DUYGU YENER - Türkiye'nin önemli kadın cerrahlarından Prof. Dr. Ayten Kayı Cangır, merkezi ABD'de de bulunan Uluslararası Akciğer Kanseri evreleme çalışmasında "T Evreleme Komitesi Başkanlığı"na getirildi.
Prof. Dr. Cangır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akciğer kanserinde tüm kanserlerde olduğu gibi tedavi kararı için evreleme koşulu olduğunu belirterek, akciğer kanseri tanısı alan her hastada evreleme yapılmadan tedaviye başlanamayacağını söyledi.
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasında yer almasına rağmen kadınların en çok akciğer kanserinden hayatını kaybettiğini ifade eden Cangır, "Kadınlar en çok meme kanseri oluyor ama en çok da akciğer kanserinden ölüyor. Erkeklerde de akciğer kanseri en sık görülen kanser ve kansere bağlığı ölümlerde de birinci sırada yer alıyor." dedi.
Akciğer kanserinin 1900'lü yıllara kadar çok sık görülmediğini aktaran Cangır, sigaranın keşfedilmesi ve kullanılmaya başlanmasıyla birlikte akciğer kanserinde hızlı bir yükselme başladığını dile getirdi.
Prof. Dr. Cangır, akciğer kanserinin önlenebilir bir kanser olduğunu vurgulayarak "Akciğer kanserindeki hastaların yüzde 95'inden fazlası sigara içiyor. Sigara içme alışkanlığı azaltılırsa, insanlar bunu bırakırsa akciğer kanseri azalacak." dedi.
"Veri gönderen değil değerlendiren olacağız"
Akciğer kanserinde evrelemenin önemine işaret eden Cangır, hastaları dört evreye ayırdıklarını, bu evrelemeye göre de hastaların tedavileri için bir yol haritası belirlediklerini anlattı.
Cangır, hasta birinci ve ikinci evredeyse cerrahi tedavi, üçüncü evredeyse ilaç tedavisi, son evre olarak bilinen dördüncü evrede ise ilaç ve kemoterapi tedavilerinin olduğunu ancak cerrahi olarak bir şey yapılamadığını vurguladı.
Kanserdeki evreleme çalışmalarının uluslararası örgütler tarafından yapıldığına işaret eden Cangır, bu çalışmaların büyük çoğunluğunun da Amerika merkezli olduğunu söyledi.
Son 15 yıldır evreleme çalışmalarının Uluslararası Akciğer Kanseri Derneğince yapıldığını belirten Cangır, şöyle konuştu:
"Eskiden var olan çalışmalar yalnızca Amerika kaynaklı çıkıyor ve oradaki tedavi yapılan hastalara göre yapılıyordu. Biz o bulgulara göre kendi hastalarımızı evrelendiriyorduk. Uluslararası Akciğer Kanseri Derneği ile birlikte tüm dünyadan veriler toplandı. Dünyanın her yerinden buraya veri gönderildi. Biz de 1994-2000 yıllarına ait verilerimizi gönderdik. Türkiye'den en çok vakayı gönderen merkez, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı oldu. Eskiden veri gönderen iken şimdi işin mutfağındayız. Şu anda biz de değerlendiren konumunda olacağız. Ben de değerlendirenler arasında yer alacağım. Evreleme dünyanın her yerinde kullanılan bir şey. Türkiye'den bir merkezin de yer alması önemli."
Akciğer kanseri zarının evrelemesi çalışmalarına da katıldıklarını aktaran Cangır, "Akciğer kanserine veri gönderdik ama akciğer zarı kanserinin de şöyle bir özelliği var. Türkiye'de endemik görülüyor." dedi.
Prof. Dr. Cangır, akciğer kanseri evrelemesinin "T", "N" ve "M" olmak üzere üç grupta oluştuğunu ifade ederek şunları kaydetti:
"T tümörün kendisi yani akciğerin kitlesi, 'N' lenf bezi metastazı, 'M' de uzak metastaz. Ben 'T'sinde yer alacağım, Japon meslektaşım ile birlikte çalışacağız. Tümörün kendisini, boyutunu, sağ kalımı etkileyen, tedaviyi değiştirebilecek olan etkenleri analiz edeceğiz."