Yaşlılık, insan hayatında fiziksel ve ruhsal değişimlerin görüldüğü bir dönemdir. Kişinin tüm organ ve sistemlerinde yaşlılığa bağlı fizyolojik fonksiyon kaybı görülmesi, bu kişilerde birçok kronik hastalığa sebep olmakta ve beraberinde günlük ilaç kullanımını arttırmaktadır. Kişinin karakterine de yansıyan bu değişimleri kabul etmesi ve bunlara uyum sağlaması bazı zorlukları beraberinde getirebilir. Bu dönemde kişi, yaşlılığın doğası gereği kendini sosyal hayattan izole etmektedir.
Etrafındaki insanlarla iletişimi azalmakta olan yaşlının, aynı zamanda hayat ile olan bağları da zayıflamaktadır. Bununla beraber yaşlılığın beraberinde getirdiği hastalıklar, özellikle Alzheimer hastalığı, bu dönemi daha da güç hale dönüştürmektedir.
Demans sıklıkla yaşlılarda ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. En sık demans sebebi olan Alzheimer Hastalığı, kişinin geçmişte edindiği bilgileri korurken yeni öğrenilen bilgileri çabuk unutmasına sebep olur. Çevresine olan ilgisi zamanla kaybolan yaşlının, sosyal hayattan kendisini izole etmesi, zamanının çoğunu evinde ve yatağında geçirmesine sebebiyet vermektedir. Bunun sonucunda yaşlıya bakım veren kişilerde de ciddi tıbbi ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Kişinin zihinsel ve sosyal yeteneklerinin, günlük işlerini sürdürmesini etkileyecek derecede ve ilerleyici biçimde kaybına neden olan bir rahatsızlık olan Alzheimer hastalığı ; hafıza, düşünme, mantık yürütme, yer ve zaman tayini, okuduğunu anlama, konuşma, günlük basit işleri yapma gibi işlevlerde bozukluklar görülür. Zihinsel işlevlerdeki aksaklıklar zamanla hastanın günlük yaşamını sürdürmesini olanaksız hale getirir. Bu durum, hastanın yıkanma, yemek yeme gibi yaşam aktivitelerini bir başkası tarafından karşılanmasını zorunlu kılar. Öğrenme, hatırlama, uyum, dil fonksiyonları (konuşma) ve kişilik gibi zekâ fonksiyonlarının bozulması ile günlük sosyal hayatını etkileyen, geri dönüşümsüz ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
Alzheimer hastasının bakıma muhtaçlığı arttıkça ilaçlarını düzenli olarak alması, yemeğini üç öğün yemesi, alt bezinin günde dört defa değiştirilmesi aile için bazen imkânsız olmaktadır. Bu durum sadece yaşlıların yaşam kalitesini olumsuz etkilemekle kalmayıp, ailenin ve bakım veren kişilerin de günlük yaşantılarını olumsuz yönde etkilemekte ve bu kişilerde tükenmişliğe neden olmaktadır.
Alzheimer hastalığı olan yaşlının bakımını kolaylaştırmak, yaşam kalitesini arttırmak, ailesinin ve bakım veren kişilerin günlük yaşamlarındaki zindeliğini korumak ve Alzheimer tanılı yaşlıların aktiviteler ile yaşamlarına değer katmak bu hastalar için yapılacak çalışmaların en önde gelenlerindendir.
Her Alzheimer hastasının farklı olduğu düşüncesi göz önünde tutularak, ‘bireysel bakım modeli’ne uygun olarak derecesine ve bakıma muhtaçlık durumuna göre hizmetler tasarlanmalıdır.
Ülkemizde toplumun % 7.5’i 65 yaş üstündedir ve yaşlılar hızla artmaktadır. Bu durma bağlı olarak yaşlılığa bağlı hastalıklar ve özelliklede bunama hastalığı her geçen gün artmaktadır. Halen ülkemizde 400 000 civarında Alzheimer demans hastası olduğu sanılmaktadır.
Türkiye’de Alzheimer hastalarına bakacak yeterli sayıda uygun planlanmış huzurevi, gündüz hastanesi veya bakım merkezi yoktur. Hasta ve hasta yakınlarına yardım için imkanlar son derece kısıtlıdır Günlük poliklinik hizmeti içinde de hastanın sağlık sorunları yanında bakım veren kişilerin karşılaştıkları sorunlara da eğilebilen tıp merkez sayısı yok denecek kadar azdır.
21 Eylül “Dünya Alzheimer Günü” nde Taksim Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezinde düzenlenecek Programa Tüm Alzheimer hastasına bakım veren aile bireylerini ve hastabakıcıları bekliyoruz…