Cildiye Uzmanı Dr. Zerrin Gökşin Bahar, "Güneşin deride zaman içerisinde incelme, kırışıklık, erken yaşlanma, lekelenme, kılcal damarlarda genişleme, deri kanseri oluşumu riskini artırması, güneş alerjisinin tetiklenmesine yol açabileceği unutulmamalıdır." dedi.
Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamada, Bursa Devlet Hastanesinde görev yapan Cildiye Uzmanı Dr. Zerrin Gökşin Bahar'ın güneşle ilgili uyarılarına yer verildi.
Açıklamada, güneşin insan hayatı ve canlılığı için önemli bir kaynak olduğunu belirten Bahar, şunları aktardı:
"Güneşin D vitamini sentezi gibi faydalı etkileri olduğu gibi zararlı etkileri de olduğu unutulmamalıdır. Güneş ışınlarının görünmeyen ışınlardan en önemlisi UV'dir (Ultraviyole). Bunlar dalga boyuna göre A, B ve C tiplerine ayrılarak incelenir. Örneğin çok zarar verici bir ışın olan C, deri yüzeyinde odaklanır, yakar, kavurur. Atmosfer tarafından emilen bu ışının bize ulaşmasının engellenmesi önemlidir. B tipi UV ise derinin en üst ve orta tabakaları arasına odaklanır. Bu bölge derinin hücresel aktivitesinin en yoğun olduğu, ayrıca renk yapan hücrelerin yerleştiği yerdir. A ise deride daha derinlere odaklanır. Sonuçta bir enerji akımı olan bu ışınlar etkiledikleri bölgelere göre deride hasar, yaşlanma, lekelenme, kırışma, kansere öncü lezyonlar ve bizzat kanser oluşumuna yol açabilirler. Dünyada en sık kanserin Avustralya' da olduğu bilinir. Bu güneşe maruz kalım ile ilgilidir. Ayrıca son yıllarda derinin immün bir organ olduğu yani içindeki hücreler ve bazı salgılar ile bütün vücudun direnç sistemine önemli katkılar sağladığı anlaşılmıştır. Bu işlevi bozan durduran ana etken de güneştir."
Doğumdan itibaren maruz kalınan ışınların birikici etkiye sahip olduğunu belirten Bahar, gölgede bile olunca en azından yüz ve boyun bölgelerine güneş koruyucu sürülmesini önerdiklerini ifade etti.
Kişilerin, mümkünse bir dermatoloğa danışarak cilt tipine uygun ve olabildiğince yüksek koruma faktörlü koruyucular alarak günde 3-4 saat arayla vücutlarındaki açık alanlara sürmeleri gerektiğinin altını çizen Bahar, uygun güneş koruyucu ürünlerin ultraviyole A ve B filtreleri içermesi, deride yüksek oranda emilimi olması ve terlemeye karşı dayanıklı olmasının önemli olduğunu vurguladı.
Fiziksel güneş koruyucuların (çinko asit, titanyum dioksit, pudra, kaolin gibi maddeler) kullanım zorluğu nedeniyle pek tercih edilmediğini belirten Bahar, "Kısaca 'bronzlaşmak, tehlikelidir' diyebiliriz. Güneşin deride zaman içinde incelme, kırışıklık, erken yaşlanma, lekelenme, kılcal damarlarda genişleme, deri kanseri oluşumu riskini artırması, güneş alerjisinin tetiklenmesine yol açabileceği unutulmamalıdır." ifadelerini kullandı.