Sıcak havalar kalbin en büyük düşmanlarından. Sıcak çarpmasından inmeye, ritim bozukluğundan cilt sorunlarına birçok hastalığa neden oluyor.
Sıcaklardan herkes etkilenebilir. Fakat etkilenmenin derecesi özellikle yaşlılarda, bebek ve çocuklarda, kalp hastalarında, şeker, böbrek ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olan kişilerde ya da yatağa bağımlı olan hastalarda daha ciddi olabilir. Yine uzun süre güneşe maruz kalınan mesleklerde çalışanlarda sıcaktan etkilenme ihtimali daha yüksektir. Vücut ısımızın normalde 36-37 dereceler arasında olması gerekir. Aşırı sıcağa maruz kalındığında cildimizde bulunan damarlar vücudumuzu soğutmak için olması gerekenden daha fazla genişlerler. Buna terleme de eklenince vücuttan su ve tuz atılımı gerçekleşir. Genişlemiş olan damarlar kalbin iş yükünü arttırırken, sıvı kaybı ise organlarımızın beslenmesinde azalmaya yol açar. Bu nedenle riskli grupta yer alan kişilerin çok gerekli olmadıkça sıcak havalarda dışarı çıkmamaları gerekir. Özellikle de ısının yüksek olduğu ve güneş ışıklarının cildimize dik temas ettiği 10:00-17:00 saatleri arasında dikkatli olmakta fayda var. Dışarı çıkılması zorunlu durumlarda ise gölgede durmaya özen gösterilmeli.
SICAK HAYATİ ORGANLARI ETKİLER
Vücut ısısının çok arttığı durumlarda sıvı kaybımız da çok olacağı için beyin, böbrek, kalp ve akciğerler gibi hayati organlarımızın kanlanması azalır ve çalışmaları olumsuz şekilde etkilenir. Bilinçte bozulma, bayılma, idrar oluşunda ve çıkışında yetersizlik, göğüste ağrı, kalp ritminde bozukluk ve tansiyonda dengesizlikler oluşabilecek belli başlı rahatsızlıklar olarak sayılabilir. Yaşlı hastalar özellikle kalp ve tansiyon nedeniyle genellikle idrar söktürücü olarak adlandırılan ilaçlar kullandıklarından vücutlarında su atılımı fazlalaşır. Aşırı sıcakla beraber su kaybı arttığı için bu hastalarda sıvı kaybı çok belirgin hale gelebilir ve tansiyonları çok ciddi düşebilir. Kalpleri zayıf çalışan yaşlı hastalarda organ dolaşımları bozulup böbrek yetersizliği gelişebilir, kan çok pıhtılı hale gelip felç gibi durumlara yol açabilir.
SICAK HAVALARDA KALBE DİKKAT
Aşırı sıcaklarda oluşabilecek organ beslenmesinin bozulmaması için kalp normalden daha güçlü ve hızlı çalışır. Birçok hasta nabız sayısının arttığını ifade eder. Artan nabız sayısı hastalarda çarpıntı hissi oluşturabileceği gibi altta yatan ritim problemlerinin ortaya çıkmasına da yol açabilir. İş yükü artan kalpte özelliklede yaşlı hastalarda atrial fibrilasyon (AF) olarak bilinen ritim bozukluğu tetiklenebilir. Bu hastalar kalp atımlarını düzensiz ve genellikle hızlı olarak algılarlar.
SIVI ALIMINI ARTTIRIN
Çok sıcak saatlerde dışarı çıkmamak, çıkılacaksa gölgede bulunmak ve mümkünse perdelerin kapalı tutulmasında fayda var. Sıvı kaybımızı yerine koyabilmek için sıvı alımının artırılması lazım. Ortalama 2-3 litre sıvı tüketilmesi gerekir. Çok terletecek kalın ve koyu renkli giysiler giymemek daha uygundur. Denize giren hastaların kıyıdan uzaklaşmaması ve dolu mide ile yüzmemelerini de büyük önem taşıyor.