Kişinin kendisi veya çevresinin hareket ettiğini düşünmesi hissi olarak tanımlanan vertigo, son yıllarda sık görülen rahatsızlıkların başında geliyor. Bu durum sersemlik hissi veya baygınlık hali ile karıştırılmakla birlikte; tedavi edilmediği takdirde iş ve sosyal yaşamı durma noktasına getirebiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uz. Dr. Abdullah Özkardeş, baş dönmesi ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Baş dönmesine bulantı kusma ve terleme eşlik edebilir
Hastalar genellikle vertigo ile ilgili şikayetlerini tanımlarken zorluk çekmektedirler. Vertigonun bulguları, farklı nedenlere bağlı olarak değişebilmektedir. Hasta, çevresinin veya kendinin hareket ettiğini veya döndüğünü ifade eder. Bu duruma bulantı, kusma, terleme ve anormal göz hareketleri eşlik edebilir. Yakınmalar birkaç dakika ile başlayıp, saatlerce sürebilir. Bazen bu şikayetler sabit ve sürekli bazen de atak şeklinde görülebilir. Vertigonun başlangıcı, bir harekete veya pozisyon değişikliğine bağlı olabilir.
Vertigo beyin veya iç kulaktaki problemlere bağlı olarak ortaya çıkabilir
İç kulak problemlerine bağlı vertigolara "periferik", beyin hastalıklarına bağlı vertigolara ise "santral vertigo" adı verilmektedir. Vertigonun beyin ile ilgili nedenleri, denge siniri, bu sinirin beyinin alt bölümündeki çekirdeği ve bu yapıların diğer beyin alanları ile olan bağlantılarının bozulmaları ile ilgilidir. Sinirin ve çekirdeğin bağlantıları, "serebellum" denilen beyincikledir. Santral vertigoda, baş dönmesi daha az şiddette olur fakat kısa sürede düzelmez. Beyinin alt bölümünün kanlanmasının azalması vertigoya neden olabilir. Boynun arkasından gelip beyne giden damarlar, diğer yapıların yanında denge ile ilgili bölümleri de kanlandırır. Bu kanlanmada oluşabilecek bozukluklar; güçsüzlük, görme bulanıklığı, çift görme, uyuşukluk, denge bozuklukları, düşme ve konuşma bozukluklarına da neden olabilir.
Beyin tümörleri baş dönmesine neden olabilir
Beyincik ve beynin alt bölümü arasında gelişen ve "köşe tümörü" denilen oluşumlar %20 oranında vertigoya neden olur. Bu tümörler; ilerleyici işitme kaybı ve çınlama ve bazen de dengesizlik yapabilir. Beyinin alt bölümünün içine yerleşen tümörler ve damarlar ile ilgili anormallikler de vertigo nedeni olarak akılda tutulmalıdır. Bununla birlikte denge siniri etkileyen "nöropati" diye adlandırılan hastalıklar da, vertigoya sebep olabilir. Bazı epilepsi türleri vertigo şeklinde krize yol açabilir. Kafa ve boyun travmaları ile migren de vertigoya zemin hazırlayabilir. Baş dönmesinden sonra genellikle baş ağrısı başlar. Baş dönmesi sınırlı bir zaman süresini kapsar ve zaman zaman aynı ataklar tekrarlar.
Tedavi vertigonun nedenine göre planlanıyor
Beyne bağlı nedenlerle gelişen vertigonun nasıl seyredeceği, beyindeki hasarın yeri, türü ve boyutuna bağlıdır. Nispeten daha hafif şikayetlerle kendlerin gösterseler de daha uzun sürebilirler. Vertigonun santral nedenleri; beyinin alt bölümünün az kanlanması ve enfarktüsü, bu bölgeyi etkileyen multipl skleroz, köşe tümörleri, denge siniri hastalıkları, beyinin alt bölümünü etkileyen tümörler ve damar anormallikleri, epilepsi nöbetleri, bazı genetik hastalıklar, denge ile ilgili beyin alanlarının doğuştan olan anormallikleri şeklinde sıralanabilir. Beyne bağlı oluşan vertigoda nedene yönelik bir tedavi planlı çizilir.
Vertigo ile başa çıkabilmek için alınması gereken önlemler
Genel olarak hangi nedenle olursa olsun vertigolar konusunda ilk olarak ilaç tedavisine başvurulur. Bunun dışında beyinsel kaynaklı vertigolarda, şikayetlerin nedenine göre yaklaşım gerekmektedir. Beynin kanlanma bozukluğu sonucunda olan vertigolarda, aspirin ve çeşitli ilaçların kullanımı gerekmektedir. İleri derecede büyük damar darlığı olan hastalarda stent veya bypass ameliyatları da düşünülmelidir. Multipl sklerozlu olup vertigo şeklinde atak yapan hastalara ise yüksek doz kortizon verilmektedir. Vertigoya neden olan tümörlerin tedavisi cerrahidir. Vertigo ile seyreden epilepsilerde ise epilepsi ilaçları ile tedavi yoluna gidilmelidir.