1 Aralık Dünya AIDS Günü

Bugüne kadar dünyada 78 milyon kişi HIV ile infekte oldu ve 39 milyon kişi AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeniyle öldü.

 

Türkiye'de ise HIV epidemiyolojisi konusunda yapılan çalışmalar tüm toplumu yansıtmak için yetersiz olmakla birlikte, 6 bin 802 HIV/AIDS hastası yer almaktadır. Bu hastaların yüzde 72'si erkek ve çoğu 20-49 yaş aralığındadır. Haziran 2014 itibarıyla dünyada 13,6 milyon kişi HIV tedavisi almaktadır ve bu tüm hastaların yüzde 37'sidir.

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülden Çelik ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr Meral Sönmezoğlu 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nde Dünya ve Türkiye'deki AIDS'i rakamlarla ele aldı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNAIDS verilerine göre dünyada HIV ile yaşayan 35 milyon kişi var. Epideminin başlangıcından beri yaklaşık 78 milyon kişi HIV ile infekte oldu ve 39 milyonu AIDS-ilişkili hastalıklar nedeniyle öldü. Ancak yeni tedavi yaklaşımları, koruyucu önlemlerle 2001 den beri yeni HIV infeksiyonları yüzde 38, AIDS-ilişkili ölümler yüzde 35 azaldı. Haziran 2014 itibarıyla dünyada 13.6 milyon kişi HIV tedavisi almaktadır. Bu tüm hastaların yüzde 37'sidir.

Türkiye'de durum

Ülkemizde HIV epidemiyolojisi konusunda yapılan çalışmalar tüm toplumu yansıtmak için yetersizdir. Örneğin Türk Kızılay'ı kan bağışçılarında HIV seroprevalansı yüzde 0.12'dir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 6 bin 802 HIV/AIDS hastası vardır, yüzde 72 si erkek ve çoğu 20-49 yaş aralığındadır.

Türkiye'de HIV tedavisine erişim oranları

UNAIDS raporuna göre Türkiye, Aralık 2009 itibariyle tedavi ihtiyacı olan HIV pozitiflerin tedaviye erişiminin yüzde 50 – 80 arasında olduğu 21 ülke arasında yer alıyor. Raporda yer alan, düşük ve orta gelirli ülkelerde 2009 yılı itibariyle HIV testi ve danışmanlığı verilen kurumlar listesine göre, Türkiye'de 1362 kurumda HIV testi ve danışmanlığı sağlanıyor. Buna göre Türkiye'de her 100 bin yetişkin kişiye 3,3 kurum düşüyor.

Herkes için tedavi' amacına yönelik atılması gereken adımlar:

Raporda herkes için tedavi amacını gerçekleştirebilmeye yönelik uluslararası toplum tarafından atılması gereken adımlar aşağıdaki gibi sıralandı:

• HIV/AIDS önleme, tedavi ve bakım hizmetlerine herkesin ulaşabilmesi için verilmiş olan siyasal ve ekonomik taahhütlerin gözden geçirilmesi.

• HIV/AIDS ile tüberküloz, anne ve çocuk sağlığı, cinsel sağlık ve madde kullanıcıları için zarar azaltma gibi ilgili hizmetler arasında daha fazla entegrasyon sağlamak.

• Halk sağlığını geliştirmek ve yaygınlaştırmak için sağlık sistemlerini güçlendirmek.

• Özellikle daha fazla risk altında olan grupların HIV'e maruz kalmalarına sebep olan yasal ve yapısal bariyerlerin azaltılması için kesin önlemler almak.

Erken tanı için test yaptırmaktan çekinilmeyin!

Başlıca bulaşma yolları infekte kişilerle korunmasız cinsel ilişki, infekte kan yolu ile ve infekte anneden bebeğine. Bulaşma riski olduğunda ilk aşamada erişkin ve 15 aylıktan büyük çocuklarda kanda virüse karşı oluşan antikorları saptayan ELISA testlerinin kullanılmaktadır. İlk saptanan tek ELISA sonucunun reaktif olması kesin infeksiyonu göstermez. Bunun doğrulanması gerekir. Saptanan infekte kişilerin isimleri gizli kalmaktadır. HIV/AIDS'in artık tedavisi vardır. Erken tanı, kişilerde AIDS gelişmeden uzun sağlıklı bir yaşamı sağlayan tedaviye zamanında başlanmasına katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle bilgilenin, bilgilendirin, doğru bilgiye ulaşın. Mutlaka korunma yollarını öğrenin ve korunun. Test yaptırmaktan ve test öncesi danışmanlık almaktan çekinmeyin.

Akut erken dönemi, virüsün kişiye bulaşmasını takiben 3 ila 6 haftada oluşan genellikle 7-14 gün süren ve yeni infekte olan kişilerin yüzde 40-80'ninde görülen geçici belirtilerin görüldüğü bir dönemdir: Ateş, deride döküntü, ağızda yara, lenf bezi şişliği, yorgunluk, kilo kaybı, farenjit ve/veya gece terlemelerinin görülebileceği viral infeksiyon benzeri bir tabloya, bu dönemde gerçekleşen HIV-1 'in yüksek düzeyde çoğalması , kanda yüksek düzeyde bulunması ve bu virüse karşı gelişen özgül bağışık yanıt eşlik eder. Akut HIV-1 infeksiyonu kolay atlanabilir çünkü belirtiler özgün değildir. ELISA testi bu dönemde hemen reaktif saptanmayabilir ya da zayıf ELISA reaktivitesi Western blot testi ile bu dönemde doğrulanmayabilir. Bu dönemin en önemli özelliği kişinin yakın geçmişinde HIV bulaş açısından riskli davranışta bulunmasıdır. Bu da dikkatle sorgulanmazsa ve testler bir sure sonra tekrarlanmazsa ve HIV RNA araştırılmazsa gözden kaçabilir. Bu dönemin laboratuvar tanısı özellik taşır. Kişiler korunmasız riskli ilişkide bulunduklarında test yaptırmaktan ve test danışmanlığı almaktan çekinmemelidir.

Günümüzde artık 2030 yılında AIDS epidemisinin her ülkede kontrol altına alınması ve bunun için yeni infeksiyonlarda, AIDS'e bağlı ölümlerde ve HIV/AIDS'e bağlı ayrımcılıkta yüzde 95 azalma sağlanması hedefleniyor. Bu nedenle HIV/AIDS konusunda farkındalık yaratılması büyük önem taşıyor.