Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Avcu, önlemlere rağmen belirtileri 3 günde geçmeyen üst solum yolu enfeksiyonlarının, bazı organları olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Avcu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık kuruluşlarına başvuran her 3 hastadan birinde üst solunum yolu rahatsızlığına rastlandığını belirtti.
Kış aylarında mikropların doğada görülme sıklığının arttığına işaret eden Avcu, serin ve soğuğu seven mikropların hava yoluyla burun ve boğazdan vücuda temas ettiğini dile getirdi.
Sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren, ilaç tedavisinden sonuç alamayan hastaların burun, boğaz ve kulak bölgelerinde kalıcı hasar oluşabileceğine dikkati çeken Avcu, şöyle konuştu:
"Özellikle göğüs içi organlardan kalp ve akciğer, uzun vadede bundan etkilenmesin diye yatkınlık sebebi olan burun ile ilgili geniz eti, burunda et-kemik büyümesi, sinüzit, boğazda bademcik, kulakta tüp, zar takılması gibi ameliyatlar da gerekebilmektedir. Bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları kalpte kalıcı olabilen, kalp kası hatta cerrahi müdahale ile giderilen kalp kapağı problemlerine, akciğerlerde ise kalıcı bir şekilde soluk borusundan her iki akciğere hava geçişini sağlayan bronşların genişlemesine neden olabilir. Buna bronşektazi denmektedir. Aynı zamanda böbreklerin etkilendiği nefrit adı verilen ve hastayı böbrek yetmezliğine götüren durumlar, eklemlerin etkilendiği artrit ismi verilen ciddi durumlara neden olabilir."
Avcu, üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı alınması gereken tedbirler hakkında da bilgi vererek, şunları kaydetti:
"Ellerin yıkanması ve el temizliğine dikkat edilmesi, düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat etme, yetersiz uyku, stres, aşırı alkol ve sigara tüketiminden uzak durulması, özellikle toplu taşıtlar, okul, kışla, sinema, tiyatro gibi kalabalık yerlerde havalandırmanın iyi olmasına dikkat edilmeli, temizliğe özen gösterilmeli. Şikayetlerin önlemlere rağmen 3 günden fazla sürmesi ağır ve hızlı seyretmesi durumunda hastaneye başvurmak gerekir. Risk grubundakilerin grip aşısı olması, korunma açısından önem taşımaktadır. Grip virüsü kendini teorik olarak sonsuz kere değiştirebileceğinden her yıl aşı önerilmektedir. Bu yüzden vücudumuz geçirilen enfeksiyonla bu değişken virüse tam anlamıyla bağışık olamamaktadır. Bu nedenle her yıl Dünya Sağlık Örgütü tarafından yoğun ve yaygın enfeksiyona neden olması muhtemel üç grip virüsü tipi belirlenmekte, bunun üzerine de her yıla ait aşı geliştirilmektedir."