Folik asidin muz, fasulye, brokoli, turunçgiller ve suları, yumurta, folik asit katkılı ekmekler, tahıllar, yapraklı yeşil sebzeler, mercimek, karaciğer, bezelye, ıspanak, çilek, ton balığı, buğday tohumu, yoğurt, avokado gibi besinlerde bulunduğunu belirten Berksoy, "Folik asit eksikliğinin, bebeklerdeki doğumsal defektlerle ve ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek kanser hastalıkları ile ilişkili olduğu düşünülüyor. Folik asit seviyesindeki yetersizliğin düşük sperm yoğunluğu ile ilişkili olduğu da ortaya konuldu.
Ayrıca gelecekte çocuk sağlığı alanında önemli bir rolü olabileceği öngörülen folik asidin spermin DNA bütünlüğünü korumak için gerekli olduğu bildiriliyor. Folik asit eksikliğinin, anemi ve büyüme geriliği gibi hastalıklarla bağlantılı olduğu saptandı. Yani DNA üretimi için gerekli olan folik asit, düzgün sperm gelişimi için hayati önem taşıyor" diye konuştu. Anne adaylarına hamile kalmadan en az bir yıl önce folik asit almalarını önerdiklerini söyleyen Berksoy, "Bir yıl önce başlayan anne adayları için erken doğum riski yüzde 70 azalıyor. Bebekte zeka geriliği, körlük ve kronik akciğer hastalıkları gibi ciddi sorunlara yol açan, hamileliğin 20 ve 28. haftaları arasında olabilecek erken doğum riskleri yüzde 70 oranında, 28 ve 32. haftalar arasındaki erken doğumlar ise yarı yarıya azalıyor. Folik asit genellikle yeşil yapraklı sebzelerde, portakal suyu, baklagiller ve güçlendirilmiş tahıl ürünlerinde bolca bulunuyor. Fazla miktarda alkol alan, bazı mide ve bağırsak rahatsızlıkları bulunan ve kanser tedavisi için antifolat ilaçlar kullanan erkekler, besinlerdeki folik asitten yeterince faydalanamaz. Bildiğiniz gibi folik asit; sağlıklı bir hamileliğe ve sağlıklı bir bebeğe katkıda bulunabilecek bir B vitaminidir. Bir anne adayı, hamilelik başlamadan en az 3 veya 4 ay öncesinden başlayarak her gün 0.4 mg (400 mikrogram) folik asit alırsa, gelişen bebeğini nöral tüp kusurları adı verilen omurga ve beyin ile ilgili doğumsal kusurlara karşı koruyabildiğini biliyoruz. Bugün artık şunu da biliyoruz ki, baba adayları da eşleriyle birlikte folik asit kullanımına başlamalı ve günde 400 mikrogram folik asit almalılar. Yaygın olarak tükettiğimiz pek çok gıda, folik asit içeriyor" şeklinde konuştu. Ayrıca, folik asitten yetersiz beslenen insanların kan homosistein düzeyinin yüksek olduğunu ve eksikliğin depresyona sebep olduğunu kaydeden Dr. Berksoy, "Bunun da koroner kalp hastalığı için risk oluşturduğu bildiriliyor. Folik asit yardımcı enzimi, kan hücrelerinin yapımı ve hücre çoğalması için gereklidir. Bağışıklık sisteminde lenfositlerin işlevleri ve antikor oluşumu için de folik asit eksikliğinin bulunmaması önemlidir. Folik asit düzeyi düşük kişilerde, depresyona benzer belirtiler görülebilmektedir" dedi. Bersoy, folik asit eksikliğinde ortaya çıkabilecek sıkıntıları, "Sinirlilik, huzursuzluk, unutkanlık, karışıklık veya zihinsel yorgunluk, depresyon, uykusuzluk, kas yorgunluğu, diş eti iltihabı veya periodental hastalıklar" olarak sıraladı.