Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Metin Özkan, "Halk arasında zatürre olarak bilinen pnömoni, enfeksiyonlara bağlı ölümlerde dünyada birinci sırada yer alıyor. Zatürrenin belirtilerini tanımak, erken teşhis ve doğru tedavi planlaması açısından büyük önem taşıyor" dedi.
Havaların soğumasıyla kış hastalıklarının görülme sıklığı da artmaya başladı. Ancak bu hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alan zatürreye karşı özellikle dikkatli olunması gerekiyor. Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Özkan, '12 Kasım Dünya Zatürre Günü' kapsamında zatürre hastalığının belirtileri, risk grupları ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Halk arasında zatürre olarak bilinen pnömoni, enfeksiyonlara bağlı ölümlerde dünyada birinci sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Özkan, zatürrenin belirtilerini tanımak, erken teşhis ve doğru tedavi planlaması açısından büyük önem taşıdığını dile getirdi.
"ENFEKSİYONLARA BAĞLI ÖLÜM NEDENLERİ İÇİNDE BİRİNCİ SIRADA"
Zatürrenin, akciğerlerin iltihaplanmasıyla ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Özkan şunları söyledi:
"Erken tanı konup uygun antibiyotik tedavisi verilirse hiç iz bırakmadan iyileşebilir. Ancak küçük çocuklarda, yaşlı hastalarda, KOAH, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği ve vücudun savunma sistemlerini baskılayan kortizon ve kanser tedavileri gibi tedavi alanlarda çok ağır seyredebilir ve bu hastalarda tedaviyi geciktirmemek gerekir. Tüm dünyada enfeksiyonlarabağlı ölüm nedenleri içinde birinci sırada yer almaktadır. Ayrıca yoğun bakım gerektiren hastalarda yüzde 40 oranında ölümcül olabilir."
"GEÇMEYEN ÖKSÜRÜK ZATÜRRE HABERCİSİ OLABİLİR"
Zatürreye bakteri, virüs ve mantarların neden olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özkan, Akciğerlerde oksijen almayı sağlayan hava keseciklerinin iltihaplı bir sıvı ile dolduğunu söyleyerek ortaya çıkardığı belirtilere ilişkin şöyle konuştu:
" Öksürük ve balgam çıkarma, derin nefes alırken veya öksürürken göğüste batma ve ağrı, yüksek ateş, terleme ve titreme, özellikle yaşlı hastalarda şuur bulanıklığı, ileri derecede bitkinlik, bulantı, kusma veya bazen ishal, nefes darlığı gibi belirtiler, zatürreye neden olan mikroba ve hastanın vücut direncine göre grip belirtileri gibi hafif olabilir veya çok ağır da seyredebilir. Yüksek ateş, nefes darlığı, geçmeyen öksürük, koyu renk veya bazen kanlı balgam çıkarma yakınmalarınız varsa acilen bir doktora başvurmalısınız."
ZATÜRRE İÇİN RİSKLİ GRUPLARI
Prof. Dr. Özkan, zatürre için risk gruplarına ilişkin şöyle devam etti:
"Yaşı 65 ve üzerinde olanlar, iki yaş altı çocuklar, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler, kemoterapi ve kortizon gibi bağışıklık sisteminizayıflatan ilaçlar alanlar, kronik akciğer hastalığı (astım, kronik bronşit, amfizem, bronşektazi), kalp yetmezliği, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği olanlar ve dalak fonksiyonları bozuk veya dalağı alınmış olanlar zatürre ilişkin risk grubudur"
"DOĞAL KORUYUCU SİSTEME ZARAR VERİLMEMELİ"
Zatürreye neden olan mikropların genellikle solunan havada veya üst solunum yollarında zaten olduğunu ancak onların hastalık yapmasını önleyen koruyucu mekanizmalar sayesinde akciğerlere ulaşmadan yok edildiğini belirten Prof. Dr. Özkan, "Doğal koruyucu sistemlere zarar vermemek için; gereksiz ve uzun süre antibiyotik kullanılmamalı, havayı nemlendirip filtre ettiği için burun tıkanıklığı varsa giderilmeli, sigara içilmemeli, havayollarını kaplayan mukusun çok koyu kıvamda olmaması için yeterli su tüketilmeli ve öksürük kesiciler sık kullanılmamalıdır" dedi.
"İSTİRAHAT VE BOL SIVI TÜKETİMİ TEDAVİDE OLMAZSA OLMAZ"
Hastalığın tedavisinde istirahatın ve bol sıvı tüketiminin olmazsa olmaz olduğunu bildiren Prof. Dr. Özkan şunları söyledi:
"Hastanın yaşı, kronik hastalığının olup olmaması, akciğer grafisi, kan testleri ve muayene bulgularının değerlendirilmesine göre evde ağızdan alınacak ilaçlarla veya hastanede yatırılarak damar yoluyla verilecek ilaçlarla tedavi yapılabilir. Tedavide genellikle antibiyotikler, bol sıvı, istirahat ve ihtiyaç halinde ağrı kesici ateş düşürücüler verilir. İstirahat ve bol sıvı alımı önemlidir. Tedavi süresi 7 günden bazen 21 güne kadar değişebilir.
"Korunmada genel sağlık tedbirleri; sigara içmeme, el yıkama, soğuk havalarda ağız ve burunun kapatılması ve burundan nefes alıp havanın nemlenmesinin sağlanması ve bağışıklık sisteminigüçlendirecek vitamin ve mineralleri içeren bol meyve ve sebze tüketilmesi yanında bazı kişilerin aşı yaptırmaları da gerekir.
"Yaşı 65 ve üstünde, kronik hastalığı, üre yüksekliği, bilinç bulanıklığı, hastalığı iki akciğerde ve yaygın, tansiyonu çok düşük ve solunum sıkıntısı olan hastalar hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir."
"RİSK GRUBUNDAYSANIZ İKİ AŞI YAPTIRMALISINIZ"
Risk grubundaki insanların mutlaka zatürre aşısı ve grip aşısı olması gerektiğini öneren Prof. Dr. Özkan, "Zatürre aşısı; altmış beş yaş ve üstünde olup; KOAH, bronşektazi, kalp ve damar hastalığı, böbrek ve karaciğer hastalığı, şeker hastalığı olanlar, dalağı alınmış olanlar, kronik alkol alışkanlığı olanlar, immün sistemi baskılayan tedavi alanlar, beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar bu aşıyı yaptırmalıdır. Bu aşı genellikle ömür boyu bir veya iki defa yaptırılır.
"Grip aşısı; grip (influenza) zatürreye zemin hazırlaması açısından tehlikeli olabilir. Her yıl en fazla gribe neden olan mikropların belirlenmesi ile her yıl yeni aşı hazırlanır ve grip aşısının her yıl tekrarlanması gereklidir. Aşı, Eylül, Ekim, Kasım aylarında yapılabilir. Grip aşısı yaptırması gereken kişiler; Altmış beş yaş ve üstünde olup; KOAH, bronşektazi, kalp ve damar hastalığı, böbrek ve karaciğer hastalığı, şeker hastalığı olanlar, yüksek riskli hastalara hizmet veren sağlık personeli, güvenlik görevlileri, itfaiyeciler, öğretmenler gibi toplum hizmeti veren kişiler,grip yönünden riskli kişilerle birlikte yaşayanlar ( altı aydan küçük bebekle yakın ve sürekli teması olanlar)."