bütün fakültelerde vardır. Biz de bu konuda altyapı hazırlayarak kısa vadede planlarımızı yaptık. Bunların birkaç aşaması var ve sırasıyla gerçekleştirmeye çalışacağız. Plazma aktarımı konusunda valilikten izin istedik, eğer kabul edilirse hastalanıp iyi olan kişilerden antikor tespit edeceğiz ve bu plazmayı verebilecek kişilerden bu tedaviyi uygulayacağız."
Antikor uygulayabilecek seviyede olduklarını dile getiren Çelebi, "Burada 15-20 kişiden oluşan bilim ordusuyla çalışıyoruz. Mikrobiyologlar, dahiliye ve çocukları hastalıkları uzmanları, veteriner, eczacılık ve fen fakültesinden arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Bu ekip inşallah güzel şeyler yapacak ve güzel işler duyuracak. Bunları hayata geçirdikten sonra söylemek daha doğru olacaktır." diye konuştu.
Türkiye'nin her yerinde bu virüse karşı mücadele edildiğini vurgulayan Çelebi, bunun için çeşitli tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiğini anlattı.
Plazma aktarımının bağışıklıktan ziyade bir tedavi yöntemi olduğuna işaret eden Çelebi, şunları kaydetti:
"Her ne kadar içerisinde antikor olsa bile bu basit bağışıklık sistemine girmez. Bu konuda bizim görevimiz mikrobiyologlar olarak antikoru laboratuvar ortamında test edip, tespit etmek. Bu konunun uzmanları bilgiyi aldıktan sonra plazma aktarımı yapar. Bu antikoru saptayıp, tedavi yapacak klinisyen ekibimiz ve altyapımız hazırdır."