Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, bir yemek borusu hareket bozukluğu olan akalazya hastalığı ile mücadelede uygulanan laparoskopik cerrahide başarı oranının yüzde 96'ları bulduğunu bildirdi.
Ersoy, yaptığı yazılı açıklamada, akalazya hastalığı ve tedavisi ile ilgili son gelişmeleri paylaştı.
Nedeni tam olarak bilinmeyen ve başka hastalıklarla da karıştırılabilen akalazyada, doğru tanının son derece önemli olduğuna dikkati çeken Ersoy, hastalıkla ilgili görülen şikayetler hakkında şu bilgileri verdi:
"Akalazya hastalığı nadir görülen yemek borusu hareket bozukluğudur. Yutma güçlüğü ile kendini belli eder. Önce sıvı, ardından da sıvı ve katı gıdalara karşı yutma güçlüğü oluşur. İlerleyen süreçte içerisinde hem katı hem de sıvı gıda almakta iyice zorlanan hastalar, kilo kaybeder. Yutma güçlüğü birçok yemek borusu hastalığı ile karışabilir. Bunlar kanserler, reflü hastalığı, divertiküller (cepcikler) gibi hastalıklardır. Akalazya hastalığında tanı, başlangıçta zor konulur. Hastanın şikayetleri hekimi yönlendirir. Endoskopide, ilerlemiş akalazya hastalarında, yemek borusunda genişleme, gıda artıkları gibi görüntüler vardır. Eğer boyalı yemek borusu röntgeni çekilirse, genişlemiş ve mide ile birleşme yerinde kuş gagası gibi incelmiş bir yemek borusu görülür. Asıl tanı motilite testi ile konulur. Alt yemek borusu kapağındaki basınç yüksek değerlere ulaşır. Gıdaların geçişine engel olan işte bu yüksek kapak basıncıdır. Ayırıcı tanıda, esas korkulan yemek borusu kanserleridir ki, endoskopi bu şüpheyi ortadan kaldırır."
Akalazya hastalığı ile ilgili tanının konulmasının ardından tedavi için 3 seçenek bulunduğunu belirten Ersoy, bunlardan ilkinin, kapağın genişletilmesine imkan veren dilatasyon işlemi olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Emin Ersoy, yemek borusu alt uç kapağının endoskopik yardımlı olarak genişletildiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Bu genişletme işleminden yüzde 20 ila 50 sonuç alınır. Bu tedavide genişletme işleminin kalıcılık oranının zaman içerisinde azaldığını bilmek gerekir. Gelelim 2. tedavi seçeneğine. Bu tedavide botilinyum toksini kullanılır. Bu toksinle kapak genişletme işlemi yapılabilir. Ancak bu işlemin de uzun süreyle kalıcı başarısı düşüktür. Tıbbi seçenekleri denedikten ve başarı durumunu izledikten sonra hala istediğimiz sonuca ulaşamamışsak bu noktada cerrahi seçenek önermekteyiz. Cerrahi seçeneğimiz laparoskopik olarak planlanır. Laparoskopik yani kapalı cerrahi işleminde neler yapılır? Operasyonda yemek borusu alt ucunu kaplayan adale dokularının tümü (myotomi) küçük bir bölümde kesilerek ayrılır ve kapak ortadan kaldırılır. Bu operasyona ilave olarak reflü olmasını önlemek amacıyla midenin fundus (tepe kubbe) bölümü adaleden arındırılan bölgeye yamanır."
"Başarı yüzde 96"
Ersoy, laparoskopik cerrahi yöntemiyle akalazya hastalığının tedavisinde başarı oranının yüzde 96'ları bulduğunu bildirdi.
Diğer tedavi seçenekleri ile karşılaştırıldığında yakalanan bu oranın en başarılısı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Emin Ersoy, "Akalazya hastalığıyla mücadelede öncelikle diğer tedavi seçeneklerinin denenmesi gerekir. Gereken başarı sağlanamaması durumunda laparoskopik cerrahi ile hastamızı sağlığına kavuşturabiliriz. Bu kapsamda cerrahi yöntem dışındaki tedavi seçenekleri öncelikle uygulanır. Aradan geçen 3 aylık zaman diliminde hala hastalığımızla ilgili çözüm bulunamamışsa işte o zaman laparoskopik seçenek gündeme gelebilir." ifadelerini kullandı.