Halkımız bu bilgilere itimat etmesin. Aynı ilacı böbrek taşına da veriyorlar. Bu iki taş birbirinden tamamen farklı. Safra kesesi taşı bitkisel ilaçla düşmez öyle olsa cerrahlar safra ameliyatı yapmazlar.” dedi.
Safra kesesinde taş oluşumuna ilişkin bilgi veren Öztürk, “bu rahatsızlığın nedenleri arasında Safra içeriğinin yoğunlaşması ve bu yoğunluğun çökelmesi, safra kesesi ve etrafının iltihapları, bazı kan hastalıkları(sferositoz gibi) ve safra akımının yavaşlamasına sebep olan tıkanıklıklar vardır.” dedi. Ayrıca safra taşı oluşumu için bazı risk faktörleri vardır: Kadın olmak, 40 yaşın üzerinde olmak, kilolu olmak, ailede bu hastalıkların bulunması gibi Yiyeceklerin taş oluşumuna doğrudan bir katkısı yoktur” diye konuştu. Gelişmiş ülkelerde yetişkinlerin yüzde 10’unda, 65 yaşın üzerindekilerin yüzde 20’sinde safra taşı olduğunu belirten Öztürk, toplumda safra taşı oranının yüzde 6-10 olduğunu, yaşla birlikte de arttığını ifade etti. Kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görüldüğüne dikkat çeken Öztürk, 50 yaşındaki kadınlarda görülme oranının yüzde 25-30, erkeklerde yüzde 16olduğunu aktardı. Safra kesesi taşlarının özellikle yemek sonrası hazımsızlık, bulantı, karın ağrısı, şişkinlik, geğirme gibi şikâyetlere yol açtığını belirten Op. Dr. Alaattin Öztürk, safra taşı tespit edilmesi durumunda tek tedavinin ameliyat olduğunu açıkladı. Öztürk, ameliyat olunmadığı takdirde olabilecekleri de şöyle sıraladı;