Çocuklukta anne-babasıyla ilişkisinde sevgi ve yakınlık gören çocuklar, kardeşleriyle de sevgi dolu bir ilişki kuruyor. Çocuklukta anne-babaları tarafından yeterince sevgi görmemiş, ihmale veya istismara uğramış çocuklar ise kardeşleriyle ilişkilerinde de uyumsuzluk yaşıyor. İşte bu yüzden anne ve babaya çok önemli görevler düşüyor!
İnsan hayatını hiçbir şey çocukluk yaşantıları kadar etkilemiyor! Bir çocuğun çocuklukta anne-babası ile yaşadıkları hem onun kişiliğini hem de nasıl bir hayatı olacağını etkiliyor. Medical Park Uşak Hastanesi Uzman Psikologu Neşe Coşkun Özyavru; anne-baba ve kardeş ilişkilerini değerlendirdi
Çocukken anne-babasından sevgi, ilgi ve sıcaklık, kısaca “kabul” gören çocuklar psikolojik açıdan çok daha sağlıklı oluyorlar. Buna karşılık, anne-babanın soğuk, reddedici veya duygusal açıdan mesafeli olduğu durumlarda çocuklar kendilerini sevilmeyen, değersiz kişiler, anne-babası tarafından “ret edilmiş” kişiler olarak hissediyorlar.
Kişinin psikolojik açıdan ne kadar sağlıklı olacağı ve nasıl bir hayat yaşayacağı anne-babası ile ilişkisinde ne kadar ‘kabul’ gördüğüne veya ‘ret’ edildiğine bağlı olarak değişiyor. Dünyanın çok farklı yerlerinde yapılan araştırmalara göre; çocuklukta anne-babası tarafından ret edilmiş hisseden çocuklar, ileride kendine güveni olmayan, başkalarına bağımlı, hayatın zorluklarıyla yeterince başa çıkamayan, öfkesini kontrol etmekte güçlük çeken, duygularını göstermekte zorlanan veya duyguları bir andan diğerine çabucak değişiveren ve belki de en önemlisi hayata olumsuz bakan kişiler oluyorlar.
Kardeş İlişkilerini de Etkiliyor
Çocuklukta anne-baba ve kardeşler ile yaşananlar, ileride kişilerin tüm yaşamlarını etkiliyor. Hiçbir eksiği olmayan bir ailede tek çocuk olmak, çocuğun tüm ihtiyaçlarına sıkıntı çekmeden ve en hızlı biçimde ulaşmasını sağlar. Tek çocuk, kardeşe sahip olanların özenebileceği bir yoğun anne-baba ilgisine, diğerlerine oranla daha fazla mahremiyete ve kişisel gelişim olanaklarına sahiptir.
Kardeşler ise para, sevgi, ilgi, sabır ve yalnızlık gibi kaynakların dağıtılmasına neden olurlar. Kardeşleri olan çocuklar sevgi ve ilgi görmek için bir mücadele verir. Muhtemelen odalarını ve eşyalarını paylaşırlar. Edindikleri her başarının, yaptıkları her davranışın kıyas noktası diğer kardeşleri olur. Kişisel özgürlük çizgileri diğer kardeşin varlığı nedeniyle sınırlanır.
Öte yandan bir kardeşe sahip olmak çocukların paylaşım duygularını geliştirir. Kardeşler birbirlerini koruyup kollarlar, birbirlerine dayanak olurlar, sırlarını paylaşırlar, yaşamın insanlara sunduğu yalnızlığı aynı kan bağından olan bir kardeş hafifletir, mutluluklar ve acılar paylaşılır. Büyük kardeşin varlığı küçük kardeş için büyük bir destek ve güç kaynağı olur. Dış dünyada ne kadar sorun yaşarsa yaşasın, ne kadar yalnız kalırsa kalsın evinde onu bekleyen ve hiç yalnız bırakmayacak olan bir kardeşi olacaktır.
Anlamazlar Diye Düşünmeyin!
