Diyetisyen Elif Erdin Yıldız bu yazısında yaşlılarımızın nasıl beslenmeleri gerektiğini ve ideal kiloları hakkında nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini siz okuyucularına anlatıyor.
Yaşlanma, anne kanında başlayan ve ölümle sonuçlanan bir süreçtir. Vücutta bu süreçte birçok fizyolojik, anatomik değişiklikler olur.
Dünya sağlık Örgütü, 65 yaş ve üzeri bireyleri YAŞLI olarak tanımlamaktadır.
65-74 yaş arası: Geç yetişkinlik
75-84 yaş arası: Yaşlılık
85 yaş ve üzeri: İleri yaşlılık, olarak belirtmektedir.
Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı; “Çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması” olarak da tanımlamaktadır.
Türkiye’ de, son 50-60 yıllık süre içinde yaşlı nüfus iki katı dolayında artış göstermektedir. Hala Türkiye’de 4 milyon kadar yaşlı insan yaşamaktadır. Bu sayının birkaç yıl içinde 5 milyona ulaşacağı, 2020-2025 yıllarında 8 milyon ve 2050 yılında da 12 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Yaşlanma ile birlikte vücutta değişiklikler meydana gelir. 60 yaşından sonra kilo alma yavaşlar, bunun yanında vücut komposüzyonu değişir. Kas kütlesi azalır, yağ kütlesi artar. Vücuttaki su yüzdesi azalır. %60’ tan % 50’ lere düşer. Kemiklerden kalsiyum çekilmesi arttığı için iskelet sisteminin gücü azalır. Bu değişimleri minimum düzeyde yaşamak için sağlıklı beslenmek bu süreçte çok önemlidir.
Yaşlanma İle Birlikte Organlardaki Değişimler
1. Tat ve koku duyusu azalır. Bu, iştah azalmasına neden olur.
2. Tükürük salgısı azalır.
3. Diş sayısı azalır ve besin alımında güçlük yaşanır.
4. Yemek borusunun kasılma yeteneği azaldığı için yutmada güçlük oluşur.
5. Midede besinlerin geçiş hızı yavaşlar ve tokluk süresi uzar, besin alımı azalır.
6. Safra enzimlerinin azalması ile yağda eriyen vitaminlerin vücuttaki etkinliği azalır.
7. Barsak fonksiyonlarında azalma görülür.
8. Bağışıklık hücrelerinin çoğalması yavaşlar ve bağışıklık sistemi fonksiyonları azalır.
9. Sinir sistemi fonksiyonlarında azalma görülür.
10. Metabolizma hızı yavaşlar
Yaşlılık Döneminde Beslenmede Nelere Dikkat Edilmelidir?
Yeterli ve dengeli beslenme, yaşlılıkta oluşan değişimlerin hızını yavaşlatır ve daha kaliteli bir yaşam sürdürülmesini sağlar.
İdeal kilonun korunması gerekir.
Kesinlikle öğün atlanmamalıdır, azar azar sık sık yemek yenilmelidir. Öğün sayısının günde 5 – 6 öğün olmasına özen gösterilmelidir.
Her öğünde tüm besin gruplarından almaya çalışılmalıdır. (Et grubu, süt grubu, tahıllar ve sebze-meyveler)
Barsak hareketliğini sağlamak için posa tüketimine dikkat edilmesi gerekir. Posa kaynağı olarak sebze-meyveler, kurubaklagiller ve kepekli tahıllar tüketilebilir.
Sıvı alınımına dikkat edilmelidir. Günde en az 8-10 bardak su içilmelidir. Bu sıvı suyun yanında, taze sıkılmış meyve suyu ve bitki çayı olarak da alınabilir. Ancak bunlardan en önemlisinin su olduğu unutulmamalıdır.
Margarin, tereyağ, kuyruk yağı gibi doymuş yağ içerikli yağ türlerinden uzak durulmalıdır. Daha çok balık yağı gibi doymamış yağ tüketilmelidir. Haftada en az 2 gün buğulama, ızgara, fırında pişirilmiş olarak balık tüketilmelidir.
Süt ve ürünlerinin az yağlı olanları tercih edilmelidir. Günlük düzenli olarak tüketimine dikkat edilmelidir.
Tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır. Turşu, salamura, salça gibi yüksek miktarda tuz içeren gıdalardan uzak durulmalıdır.
Bireye özel, yapabileceği uygun bir fiziksel aktivite seçilmeli ve düzenli olarak yapılmalıdır.
Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.
Kaynak: Hacettepe Üniversitesi, Geriatrik Bilimler Araştırma ve Uygulama Merkezi, Yaşlılıkta Kaliteli Yaşam Yrd. Doç. Dr. Emine Aksoydan Başkent Üniversitesi-Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Yaşlılık ve Beslenme
Diyetisyen Elif Erdin Yıldız