Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Reha Ersöz, diyabet hastalığının görme kayıplarına yol açabildiğini ancak erken teşhisle bunun önlenebileceğini belirtti.
Türk Oftalmoloji Derneği tarafından düzenlenen "Türk Oftalmoloji Derneği 50. Ulusal Kongresi" Antalya'nın Serik ilçesinin Belek Turizm Merlezi'ndeki bir otelde başladı.
Kongrenin başkanlığını yürüten Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ersöz, derneğin Vitreo-Retinal Cerrahi Birimi Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak ve derneğin Tıbbi Retina Birimi Başkanlığını yürüten Prof. Dr. Nur Kır, basın toplantısı düzenledi.
Prof. Dr. Ersöz, halk arasında şeker hastalığına bağlı görme kaybı olarak bilinen "diyabetik retinopati" konusunda halkı bilgilendirmek ve bu hastalık için risk taşıyan kişilerde farkındalık sağlamak amacıyla Türk Diyabet Vakfı ve Türk Diyabet Cemiyeti iş birliği ile "Diyabeti tanı, gözünü koru" kampanyası başlattıklarını söyledi.
Projenin, tüm diyabet hastalarında görülme riski bulunan "diyabetik retinopati"ye dikkati çekmeyi, erken tanı ile görme kayıplarının önüne geçmeyi amaçladığını vurgulayan Ersöz, "Diyabet hastalığı kaynaklı körlükler önlenebilir körlükler arasında ilk sırada. Hastanın gözünde görme kaybına yol açan bazı hastalıklar vardır. Ama bazı hastalıkların zamanında teşhis edilmesi ve tedavinin erken başlaması körlükleri önleyebilir." diye konuştu.
İnsanların beslenme koşulları, daha hareketsiz bir yaşam sürmeleri gibi nedenlerle diyabetin giderek arttığına işaret eden Ersöz, "Özellikle risk grubunda olan ya da diyabetle karşılaşan hastaların bu riskin farkında olup diyabetin ilk 'komplikasyon' dediğimiz olumsuz etkilerinin başında gelen diyabete bağlı retina damar hastalıklarının kendisini körlüğe kadar götürebileceğini bilmesini isteriz." dedi.
- "Her 10 kişiden 1'i diyabetli olacak"
Prof. Dr. Süleyman Kaynak da diyabetin tüm dünya için ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.
Kaynak, konuşmasında şu verileri aktardı:
"Bu konuda yürütülen çalışmalarda 2016 yılında 415 milyon dolayında diyabetik hasta olduğu fakat bunun önümüzdeki 25 yıllık süreç içerisinde yani 2040 yılında 642 milyona çıkacağı bildiriliyor. Diğer taraftan 2015 yılında dünyadaki her 11 kişiden 1'i, 2040 yılında ise her 10 kişiden 1'i diyabetli olacak. Tabii bu eski yıllarda bu kadar sık değildi. 2015 yılı itibarı ile doğrudan doğruya diyabete bağlı sorunlar nedeniyle hayatını kaybeden insan sayısı 5 milyon olarak ifade edilmekte."
Diyabetin tüm toplumlarda ortaya çıktığını bildiren Kaynak, eskiden "zengin toplumların hastalığı" olarak bilinen şeker hastalığının artık düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde daha yaygın olduğunu bildirdi.
"Diyabetin Türkiye'deki artış hızı AB ülkelerine göre en yüksek düzeyde"
Bu durumun yaşam tarzındaki değişikliklerden kaynaklandığına işaret eden Kaynak, şöyle devam etti:
"Endüstrileşme, hızlı şehirleşme, sağlıksız beslenme ve kinetik faktörlerin temel risk faktörleri oluşturduğunu bilmekteyiz. Burada ailesel genetik ve kalıtım büyük rol oynamakta. Kent yaşamının ve çalışma şartlarının getirdiği hareketsizlik, başta bizim fast food diye tabir ettiğimiz oldukça sağlıksız diyebileceğimiz yemek yeme tarzı, buna bağlı aşırı kilo ve hareketsizlik başlıca risk faktörlerini oluşturmakta. Bu tür değişiklikler bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de büyük kentler başta olmak üzere bütün nüfusumuzu etkilemekte. Uluslararası PURE çalışmasına göre Türkiye'deki diyabet oranı yüzde 14,6 çıkarken bu sıklık AB'deki en yüksek diyabet sıklığı oranına ulaştı. Türkiye'de artış hızı da diğer AB ülkelerine göre en yüksek düzey olarak tespit edildi."
- "Diyabet hastalarının senede bir kez göz muayenesi olması gerekir"
Prof. Dr. Nur Kır da şeker hastalarının görmesinde azalma, okuyamama, televizyon izleyememe, bulanık görme, dalgalı görme, renkleri iyi görememe ya da ışıktan rahatsız olma durumlarında doktora başvurduğunu söyledi.
"Diyabeti tanı, gözünü koru" kampanyasıyla hastaların daha erken doktora gitmelerini sağlamak istediklerini dile getiren Kır, şunları kaydetti:
"Çünkü biliyoruz ki diyabet kaynaklı körlükler önlenebilir körlüklerin başında geliyor. Tüm dünyada çalışabilir aktif insanların görme kaybında oluşan en büyük neden diyabettir. Önlenebildiği için de önem kazanmaktadır. Biz kan şekeri düzeylerinin mutlaka kontrol altına alınmasını sağlıyoruz. Biz kan şekeri düzeyini kontrol altına alamıyorsak delik bir kovayı doldurmaya çalışmaktan başka farkımız yok. Hasta normal şeker hastalığı ortaya çıktıktan 5-8 yıl sonra görme kayıpları ortaya çıkmakta. Bunu erken yakalayabilmek için diyabet hastalarının hiçbir yakınmaları yoksa dahi senede bir kez göz doktoruna muayene olması gerekmektedir."
Yaklaşık 2 bin 300 hekimin katıldığı kongre 13 Kasım'da sona erecek.