Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gül Eryılmaz "Bu ürünlerin bazılarında uyuşturucu ve keyif verici özelliğe sahip maddelerin bulunabildiği" uyarısında bulunuyor ve ekliyor; "Bu ürünler, zamanla doz artırımına sürükleyerek ürüne bağımlı hale getirebiliyor. İlaçlar alınmadığında ise kişide terleme, sıkıntı, telaşlı hal, hareketlilik ve epileptik nöbet geçirimi durumları görülebiliyor."
Bitkisel ürünlerin kullanılarak hastalığı tedavi yaklaşımı günümüzde alternatif tıp ya da destekleyici tedavi seçenekleri arasında tanımlanırken bilimsellik ışığında bu tedavilerin etkinlikleri ve yan etkileri ise tartışılmaya devam ediyor.
Kişilerin bu tür ürünlerin bitkisel olmasından kaynaklanan yan etkisi olmayacağı inancında olduğunu ifade eden Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gül Eryılmaz, Alman Federal İlaç ve Tıbbi Planlar Enstitüsü ve Amerikan Gıda ve İlaç Yönetimi'nden (FDA) gelen son uyarılarda, karaciğer nakline giden ve ölümle sonuçlanan bir olguda kava bitkisi ve karaciğer hasarı arasında ilişkinin söz konusu olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Özellikle obezite gibi uzun soluklu tedavileri olan hastalıklarda bu gibi bitkisel ürünlerin cazip sunulduğunu belirten Eryılmaz, ürünlerin çok rahatlıkla internetten elde edilebildiğini kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. Eryılmaz, zayıflama ürünü olarak satılan bu ürünlerin içerdiği maddeler konusunda da eksik bilgilendirmelerin yapıldığını söyledi. Eryılmaz;
"Bu ürünlerin içerdiği maddeler konusunda ne yazık ki kamuoyuna eksik bilgilendirme yapılıyor. Yapılan çalışmalarda bu bitkilerin içerdiği kimyasal maddelerin santral sinir sistemini etkilediği ve bu sebeple, iştah azaltıcı etkilerin yanında epilepsi nöbetleri ve uyuşturucu etkisi nedeniyle de bağımlılık yaptığı, ilaç alınmadığında ise yoksunluk belirtilerine neden olduğu gözlemlenmiştir. Bazıları ciddi yan etkilerinden dolayı kullanımdan kalkmıştır."dedi. Bu ürünlerin santral sinir sistemi dışında da ciddi yan etkilerinin bulunduğunun altını çizen Eryılmaz, Bu tarz ilaçlarda kullanılan Aristolochia fangchi bitkisinin karaciğer, böbrek gibi hayati organlara zararı dışında ani ölümlere de neden olduğunu belirtti.
ABD'de satılan 72 bitkisel zayıflama ürününde, beyan dışı olarak, sibutramin, bumetanid, fenitoin, rimonabant ve fenolftalein bulunduğunun tespit edildiğini de kaydeden Dr. Gül Eryılmaz, tüketicileri ciddi sağlık problemleriyle karşılaşabilecekleri konusunda uyarıyor.
"Bu maddeler bağımlılık yapıcı özellikleri nedeniyle kişiyi fiziksel ve ruhsal yoksunluk ile esir alıyor. Aynı zamanda içerdikleri kimyasal özellikler sebebiyle de fiziksel ve ruhsal hastalıklara neden oluyor."
Ergenliğin, fiziksel, ruhsal, duygusal ve sosyal gelişmelerin olması nedeniyle madde ile tanışma ve kullanmaya başlama açısından oldukça kritik bir dönem olduğunu ifade eden Gül Eryılmaz, bu döneminde özellikle beden imajı ile ilgili kaygılarla ergenlerin zayıflama ilacı kullanımına gittiği için bağımlılık risklerinin yüksek olduğunu söyledi.
Ergenlik çağındaki kişilerin gerek kilosu nedeniyle yaşadığı kendini beğenmeme gerek ise karşı cinse kendini beğendirme kaygısıyla bu ürünlere yönelme ve bağımlı olma riskinin yüksek olduğunu hatırlatan Eryılmaz, uyuşturucu ve keyif verici özelliğiyle bu ürünlerin kişiyi zamanla doz artırımına sürüklediğini kaydetti.
Kişilerin bu şekilde bağımlılığa gittiğini belirten Eryılmaz, ürünü kullanılmaması halinde kişide terleme, sıkıntı, telaşlı hal, hareketlilik ve epileptik nöbetlerin söz konusu olabileceğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Gül Eryılmaz bu ürün ya da benzeri ürünlerin bu özelliklerinin ülkemiz ve dünya sağlık örgütü tarafından ele alınmasının şart olduğunu vurguladı.