Görüldüğü gibi bir kardeşe sahip olmanın hem olumlu hem de olumsuz yönleri vardır. Olumsuz yönleri azaltmaktaki en önemli rol anne-babalara düşmektedir. Bunun için ilk olarak anne-babanın iyi bir psikolojik uyuma sahip olması gerekliliğinden bahsetmek gerekir. Psikolojik uyumu elbette en çok yakın ilişkiler etkiler. Anne-babaların yaşanımdaki en yakın ilişki ise eşiyle kurduğu ilişkidir. Eşler arasında çatışma olması ya da eşlerin birbirlerinden ret edildiklerini algılaması başta eşlerin daha sonra çocukların olmak üzere bütün bir ailenin psikolojik uyumunun olumsuz etkilenmesine neden olur.
Çocuklar kaç yaşında olurlarsa olsunlar anne-baba arasındaki çatışmayı sezerler. Özellikle ilkokul dönemlerinde kendilerinin farkına varırlar. İzleyen ve biriktiren bir gözleri vardır. Mutluluğu-mutsuzluğu, acıyı-sevinci, iyiyi-kötüyü ve doğruyu-yanlışı keşfederler. Anne-baba arasındaki çatışmayı da anlarlar. Ancak çocukluklarına sığınıp anladıklarını ortaya koyamazlar.
Gözleriyle Biriktiriyorlar!
Çocukların gözleri ne biriktirmişse ileride de “o” olurlar. Hayatla baş edemedikleri yerde saldırgan ve isyankar ya da öz güveni yaralı ve içedönük. Bir yığın eksiklik ve yokluk hissederler. İleriki yaşamları çocukluklarını ödünlemeye çalışmakla geçecektir. Bu nedenle eşlerin birbirlerini kabul etmeleri, sıcaklık ve sevgi göstermeleri yalnızca kendileri için değil; aynı zamanda çocukları ve çocukları arasındaki ilişki için de önemli bir yere sahiptir.
Çocuklukta anne-babasıyla ilişkisinde sevgi, sıcaklık ve yakınlık yaşayan çocuklar aynı zamanda kardeşleriyle olan ilişkilerinde de, sevgi, sıcaklık ve yakınlık yaşıyorlar. Ancak, çocuklukta anne-babaları tarafından yeterince sevgi görmemiş, ihmale veya istismara uğramış çocuklar kardeşleriyle ilişkilerinde de uyumsuzluk yaşıyorlar. Bir başka deyişle, ağabey ya da ablanın küçük kardeşini kabul veya ret etmesi, küçük çocuğu en az anne-babasının onu kabul veya ret etmesi kadar etkilemektedir.
Ağabey ya da ablanın küçük kardeşine davranışlarında anne ve baba güçlü birer model olmaktadır. Yani, büyük çocuklar kardeşlerine davranışlarında anne-babalarını taklit etmektedir.
Her Şeyin Başı Sevgi!
Anne ve babanın birbirleriyle olan ilişkilerinde gergin ve mutsuz olmaları, çocuklarına karşı daha toleranssız, daha az kabul edici, daha uzak ve ihmalkar olmalarına neden olmaktadır. Aynı zamanda anne-baba arasında geçimsizlik olması ve çocuklarına karşı ihmalkar davranmaları, ağabey veya ablanın anne-babanın üstüne düşen sorumlulukların bazılarını kendi üstüne alarak küçük kardeşini daha fazla kontrol altında tutup korumasına neden olmaktadır.
Tüm insanlar ilk doğdukları andan itibaren başlayan kabul edilme ve sevilme isteğiyle arayışlarını farklı yollara sürükleyerek birbirinden farklı yaşamlar ve anılar oluşturur. Bunlar belleğimize yerleşir. Ne kadar sevildiğimiz ve ne kadar kabul algıladığımız da belleğimize yerleşir. Bu nedenle anne-babaların çocuklarını sevmesi ve kabul etmesi çocukların ileri yaşamında çok önemli bir yer tutmaktadır.
Medical Park Uşak Hastanesi
0276 444 44 84